Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Bozkurt

Türklerin kurt ile ülfeti MÖ 10. yüzyıla kadar gider yani günümüzden üç bin yıl öncesine kadar.

En eski Çin tarihi Şi Ci, Hunlarla ilgili 110. bölümde MÖ 10. yüzyılda Çin hükümdarının Hunlara saldırarak dört ak kurt ile dört ak geyik ele geçirdiğini yazar. Buradaki ak kurt, bozkurt teriminin kaynaklardaki ilk ifadesidir ve Hunların boy beyleri için kullanılmıştır. Ak geyik de hiç şüphesiz beylerin eşleridir.

Bozkurt destanının en eski rivayeti Vusunlara aittir. Yine en eski Çin tarihi Şi Ci Çinli bir gezginin ağzından bu rivayeti aktarır: Hunlar Vusun hükümdarını öldürünce hükümdarın bozkıra terk edilen oğlu Kun-mo’yu bir dişi kurt besler. Hun hükümdarı bunu ilahi bir iş olarak görür ve Kun-mo’yu alıp yetiştirir. Bir kahraman olan Kun-mo’yu Vusunların başına geçirerek ülkesinin batı kanadını ona emanet eder. Bu olay da MÖ 2. yüzyılda geçer.

Hâlâ Türk Kağanlığına (Köktürklere) gelmedik. Uygurların ataları olan Kao-çı’ların da bir kurt efsanesi var. Bunu da 6. yüzyılda yazılmış Çin tarihi Vey Şu’dan öğreniyoruz.

Bu efsaneye göre hükümdar iki güzel kızını Gök Tanrı ile evlendirmek istemiş ve bunun için onları bir kuleye koymuş. Bir süre sonra kulenin dibinde yaşlı bir kurt peyda olmuş ve kızlardan küçüğü onunla evlenmiş. Uygurların ataları olan Kao-çı’lar bu evlilikten türemiş.

Köktürklere ait Bozkurt destanını bütün okuyucular bilir. Bu destan da 629 tarihli Cou Şu ile 636 tarihli Sui Şu’da ve daha sonraki birkaç Çin kaynağında kaydedilmiştir. Bu kayıtlarda kurt tarafından beslenen çocuk dağların arasında kurtla birleşir.

Çin kaynağı Cou Şu’daki şu kayıt önemlidir: “Sancak sopalarının tepesinde altından yapılmış bir kurt kafası vardı. Muhafız subaylarına, Çincede ‘kurt’ anlamına gelen fu-li adını vermişlerdi. Köktürkler dişi kurt soyundan geliyorlardı ve köklerini unutmak istemiyorlardı.”

629 tarihli bu kayıt, kurdun görsel olarak kullanıldığına dair en eski kayıttır. Fu-li kelimesi, Türkçe böri kelimesinin Orta Çincedeki biçimidir; böri, Çin yazısında fu-li olmuştur. Bu, bengü taşlardan önce de Türklerin böri kelimesini kullandıklarını gösterir. 732 yılındaki Köl Tigin anıtında Bilge Kağanın ağzından da kelimenin Türkçesini duyuyoruz: “…kaŋım kagan süsi böri teg ermiş; yagısı koń teg ermiş” (KT D 12). Yani “Babam kağanın askeri kurt gibi imiş; düşmanı koyun gibi imiş.”

Uygur harfli Oğuz Kağan destanında batı seferi sırasında Oğuz’a gök tüylü, gök yeleli bir kurt görünür ve Türk ordularına kılavuzluk eder. Bu aslında “mavi kurt, bozkurt” anlamına gelen kök börü’dür. Nitekim destandaki “Men sinlerge boldum kağan” diye başlayan ünlü şiirde Oğuz Kağan “kök böri bolsungıl uran”(Gökbörü uran -savaş narası- olsun) demektedir. Kök börü (bozkurt) kelimesi ilk kez, 9. yüzyıla ait bir Uygur şiirinde geçer: Kök böri teg sini birle yorıyın (bozkurt gibi seninle yürüyeyim.)

Yukarıda söz ettiğimiz bozkurt destanı, 14. yüzyıldaki Câmiüttevârih ile 17. yüzyıldaki Şecere-i Türk’te Ergenekon destanı hâlini almıştır. Bu destanda dağların arasındaki yerin adı Ergenekon’dur ve demir dağları eriterek Ergenekon’dan çıkan Türklerin başçısı Börte Çene’dir; bu kelime de “bozkurt” anlamına gelir. Yol gösteren yine bir bozkurttur.

Elle yapılan bozkurt işaretine gelince. İşaret tabii ki yenidir. Bütün milletlere ait kültür unsurları hep yenilenerek, yeni biçimlere girerek devam eder. 1991 yılında Alparslan Türkeş tarafından Azerbaycan’dan getirilen bozkurt işareti bugün MHP’yi çok aşmıştır. Bunu görmek isteyenler YouTube’a Traktör yazıp girebilirler. Orada on binlerce Güney Azerbaycan Türk’ünün bu işareti yaptığını göreceklerdir.

Yazarın Diğer Yazıları