Dersim Milis Kuvvetleri!

İbrahim Özkan, albay rütbesinde bir subay.. 1992 yılında teğmen olarak göreve başladığında, Mardin'in bir ilçesine tim komutanı olarak atanır. Rutin bir yol kontrolü sırasında elini öptüğü 80'lik bir ihtiyar, "Oğul, Halid Bey gibiler gelmedikçe daha çooook eziyet çekeriz buralarda" der.

Bir yıl sonra "yiğit Jirki aşireti"nden 60 yaşını geçmiş bir korucuya yabancı marka sigara uzatınca şu cevabı alır:

-Oğlum.. Halid Bey gibi hep önden gidiyorsun. Fakat bilmez misin ki ha bu sigaraya verdiğin para gavura gidiyor. Onlar da bu parayla bizim gavurlara silah veriyor, seni buraya dikiyor.

***

1999'da Tatvan'da tank bölük komutanı iken hâkim bir tepede bulunan tankı arızalanır, Teknisyen ve bakım ekibi ile olay yerine gider. 400-500 metrekarelik bir alanda tel örgülerle çevrili iki baraka ve bir televizyon vericisi vardır. Teknisyenler arıza ile uğraşırken, Özkan karakol komutanı astsubay ile çay içmektedir. Yandaki barakanın ne olduğunu sorar. Astsubay, televizyon vericisine bakan dürt Kürt olduğunu ama onlarla muhatap olmadıklarını söyler! Tam bu sırada barakadan çıkan 50-55 yaşlarında bir kişi, kimin geldiğini anlamak için ürkek bakışlarla kendilerine doğru bakar. Özkan selam verince adam yanlarına doğru yürür, Özkan da ona doğru yürüyerek elini öper, başına koyar. Adam ağlamaya başlar. Neden ağladığını sorunca da , "Burada eri, onbaşısı bile bizi adam yerine koymazken devletin koca yüzbaşısı elimi öptü. Ona duygulandım" der. Yüzbaşı Özkan, askerlerin kusurunu gençliklerine vermesini isteyince de "Yok kumandan biz her şeyin farkındayız. İnşallah Halid Beyler yine yetişecek" diye cevap verir.

Bu insanların bildiği Deli Halid Paşa'yı bir subay olarak kendisinin bilmemesi canını sıkar, O tarihten sonra tam 16 yıl Deli Halid Paşa'yı araştırır ve yazar.

Ortaya "Unutulan Yıllar, Unutturulan Kahraman Deli Halid Paşa" eseri çıkar ve 2015 yılında Ötüken yayınları arasında yayınlanır.

***

Kastamonulu anne babanın, Eyüp'te doğmuş çocuğu olan Deli Halid Paşa, Yemen'den Kurtuluş savaşına kadar cepheden cepheye koşar, 13 defa yaralanır. Özellikle, Kafkas cephesinde halkı örgütleyerek gerilla savaşı yürütür. 40 yıl sonra Kars'ı Ruslardan geri alır. Bundan dolayı soyadı kanunu sırasında ailesine Karsıalan soyadı verilir. Her savaşın kritik anlarında görev verilen ve yenilgiyi zafere dönüştüren bir komutandır.

1916'da Kopdağı'ında ağır yaralanıp İstanbul ve Avusturya'da tedavi gördükten sonra 10 Mayıs 1917'de Batı Dersim Bölgesi Komutanlığı'na atanır. Göreve başlar başlamaz, Koçgiri aşiretinin ağası Seyyid Rıza'yı kendisine yardımcı olarak görevlendirir. Böylece gönüllülerden çoğu atlı olmak üzere milis kuvvetleri oluşturur ve hepsine sıkı bir askeri eğitim verir. İşte bu Dersim milis kuvvetlerinin başında Erzincan, Mamahatun ve Erzurum'u düşman istilasından kurtarır.

Deli Halid'in emrinde 735 Dersimli milis vardı. Erzurum'a girdiklerinde sayıları 80'e düşmüş, ya Ermeni kurşunlarıyla ya da donarak şehit düşmüşlerdi.

***

Harekât sırasında, milisleriyle Türk ordusunun parçası olan Seyyid Rıza, 20 yıl sonra Dersim isyanının liderliğini üstlenecektir!

İbrahim Özkan, Dersim'de o tarihte jandarma komutanı olarak bulunan Hamdi Bey'in daha sonraki yıllarda çıkan Dersim isyanı ile ilgili bir açıklamasını hatırlatıyor:

"Halid Bey çapında bir kumandan Dersim'de kalmış olsaydı, ne ayaklanma, ne isyan asla bahis mevzuu olmazdı. Dersim halkı ayaklanmaya mecbur edilmiştir. Buna ait vesikamız vardır."

Daha birkaç yıl önce, Dersim isyanında idam edilen Seyyid Rıza'nın Tunceli meydanında heykeli dikilmiştir.

Oysa bugün de Tunceli halkı, Türk devletinin milisi olmaya hazırdır. Yeter ki Deli Halid Paşa'ları görsünler!

Yazarın Diğer Yazıları