Dış politikadaki hatalar Lira'yı vuracak!
Türk ekonomisi kendi başına kalsa tüm yaralarını saracak bir potansiyele sahip. Genç nüfusu, gözü kara girişimcileri, coğrafya avantajı ile her tür sorunu aşabilir. Ancak devleti yönetenler zerre kadar bu halkı ve ekonomiyi düşünmüyor. Düşünselerdi önceliklerine halkın çıkarlarını almaları gerekmez miydi? Sizce bu dönemde öncelik aşı mıdır Kanal İstanbul mu? Bu ne bitmek bilmez bir rant iştahıdır? Aşıya önem verilmemesi sonucunda Almanlar, Fransızlar, İngilizler ve en son Ruslar Türkiye''ye turist göndermeme kararı aldılar. Turizm gelirlerini bu yıl da unuttuk. Peki nasıl kapanacak cari açık? Her yıl 35-40 milyar dolar getiren sektör bu yıl aşı fiyaskosu nedeni ile taş çatlasa 10 milyar dolar getirecek. Aradaki fark ne olacak? Azalan döviz gelirleri kuru yukarı çekecek…
Yöneticilerin ekonominin başına açtığı dertler bununla da kalmıyor. Sanki mahsus yapıyorlarmış gibi dış politikada da hatalar zinciri devam ediyor. Biliyorsunuz İhvancı politika bizi Kuzey Afrika ve Körfez Bölgesi''nden uzaklaştırmıştı. Suriye''nin yerle bir edilmesi güneyde önemli bir pazarı bize kaybettirmişti. Şimdi bu politikadan dönüş sinyalleri verilse bile yöneticilerin sabit fikirli yaklaşımları devam ediyor. Bunun en tipik örneğini ABD-Türkiye ilişkileri arasında gördük.
Hatırlarsanız CB Erdoğan Avrupa ile bir ara kavga etmeye başlamış, partisine miting izni verilmedi diye bugüne dek oluşmuş siyasi eğilimler ve nezaket dışında yabancı liderleri faşist olmakla suçlamıştı. Hele Fransızlarla olan kapışması tarih kitaplarına girecek türden olmuştu.
Burada sıkıntı şu: Ülkelerarası ihtilaflar olabilir. Ancak burada size uymadı diye diplomatik nezaket kuralları dışına çıkarsanız sadece kendinize düşman yaratmış olursunuz. Bir yöneticinin şahsi fikirleri, sevdikleri, değer verdiği konular olabilir. Bunu da dillendirebilir. Lakin bunu yaparken şahsi egosu ile ülke çıkarlarının çatışmaya başlaması çok fena sonuçlar doğurur.
CB Erdoğan Filistin konusunda tüm dünya liderleri ile görüştü. Keşke bu azmini Pfizer CEO''su ile bir yıl önce görüşmek için de gösterseydi. Belki şu an her gün 300 Türk evladı ölmezdi…
Erdoğan Filistinlileri seviyor bunu anladık lakin şu nedir: "Sayın Biden, sözde Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldın. Şimdi de ciddi manada orantısız bir saldırı ile Gazze''ye saldıran ve yüz binlerce insanın şehadetine vesile olan bu olayda siz kanlı ellerinizde bir tarih yazıyorsunuz."
Kanlı el demek nedir? Hangi diplomatik teamüle, nezakete uyar? ABD''liler ne dedi peki: "ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın Yahudi halkına karşı son dönemdeki anti-semitik yorumlarını güçlü bir şekilde kınıyor. Anti-semitik dilin hiçbir yerde yeri yok"
CB Erdoğan''da cevaben şunu dedi: "Ne yapayım, İsrail''in zulmüne alkış mı tutayım? Mazlumlar için bedel ödemek gerekiyorsa, çekinmeyiz."
Türkiye''de kimse mazlumlara yapılana karşı sessiz kalın demiyor. CHP Genel Merkez binasına Filistin bayrağı asmadı mı? İYİ Parti en sert şekilde kınama yapmadı mı? Ancak ekonominin ve salgının en kötü dönemlerini yaşarken ABD ile yeni krizler yaratmak acaba dolar/TL''ye iyi gelir mi?
Ülkenin kasasındaki 128 milyar doları eritmişsiniz üstüne bir de eksi 60 milyar dolara indirmişsiniz, 140 milyar dolar kısa vadeli borcunuz var, en az 35-40 milyar dolar cari açık olacak, zaten kur durduğu yerde yukarı çıkıyor, dışa bağlı üretim iflasa gidiyor, Türk halkı sefalete yelken açmış şimdi bir de Filistin için bedel mi ödeyeceğiz?
Filistin insanının canı çok önemli olabilir ama Türk halkının da kıymeti yok mu? Yaşamda siyaset denge gerektirir, mazlum için bedel ödemek istiyorsanız kendiniz ödeyin ama 85 milyonu beraberinizde öfkenin karanlık dehlizlerine sürüklemeyin.
Türk halkı bedel ödemekten bıktı. Artık ölmek değil yaşamak, ağlamak değil gülmek, insan gibi yaşamak, refah içinde mutlu olmak istiyoruz.