Dindar değil kindar
Bu mektup Mersin’den geliyor. İbret için okuyun ve Abdullah Öcalan-Recep T. Erdoğan dayanışmasının nelere yol açtığını görün:
“Hocam, ben Mersin Tıp Fakültesi öğrencisiyim. Milliyetçi bir TÜRK’üm. Nicedir yazılarınızı takip ederim. Yaptığınız iş bu devirde büyük bir cesaret örneği. Aynı zamanda Biz Türkler için umut kaynağı oluyorsunuz.
Uzun zamandır memleketin bu hâli canımızı sıkmakta. Ne yapacağımızı bilemeyecek hâldeyiz, bir buhran içerisindeyiz.
Bugün kendimi üniversitemde yabancı gibi hissetmekteyim. Oysa al bayrağım orda ancak o da pek bir mahzun duruyor üniversitemizde.
Çevremde Kürtçe sözcükler havada uçuşuyor. Elbette konuşabilirler ama biz bunu anlamıyoruz. Biz bu dili bilmiyoruz... Saygısızlıktan öte olmuyor bu yaptıkları. Bugün bir arkadaş meclisinde iktidarın açılım politikasını eleştirirken Kürt arkadaş tarafından tehdide maruz kaldım. Gözlerim doldu. Çünkü o kişiden böyle bir şey beklemezdim. Düşündüm, yüreğime nefret düşsün istemedim ama öyle bir nesil yetişiyor ki dindar değil, kindar bir nesil...
Bugün başka bir olaya da kampüs merkezinde tanık oldum. Arkadaşlar bu tarz olayların her gün olduğunu söylüyorlar. Ben ilk defa karşılaştım. Ali İsmail Korkmaz [Eskişehir’de öldürülmüştü.] için kampüs merkezinde eylem yapılıyordu. Buraya kadar normal. Yanlarına varınca Kürtçe şarkılar eşliğinde ’Serok Apo, İmralı...’ve anlamadığım birçok Kürtçe sözlerle halay çekiyorlardı. Bu manzara karşısında donakaldık arkadaşımla... İçimiz nefret doldu ve biz hiçbir şey yapamadık hocam. İkimiz de şunu sorduk birbirimize: Biz şuraya çıkıp ‘Ne mutlu TÜRK’üm diyene!’ desek kaç kişi gelir acaba? Hakkımızda idarî soruşturma açılır ve ceza verilir sadece.
Bir büyüğümüz olarak size soruyorum. Bir hayranınız olarak soruyorum... Bana bir yol gösterin. Siz bizden daha çok şey yaşadınız. Ne olur bugünler geçecek deyin! Bizlere yol gösterin. Biz Gezi’de göründüğü gibi politik değil, apolitik bir gençliğiz; öyle öğretildi. ’Bize aman oğlum karışmayın.’denildi.
En kötüsü okumayan ve özenti bir gençliğiz ve inanın bana, eğrisi doğrusu ne bilmiyoruz ve kutuplaşmış bir durumdayız. Atatürk’ü hadsizce eleştiren ‘diktatör’, ‘katil’ diyen o kadar çok kişiyle karşılaştım ki inanamazsınız. Bugün Atatürk anıtı ve bayrağımız önünde halay çekip bebek katili vatan haini lehine slogan atan bir topluluk gördüm. Dehşet içerisindeyim ne olur geçecek bunlar deyin! Ne olur!..
Tüm Yeniçağ ailesine selam olsun. Allah kaleminize kuvvet versin. Teşekkür ederim.” (Ü. Ş.)
***
Feryadı okudunuz. Kim bilir kaç üniversitede dişler sıkılıyor, “Ya sabır!..” çekiliyor. İdarî soruşturmaya uğramasın diye ismini açık yazmadığım Ü. Ş., ne yazık ki, “Kürt”, “Türk” diye bahsediyor. İnsanlarımızı bu duruma getirenler düşünmelidirler. Hâlbuki, A. Öcalan lehine slogan atanlar “Kürtler” diye adlandırılamazlar; PKK’lıdırlar. Ama Recep Tayyip Beyimiz sağ olsunlar, milleti dilimleyince, etnisiteler ister istemez ötekileşti. Çok yazık...
R. T. Erdoğan eseriyle övünebilir.