Devenin erkek olduğu belli ama!

Dile kolay, tam 45 yıl Hasan Pulur'un yazılarını okumuşum. Ben 11 yaşında okumaya başladım ama o 54 yıldır yazıyordu. "Olaylar ve İnsanlar" köşesinde belki atmacanın kafa kesitini yine çizemedi ama Türkiye'nin kafa kesitini yansıttı. Kesip uzun yıllar sakladığım bir yazısında Halim Yağcıoğlu'nun Atatürk'ün ağzından yazdığı bir şiiri yayınlamıştı. O şiirde zaten Atatürk sonrası Türkiye resmediliyordu. Bir de Muaviye'nin dişi deveyi Şamlılara erkek deve diye kabul ettirmesi, bu sayede Hz. Ali'ye karşı galip gelmesi örneğiyle Türkiye'nin nasıl bir zihniyete köle olduğunu netleştirmişti.

Gerçi Yunanlı papazların doluştuğu Venizelos gemisi, "Karadeniz'i kurtaralım" gibi sözde çevreci bir sloganla İstanbul, Trabzon ve Odesa limanlarında, siyasi ve psikolojik operasyonlar yaparken, karşı bir kampanya başlattım diye beni eleştirenler arasında Pulur usta da bulunuyordu ama bunu "yanlış bilgilendirme sonucudur" diye kabul etmek istedim hep. Allah rahmet eylesin.

***

Muaviye'nin Şamlılara erkek deveyi dişi deve diye kabul ettirmesi gibi olayları ise her gün yaşıyoruz. Rusya ile yaşanılan krizin arkasında skandallar dizisi vardır. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin arkasında skandallar dizisi vardır. Son olarak AB ile Türkiye anlaşmasının arkasında da skandallar dizisi vardır.

Hollanda basını işin doğrusunu yazmış: "AB-Türkiye anlaşması akıllı bir yatırım!"

AB için akıllı, Türkiye için akılsız bir yatırım! Fakat anlaşma Türkiye'de "AB Türkiye'ye üç milyar Euro verecek, Türkler Avrupa'da vizesiz dolaşacak!" diye sunuluyor...

***

BBC'ye Hollanda'dan haber geçen Yusuf Özkan, gazetelerin gelişmeleri, "AB mülteci krizini satın aldı", "AB milyarları, mülteci akınını frenleyecek" gibi başlıklarla duyurduğunu bildirdi.

Kısacası, Türkiye'ye rüşvet verdiler!

Haberlerde "Türkiye, 3 milyar Euro karşılığında mülteci akınını önleme ve Yunanistan sınırını güvence altına alma sözü verdi. Belçika Başbakanı Charles Michel de AB'nin öngördüğü parayı Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde dilim dilim verileceğini vurguladı" deniliyor.

***

İktisadi Kalkınma Vakfı da vize serbestliği sürecinin vizelerin kaldırılması ile sonuçlanması için Türkiye'nin yerine getirmesi gereken 72 kriter bulunduğunu hatırlattı.

72 dilimlik bir yardım, yardım mıdır yoksa rüşvetle iş yaptırmak mıdır?

Fakat Belçika Başbakanı Michel, insan hakları ve temel özgürlükler konusundaki eksikler nedeniyle Türkiye'nin AB üyeliğinin çok uzak göründüğünü söylüyor ki gerçek de bu.

Temel hak ve özgürlükler denilince, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yayınladıkları haber dolayısıyla tutuklanması bile başlı başına bir kriter ihlalidir. Hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret davası açılan köşe yazarlarından daha tutuklanan yok ama basına yönelik daimi ceza tehdidi, temel hak ve özgürlükleri yok etmiyor mu?

***

Topluma yine erkek deveyi dişi deve diye yutturmaya, böylece Rusya ile krizin olumsuz etkilerini arka plana atmaya çalışıyorlar ama 72 kriter arasında Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması gibi siyasi dayatmalar ve "Türkiye'den Avrupa'ya geçen göçmenler için imzalanan Geri Kabul Anlaşması'nın eksiksiz ve etkin bir şekilde uygulanması, sınır yönetimi ve vize politikasının düzensiz göçü etkin olarak engelleyecek şekilde yönetilmesi, seyahat belgelerinin güvenliğinin sağlanması, uluslararası standartlara uygun göç ve iltica sistemlerinin oluşturulması, azınlıklar ve yabancıların temel haklarına saygı gösterilmesi" gibi şartlar var...

Bunları duyuran yok tabii. Nasılsa Türk halkının çoğunluğu gerçeklerden haberdar olamayacak.

Ama devenin erkek olduğu da meydanda değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları