Çıkarın baklayı
Çıkarın ağzınızdaki baklayı. Mert olun, istediğiniz neyse açıkça söyleyin. İkide bir yeni anayasa deyip duruyorsunuz. Ne istiyorsunuz? Yuvarlak lafları bırakın, açıkça söyleyin, milletten kaçırmayın.
İlk dört maddeyi mi değiştirmek istiyorsunuz? Bunu milletin asla kabul etmeyeceğini bildiğiniz için mi ağzınızda dolaştırıyorsunuz lafı? Darbe anayasası imiş, sivil anayasa yapmalıymış. Bırakın bunları, açık konuşun. Neleri çıkarmak istiyorsunuz, neleri koymak istiyorsunuz, bunları söyleyin. Millet de niyetinizi bilsin, ona göre davransın.
Anayasadaki Türk sözlerinden mi rahatsızsınız? Türk’ü tanımlayan, vatandaşlığı düzenleyen 66. maddeyi mi kaldırmak istiyorsunuz? Türk milletine “Siz Türk değilsiniz.” anlamına gelebilecek bu taleplerinizi açıkça söyleyin de bilelim.
Anayasayı, devletin temel yasasını değiştirmek istiyorsunuz fakat ne istediğinizi, neleri değiştirmek istediğinizi söyleyebilecek yürekliliğe sahip değilsiniz. O zaman susunuz, cesaretinizi topladığınız zaman tekrar karşımıza çıkarsınız.
Cumhurbaşkanını yeniden seçtirecek bir düzenleme mi yapmak istiyorsunuz? Bunun için mi yeni anayasa deyip duruyorsunuz? Ağzınızda dolandırmayın lafı, önce ne istediğinizi söyleyiniz. Siz nasıl aydınsınız, nasıl siyasetçisiniz? Bir şeyler var zamirinizde fakat bunları ortaya koymaktan çekiniyorsunuz. O zaman siyaset yapmayın. Siyasi partiler, yapmak istediklerini programlarıyla ortaya koyarlar. Yoksa öyle değil mi?
Mevcut anayasayı yüz yerinden siz değiştirmediniz mi? Bunun için mühürsüz zarfları bile geçersiz sayan siz değil misiniz? Değiştirdiğiniz anayasa hükümleri ile neredeyse her türlü yetkiye sahip bir kişiyi üç kez cumhurbaşkanı seçtirmediniz mi? İster üçüncü olsun ister sizin dediğiniz gibi ikinci. Ömür boyu cumhurbaşkanı mı istiyorsunuz? Az gelir, isterseniz padişahlık verelim.
Önce liberal sol denilenleri yanınıza aldınız, onlarla Cumhuriyet’in temel ilkelerini değiştirebileceğinizi sandınız. Onları aldattıktan sonra hapislere de attınız. Sonra vesayet rejimini kaldırmak dediniz, açılım, çözüm filan dediniz ve şimdi terör örgütü dediğiniz örgütleri yanınıza aldınız. Uyarıları dinlemediniz ve bir süre sonra onların neler yapabileceğini gördünüz.
En sonunda, adında “milliyetçi” bulunan bir partiyi yanınıza aldınız. Biri olmazsa öbürü. Birileriyle bir noktaya kadar, sonra diğerleriyle. Nasıl olsa yol yürüyecek yeni ortaklar buluruz diye düşünüyorsunuz. Anladığıma göre şimdi de yeni ortaklar arıyorsunuz.
Anladığıma göre, diyorum, çünkü hiçbir şeyiniz açık değil. Söyleme gelince dilinizi tutan yok. En yürekli sizmişsiniz gibi en yüksek perdeden bağırıp çağırıyorsunuz. Belki de delikanlılık, yiğitlik böyle olur sanıyorsunuz.
Hayır, yiğitlik öyle olmaz. Ne istiyorsanız onu açıkça söylemekle yiğitlik olur. Kaçak güreşerek yiğitlik yapılmaz. Mert olun, yürekli olun, açık olun, millet de tutumunu ona göre belirlesin.
Evet, biri olmazsa öbürü. Bakalım şimdi kiminle yol yürüyeceksiniz. Nasıl olsa birilerini buluruz, diyorsunuz. Bu kadar tecrübeden sonra bu tuzağa düşecek birileri çıkarsa da ne diyelim? Şimdilik yuh olsun, diyelim. Kimler, hangi konuda sizlerle ortak olacak, onu gördükten sonra diyeceklerimiz de var elbette.