Bu filmin sonu mutlu bitmiyor
Alışveriş yaparken bir okurumuzla karşılaştık. Bana, 'Ağabey ekonomide neden umut dolu, güzel yazılar yazmıyorsun?' diye sordu. Ben de dedim ki, 'Umudun bu topraklarda bir çiçek olup açtığı gün, sizin için bunu yazmak borcum olsun. Ancak o güne kadar acı da olsa gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.'
Akıllı insanlar geçmişteki hataları tekrarlamaz. O zaman koca Osmanlı'yı batıran borç sarmalına neden giriyoruz?
1768-1774 Rus savaşı sonrasında sıkışan Osmanlı maliyesi 'Esham Sistemi' yani hazine bonosu ile iç borç arayışına girdi. Bu arayıştan sonra zaman içinde önce 'Galata Bankerleri' sonra yabancı devletler devreye girdi. 1854 Kırım Savaşında Osmanlı ilk borcunu aldı. 1854-1875 arası 15 dış borç anlaşması ile yaklaşık 237 milyon lira borç alındı, bunun ancak 127 milyonu hazineye girdi, gerisi tefecilerin oldu.
İlk borçtan tam 21 yıl sonra, 1875'de Osmanlı iflas etti. Padişah 2. Abdülhamid tarafından 1881'de Duyun-u Umumiye İdaresi kuruldu ve yabancılar devletin temel gelirlerine el koydu. Böylece Osmanlı devleti yarı sömürge haline düştü.
Esham Sistemi Eurobond Oldu
Geçmişteki borç sistemi 'Esham' şimdi 'Eurobond ihracı' oldu. Mantık aynı: Borç toplamak! İşin kötü tarafı şu, geleceğin Duyun-u Umumiye'sine uzanan yol için parke taşlarını da biz döşüyoruz.
Zamanında 70 milyar dolarlık devlet malını 'özelleştirme' adı altında sattılar. Geriye kalan THY, Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, Halk Bank, PTT, TDİ, Botaş, TPAO, Çaykur gibi kurumlarımızı da Türkiye Varlık Fonu (TVF) çatısı altında birleştirdiler.
Geçtiğimiz günlerde TVF'nin ilk eurobond ihracı için bazı bankaları yetkilendirdiği haberleri basında yer aldı. Anlaşılan o dur ki, son kalan kurumlar da yine borca ipotek ediliyor…
Osmanlının hatalarını tekrar ederek doğru bir iş yapılamaz. Türkiye'nin borca düşkünlüğü her uluslararası raporda karşımıza çıkar oldu. En son açıklanan Dünya Bankası raporuna göre, düşük ve orta gelirli 120 ülke arasında Türkiye, en çok dış borcu olan 6. ülke oldu. Türkiye, borcun milli gelire oranında Arjantin'in ardından 2. sırada yer aldı.
Maliye hızla bozuluyor
Yaşadığımız bu olumsuzlukların temelinde doğal olarak maliyenin bozulması yatıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı dün Eylül ayına dair 'Bütçe Gerçekleşmeleri Raporu'nu açıkladı. Buna göre, 'Merkezi yönetim bütçesi 2019 yılı Eylül ayında 17 milyar 712 milyon TL açık vermiş iken 2020 yılı Eylül ayında 29 milyar 665 milyon TL açık verdi'
Bütçe açığı bir yılda %67 arttı. Devletin bozuk iktisadi ve siyasi politikaları sonucu alınan borçlara ödenen faiz ise Eylül ayında %33 artarak 16,2 milyar TL oldu. Aşağıdaki özet tablo durumu net bir şekilde gösteriyor.
Bütçedeki bu bozulma nereye kadar gidecek? Birileri gibi gözlerimizi kapatıp bu rakamları görmezden gelince mali yapı düzelecek mi? Üretmek yerine tüketmeyi, tasarruf yerine savurganlığı seçenler için filmin sonu mutlu bitmeyecek.