Teğmenlerin resmî tören bittikten sonra toplanıp kılıç şakırdatıp ant içtiği ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırdığı olayda disiplinsizlik var diyorlar!
Bu olayda disiplinsizlik var mı?
Disiplinsizlik var ya da yok, elbette bunu ben bilemem, karar mercii de ben değilim zaten amma velakin bu olay üzerine yapılan çok büyük bir hukuksuzluk olduğunu görüyor, biliyorum!
Olay Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmiş bu kurul karar verecek fakat hem Genelkurmay Başkanı, hem Devlet Bahçeli ve hem de Erdoğan bu konu hakkında durmadan konuşuyor, teğmenleri suçluyor ve Yüksek Disiplin Kurulu kararını etkileyecek mahiyette açıklamalar yapıp duruyorlar.
Görüldüğü kadarı ile bu zevat şimdiden hükmü vermiş, teğmenlerin kalemini kırmış, hepsini ordudan ihraç edecekler.
Peki, hükmü bu arkadaşlar verecek, kalemi bu arkadaşlar kıracaksa o zaman Yüksek Disiplin Kurulu niye var?
Bu kişiler sokakta görüş belirten vatandaş ya da yazarçizer taifesi değil ki hepsi iktidar sahibi, muktedir insanlar?
Daha teğmenler savunma yapmadan, konu incelenip araştırılmadan ve hukuki süreç tamamlamadan hükmü bunlar verirse bundan daha büyük bir hukuksuzluk olur mu?
Bir kişi hem savcı hem hâkim olabilir mi?
Bir kişi peşinen suçlu kabul edilebilir mi?
Elbette hayır, bu çok büyük bir hukuksuzluk olur…
Ama bunu yapıyorlar kamuoyu tepkisinden korktukları içinde bunu dolambaçlı yollar ile kapalı kapılar ardında gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel de bu hukuksuzluk üzerine konuştu ve “belli oldu ki bu teğmenleri ihraç edecekler. Biz onları aç açık, işsiz güçsüz, sokakta bırakmayız ve iktidara geldiğimizin ilk bir ayında hepsini tekrar orduya alır ve hak kayıplarını da telafi ederiz.” Dedi.
Dahası daha önce de Atatürk rozeti takmayan devre arkadaşları ile tartıştıkları gerekçesi ile ordudan ihraç edilen teğmenlere de kol kanat gerdiklerini, iş güç verdiklerini beyan ederek aynı şekilde onların da orduya katılacaklarını açıkça taahhüt etti.
Bu açıklamalar ve verdiği güvencelerden dolayı ben Özgür Özel’i kutluyorum, yapılması gereken de tam budur, bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı teğmenlerin yanında durmaktır.
Gelelim disiplinsizlik meselesine!
Size soruyorum tören bittikten ve dağılın emri verildikten sonra teğmenlerin ne yapıp ne yapmadığı ancak ve ancak bir suç unsuru varsa disiplinsizlik olarak değerlendirilebilir değil mi?
Peki, şimdi size soruyorum teğmenlerin aşağıdaki sözleri ve kılıç şakırdatma fiilleri zerrece bir suç unsuru içeriyor mu?
“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türk’üm diyene!”
Bu sözlerin bir tek kelimesinde bile bir suç unsuru var mı?
Tek bir kelimesinde suç unsuru olmayan bir metni toplaşıp okumak suç mu?
Pekâlâ, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demek suç mu?
Bakın bu ülkenin her bir vatandaşının uymak zorunda olduğu anayasamızı dikkate alırsak yukarıdaki sözlerden bir suç icat etmeye kalkan suçludur!
