‘Cani’ idi ‘kült’ oldu!
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, PKK’nın “Onursal Başkanı” (!) Abdullah Öcalan için “kült lider” diyor. Hakan Fidan Bey, bir doktoralı bürokrat; entelektüel çizgisini koruması lâzım! Gerçi biz de doktoralıyız ama bir zamanlar, siyasîlerimizin, bürokratlarımızın adının başına “cani”, “katil” sıfatı eklenmeden anmadıkları Öcalan için -müspet manada- “kült lider” demek hiç aklımıza gelmedi. Bu “terfi” de Ak Parti iktidarına nasip oldu. Tarih, elbette Ak Parti’nin hakkını teslim edecektir!
Dr. Hakan Fidan’ın “Ayağa Düşmüş Oslo Görüşmeleri Metni”yle Abdullah Öcalan’ın 18 yıl “saha” komutanlığını yapan ve onun emri üzerine katlettiklerinin/ettirdiklerinin sayısını bilmesi bile imkânsız Şemdin Sakık’ın “İmralı’da Bir Tiran Abdullah Öcalan” kitabındaki “çözümlemeleri” ni dün karşılaştırmıştım. Şemdin, “önder”ini tam çözmüş, yerden yere vurmuş, Hakan Bey ise, tüm “çözümler”i toplayıp “kült” hâle getirmişti!
Öcalan’a “PKK Onursal Başkanı” dedim, sonra içime bir şüphe düştü: Ben kolayca bu sıfatı bulduysam, benden önce muhakkak kullanan olmuştur. Hakikaten Emre Uslu’nun bir yazısı karşıma çıktı. Başlığı: “Abdullah Öcalan: ‘PKK Onursal Başkanı”. (Taraf, 20 Ağustos 2011). Emre Uslu’nun hakkını teslim için bu notu düşüyorum.
Başlığa baktıktan sonra yazıyı okumadım. Ben “şeref başkanı” demekle, Kandil’in, Öcalan’a bir tarafta hürmetlerini arz ederken, diğer tarafta bildiğini okuyacağını kastediyorum.
***
Hakan Bey, Öcalan’a “Kült lider” diyerek bir “çözümleme” daha yapmıştır. “Kült” ne?
Sosyoloji alanında ilmine itimat ettiğim Doç. Dr. Baran Dural’la “kült” meselesini konuştuk. Kelimenin aslı Fransızca “culte”. O da Latince cultus’tan gelir; “tapınma” demektir.
“Kült” kavramı, çok geniş bir anlamda, “Herhangi bir olay, konu, olgu hakkında üstünlüğü ispatlanmış, bilgisi/ tartışılmayacak” olarak açıklanabilir. TDK Büyük Sözlük’te, kült, “Din (I). 2. din b. Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. 3. Belli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb” olarak tarif ediliyor. Kült, sadece sonu iyi biten “süreç- olgular” karşısında değil, herhangi bir alanda, tartışılmayacak kadar önem taşıyan iyi-kötü her durumu ifade için kullanılıyor.
Öcalan’ın belli kesimler açısından “kült lider” olduğu iddiası düz mantıkla çelişmez; hatta belli kesimin Öcalan’ı “kült lider”, yani tartışılamaz, âdeta “ilâhî” bir “önder” gibi değerlendirdiği de, PKK çıkışı esas alındığında, ileri sürülebilir. Ancak, Öcalan’ın başlattığı silâhlı hareket, hep ölümlerle, hep yıkımlarla, hep kardeş katilliğiyle anıldığı için, çok geniş bir kitlenin, Öcalan için, “siyasî kimliğe sahip kült katil” sonucuna varması tabiî değil midir?! Peki “kült katil” in kült bir katil olmaktan çıkarılıp “kült lider” olarak görülmeye başlanmasının ardındaki saikler nelerdir? Bu sorunun tartışılması gerekir.
Doç. Dr. Baran Dural’ın şu sözü çok yerinde: “Görünen o ki Öcalan’ın kültlüğü meselesi, bilimsel- kabul edilebilir bir olgudan ziyade Orta Doğu devletlerine ait lüzumsuz abartma, her şeyi haddinden fazla büyütme ve vesveseden kaynaklanıyor.”
İmralı’ya ben de gitmiştim. Ama ne zaman? Anlatacağım. Yarın...