'Derisi' vatansa, 'gerisi' teferruattır!
Hiç utanmanıza sıkılmanıza gerek yok… Size az kullanılmış ikinci el mazeretler getireceğiz… Başkalarının 'teslimiyet' gibi gördüğü şeylerin aslında birer 'kahramanlık' ve 'fedakârlık' örneği olduğunu savunabilecek, bununla gurur duyacaksınız!..
Eve gittiğinizde ev halkı karşısında yüzünüz kızarmayacak emin olun!.. Memleketin bir kere daha size ihtiyacı olduğunda nasıl da koşa koşa cepheye gittiğinizi ve mukadderata bir kere daha el koyduğunuzu anlatabileceksiniz!..
Dünkü düşmanlarınızın övgüleri arşa doğru yükselirken, bunun haklı gururunu yaşayacak ve haklılığınızın anlaşılmış olmasından dolayı kendinizi çok güzel teselli edeceksiniz!.. Göğsünüze madalya gibi gazoz kapağı takan ve şefkatli elleriyle sırtınızı sıvazlayan yeni dostlar edineceksiniz!..
Yeter ki, gevşeyin, kendinizi kasmayın, rahat bırakın, daima güzel şeyler düşünün!.. Hiç acıtmayacak inanın!.. Dedik ya, size az kullanılmış ikinci el mazeretler getireceğiz, bozdurup bozdurup harcayasınız diye!.. Öyle Tayvan malı da zannedilmesin mazeretlerimiz, hepsi 'yerli', hepsi 'millî' olacak!..
***
İşin sırrı relaks olmakta!.. Şahsiyetinizi ve beyninizi arka ceplerine indirdiğiniz liderleriniz, şefleriniz, başkanlarınız, reisleriniz, abileriniz, komutanlarınız, imamlarınız, müdürleriniz sizin yerinize zaten en iyisini düşünürler ve yaparlar!.. Çelişki gibi gördüğünüz durumlarda yeniden insan içine çıkmanızı sağlayacak en asil mazeretleri de onlar üretip elinize verirler!.. Tasalanmaya mahal yok yani!..
Siz hayretler içinde başınıza geleni anlamaya çalışırken, onlar "Yaptım ama niye yaptım, sor hele" cümlesini çoktan tedavüle sokmuşlardır bile… Bulgar sınırındaki gaddar polisleri ve amansız köpekleri atlattıktan sonra Münih diye İstanbul'a indirildiğinizde bile kalbinizi bozmayacaksınız!.. Zaho'ya dahi indirilseniz, 'dâvâ şuuru'yla oraya Münih muamelesi yapacaksınız!..
***
Şeytan içinize vesvese düşürürse, 'dâvâ' için, 'memleket' için ve dahi 'bayrak' için silkinin ve kendinize gelin!.. Eğer yine de kendinize gelemezseniz, ağrıyan yerlerinize 'havuz suyu' sürün!.. Yanan ciğerlerinize 'trol gazı' çekin!.. "Biz sizi böyle bilmezdik, meğer adammışsınız" diyenlerin 'mevsim salatası'ndan atıştırın!.. Şifa olsun!..
Elinize tutuşturulmuş kutsal mazeretlerinizi mızrağın ucuna takıp, sizi bu âlemde alnı açık, başı dik gezdiren masalcı büyüklerinizin kimliklerini arabanızın tamponuna yazın: "Başkanım sağ olsun!.."
Emir-komutayla ilgili tereddüde düşmeyin yeter… Sizin yerinize düşünenlerin varlığına şükretmeniz, "Allah'ım benim ömrümden al, ona ver" diye dua etmeniz millî ibadet sayılacaktır!.. Kalbimizi bozmuyoruz, içimizde varsa negatif enerjiyi uzaya postalıyoruz!..
Tabii biz de isterdik sizlere birinci el hiç kullanılmamış sıfır kilometre taze mazeretler verelim ama yok!.. Olsa vallahi dükkân sizin!.. Daha önce kullanılmış olsa da, başarısı ispatlı tesellilerdir bunlar!.. Şüpheyle bakmak yerine, bunların eşliğinde keyif almaya çalışmak daha doğru olacaktır!..
***
Temel'le Dursun kumarhaneden çıkmışlar… Dursun'un üzerinde sadece iç çamaşırları var… Temel'de ise o da yok, elleriyle edep yerlerini kapatmış vaziyette yürüyor…
Temel Dursun'a dönüp "Dursun senin en çok neyini beğeniyorum biliyor musun?" diye sorunca Dursun merakla "Neyimi?" diyor… Çıplak Temel hemen içini döküyor: "Kumarda nerede bırakacağını çok iyi biliyorsun!.."
Oysa ne Temel olmak lâzım, ne de Dursun!.. Dursun işi sonuna kadar götürmemiş, Temel ise götürmüş ama pişman olmuş!.. Dâvâ adamı istikamet sahibidir, korkmaz, sonuna kadar gider!..
İşin sırrı neymiş: Kendimizi kasmayacağız, rahat olacağız, gevşeklikten taviz vermeyeceğiz!.. Gerisi kolay… "Dün şöyleydi de, bugün neden böyle?" gibi sorular dâvâ adamlarının raconunda israfa girer!.. Mesele tevilse, mesele mazeretse, mesele 'dâvâ sosu' kapasitesiyse kimse merak etmesin, stoklarımızda yeterince var!..
Ambalajı düzgün yapmak lâzım: 'Derisi' vatansa, 'gerisi' teferruattır!.. Az kullanılmış ikinci el mazeretler herkese hayırlı olsun!..