Cemil Çiçek en doygun politikacıdır: İl başkanlığı, belediye başkanlığı, parti kuruculuğu, milletvekilliği, bakanlık, başbakan yardımcılığı, hükûmet sözcülüğü ve Meclis Başkanlığı yaptı. Şu anda da Cumhurbaşkanı vekilidir.
Oturmadığı makam bir Cumhurbaşkanlığı kaldı. İki sene sonra seçim var. Şimdi ortaya çıksa ancak yol alır. Nasıl ortaya çıkacak?
“Mutabakat”la!
Terör almış başını gidiyor.
PKK’nın Meclis’teki militanının söylediği doğru bence: “PKK 400 km.’lik alanı kontrol ediyor” demişti. Söylediklerinde gerçek payı olmadığını kimse inkâr edemez. Eskiden hiçbir surette cesaret edemezlerdi; militanlarla buluşuyorlar, sırtlarını sıvazlıyorlar: “Yürüyün aslanlarım! Gün sizin gününüzdür” diyebiliyorlar. Bu militan milletvekillerinin derhâl derdest edilmeleri gerekirdi! Teröristin dokunulmazlığı olamaz! Herkes yutkunuyor... Bu da yine PKK’nın aldığı bir mesafeyi gösterir. Korkum meselelerin hallinin halka bırakılması!..
Cemil Çiçek, meselenin hallinin halka bırakıldığını sezdi ve “Millî Mutabakat Metni” diye bir “muhtıra” ortaya attı. (Bülent Arınç’ın söyleyişine dikkat ettim; “muhtıra” kelimesini yerinde kullanmıştır!)
Daha önce “Herkes safını belirlesin” demişti Cemil Çiçek... Yıllardır herkesin safını belirlemesi gerektiğini yazıyoruz. (Bu saf belli etme meselesini ayrıca ele alacağım. PKK’nın tezlerini basın-yayın organlarında dillendiren sol liberaller ve onların izine basan “İslâmcı” geçinenler konusunda biraz daha ayrıntıya gireceğim. R. T. Erdoğan bile bunlardan “İllallah!” dedi. Abdullah Öcalan’ın, kendisiyle temas kuranlar, röportaj yapanlar hakkında ne söylediğini, bizzat onun ağzından aldığım notlarla isim isim yazacağım!)
***
Cemil Çiçek’in “mutabakat metni” herkesin mutabık kalacağı bir metin değildir! Doğru... Demokrasilerde “çokluk” gerek; kimsenin ikna olması beklenmez.
İşte Cemil Çiçek’in aradığı “çokluk”, bu metnin satırlarında gizli: PKK’nın talepleri bile karşılandığına göre (6. ve 7. maddeler) doğudan batıya, kuzeyden güneye herkesi kucakladığını düşünen Cemil Çiçek metnin bir müddet tartışılmasından sonra ikinci merhaleye geçebilir ve Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin azlığını çokluğunu, hatta, daha öteye gider başkanlık sistemini masaya yatırır, bir “muhtıra” daha çıkarabilir. Yalnız...
Öyle bir metin ortaya koymuş ki, herkesi kazanacağım derken herkesi kaybedebilir! (Metnin üslûbu da çok kötü!)
AKP içinde politika yapanların ve Yeni CHP’lilerin yanıldıkları nokta, PKK’ya taviz vererek BDP’ye oy verenlerin kendilerine geleceğini sanmaları... Onların tezini dillendiriyorsan zaten kendilerinin partileri var, dağda militanları var, vurdukça alıyorlar, niye sana oy versinler ki!
Metinde, PKK’ya karşı olanların, şehit ailelerinin ağızlarına da parmak parmak bal çalınıyor! Halk irfan sahibidir; PKK’ya tavizi görür! Hiç umutlanmayın!
Cemil Çiçek Bey, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için uygun bir zaman seçmişsiniz ama uygun bir metin ortaya koyamamışsınız.
