Biz neden böyleyiz?

Her seferinde sorun çözme becerisini kaybeden iktidarlarla bu ülkenin başı sıkıntıya düşürülüyor. Bu sebeple kaçıncı kere bilinmez gene istikrarsızlık içindeyiz.

Gene bunalımdayız.

Eğitim, ekonomi, siyaset, hukuk…

Say sayabildiğin kadar.

Sosyal kesimler, işçi, köylü, asgari ücretli, beyaz yakalı, mavi yakalı, tarım kesimi her kim varsa bir dokun bin ah işit.

Türk milleti bu duruma düşecek ne yaptı?

Sandığa git denildi gitti.

Askere git denildi gitti.

Vatan tehlikede destek ver denildi..

Destekledi.

Sonuç?

İşsiz kaldı.

Kaliteli yaşayacak sürekli bir gelire sahip olamadı.

Kendi ülkesinde çaresiz, kendi yurdunda sefil bırakıldı. Buna rağmen iktidar gücünü elinde bulunduranlar halen daha, yarattıkları durumu düzetmek için var gücüyle seferber olacakları yerde, eski tas eski hamam "itibardan taviz vermeden" lale devrine devam ediyor.

Adam kayırma bitmedi.

Yasakçılık sona ermedi.

Hukuk tarafsız denecek güven verecek düzeye ulaşmadı.

İhale düzeni kendini gözden geçirmedi.

Vergi adaletsizliği son bulmadı.

Lüks araba saltanatına ara verilmedi.

İşte çalışan gazeteciler günündeyiz, basın özgürlüğü sağlanamadı.

Doğrudan kamunun bilmesi gereken, kamu yararı olan habereler sansürlendi.

Ve en mühimi de son birkaç yıldır kurumsal yalan düzeni kurularak, gerçeklik kapı dışarı edildi.

Ne TÜİK ve ne de Sağlık Bakanlığı güvenilir bilgi veremiyor. Hâlbuki hepsinin gelir kapısı, bilgi vermedikleri halkın ta kendisi.

Vergilerimiz.

Bir aşı tantanası günlerdir sürüyor.

Hiçbir şey tam zamanında yapılmıyor. Buna rağmen halen daha "ne yaparsak iktidarda kalırız" çabasını sürdürüyorlar.

Şimdiki plan şu: Madem Millet İttifakı'nı onca saldırıyla çözemedik, bölüp parçalayamadık, öyle ise üçüncü bir ittifak oluşturalım.

Çalışma devam ediyor.

Yeniden iktidar olacaklar ve kurdukları müteahhit düzeni sonsuza kadar sürecek. Bütün ülke hep birlikte çalışacağız, bunlar "şunu yaptık, bunu yaptık, lüks hakkımız, madem halk bizi seçti istediğimizi yaparız" diye diye saltanata devem edecekler.

İktidar seçkinleri ve halk..

İktidar seçkinlerinin lüks yaşamlarını ve konumlarını devam ettirmeleri için gece gündüz çalışan gazeteciler ve troller, büyük halk kitlelerin içinde bulunduğu çaresizlikleri ve acıları duymazdan gelerek, efendilerine hizmet etmekte asla kusur etmiyor.

Sormamız gereken soru şu: Biz neden bu kadar acımasız, neden bu kadar duygusuz ve neden bu kadar kindarız? Niçin bir türlü gelişmiş ülkeler gibi, mutlu bir toplum oluşturamıyoruz? Herkesin nünü görebileceği, istikrarlı bir düzen niçin kuramıyoruz?

İnanç sistemlerimizde mi problemler var? Mesele dinimiz mi izin vermiyor?

Hayır..

Tam tersine dinimiz iktidar seçkinleri ve marabalarının yaptığı bütün kusurları günah sayıyor.

Peki, dinimizden değilse ideolojilerimizden mi?

Gene hayır.

Çünkü hem muhafazakârlık, hem milliyetçilik ve hem solculuk ve liberalizm, yönetenlerin halkı çaresiz bırakacak derecede kötü yönetmesini emretmiyor?

Öyle ise sorun ne?

Düşünelim…

Yazarın Diğer Yazıları