'Diğerleri'mi? Ölsün!

2004’te kaldırılan DGM’lerin yerine, yine Ak Parti hükûmeti zamanında 2005’te Özel Yetkili Mahkemeler kuruluyor.
“Özel” dediğin an şartlar değişir!
Birine “özel yetki” verince “özel yetki” verenin de eli kolu bağlanıp kalıyor.
Zamanın Adalet Bakanı Cemil Çiçek, özel yetkili mahkemeleri düzenleyen CMK 250 için: “Örgüt suçuyla ilk kez tanışacak bir hâkim veya savcı yerine, uzman hâkimlerin önüne gitmesi gerektiği gibi iyi niyetli bir çabadan ortaya çıkmıştır” demiş ama görüntü çok farklı... Yine Ak Parti Hükûmeti bu durumu görüyor ve yeni kanun paketini hazırlıyor.
Bu kanun paketle ilişkili bir mesele var ki, “Ergenekon” dedikleri, ucu, ortası, sonu belli olmayan bir dava ve mütemmim cüzlerindeki tıkanma herkesi düşündürüyor. Bu “tıkanma” başından belliydi. Çok insan pisi pisine mahpus, çok insanın hürriyeti dört duvarla sınırlandırılmış. Hiç ama hiç Müslümanlığa sığacak iş değil!

***

Marx dininin sâlikleri, yeni bir başka pakette, hâlâ hapiste olan bir iki “ülkücü” çıkacak diye acı acı çığlık atıyorlar.
(Ara not: Marx dininin sâlikleri dedim de aklıma geldi: Karl Marx (1818-1883) aslında dikkate alınması gereken bir fikriyatçıdır. Eğer onu “yalavaç” ilân etmemiş olsalardı, çok insanın peşin hükmü olmayacaktı. Bir peygamber varsa “nasslar” ı da vardır ve bu peygamberin yolundan gitmeyenler, “şüphe” duyacaklardır. Memleketimizde, Marx’ı peygamber belleyenler hâkim olsalar ülkede herkese boyunduruk geçirecekler, herkesi nodullayacaklar diye düşündürüyorlar. Kendilerinden olmayanlara, hatta kendilerinden olanlara karşı hiçbir “hoşgörü”leri yok... Kendi yollarından o kadar eminler ki, gözleri başka bir şey görmüyor. Dikkat ediniz! Bir peygamber varsa, o yolda “azizler” de vardır. Türkiye’de Marx dininin sâliklerinin birkaç “aziz”ini sayayım: Nâzım Hikmet Ran, Deniz Gezmiş, Hrant Dink... Meselâ 1 Mayıs da “ibadet” günü onlar için... Bana inanmıyorsanız, sol liberal Etyen Mahçupyan’a sorun!.. Son yazıları Marx dininin sâlikleri üzerinedir!)
Yeni pakette Ak Parti ile MHP işbirliği etmişler. Buna ateş püskürtüyorlar! Sebep: 12 Eylül öncesi Bahçelievler Davası’ndan hâlen hapiste olan Halûk Kırcı, Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı’nın faydalanacak olmaları. (Kırcı, bu davadan çıkmıştı, başka bir suç isnadıyla mahpus tutuluyor.)
Mesele “ülkücü” dediklerine gelince bitmez tükenmez bir kin!
İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Âdem Sözüer’in son derece önemli bir görüşünü burada daha önce vermiştim. Prof. Dr. Sözüer diyor ki:
“Diğerleri söz konusuysa; hukuk teferruattır, ilke göz ardı edilebilir... Meselâ Mehmet Ali Ağca, Haluk Kırcı... Aynı suçları işleyen ve aynı durumdaki kişilerle karşılaştırıldığında fazladan hapiste kalmışlardır. Çünkü malûm ’kamuoyu vicdanı’denen ve aslında faşizmin hukuk anlayışının gerekçesi olan bu görüş, bizim ülkemizde çok etkilidir.” (Akşam, 19 Mart 2012)
Mesele bu! Gerisini konuşmayalım!

Yazarın Diğer Yazıları