Bir ‘andıç’ gerek!
Ak Parti (Yani Recep T. Erdoğan) , işine yarayacak çok önemli bir koz yakaladı: IŞİD. ( “DAEŞ”, “DAİŞ” deyip durmayın! Kimse kafasında kanlı bir örgütü canlandıramıyor. IŞİD bilinmiş IŞİD devam etsin!)
ABD’nin (Haliyle İsrail’in) en büyük korkusu IŞİD. IŞİD, Irak ve Suriye’yi yutarsa, Ürdün ve Lübnan da biter. IŞİD militanları gelirler, İsrail’e sınırda nanik yaparlar!
İsrail’in korkusu ABD’nin daha büyük korkusudur. Bu korku, ABD’nin, Barzanî ve PKK’ya kurduracağı devletten bile vazgeçirtebilir.
Saray, bu korkuyu elbette biliyor ve kozlarını oynuyor. ABD’ye diyor ki: “Tamam IŞİD üzerine gideceğim ama PKK’ya da savlet edeceğim. Sakın önüme durmayın! HDP’nin gerilemesi gerek. Erken seçim kapıda. 276’yı geçmem lâzım. Bu da ancak, HDP’nin % 10’un altına düşmesiyle mümkün. Eğer HDP/PKK güçlenirse, ülke birliğini savunanların oyları da başka yerlere gider ve biz 7 Haziran’a göre daha fazla kaybederiz. Bu da AKP’nin çökmesi, Saray’ın yıkılması demektir! 17/25 Aralık dosyaları açılırsa, verilecek hüküm idamımızdır; hapislerde çürürüz!”
Ak Parti’nin birinci meselesi budur ve şimdiye kadarki icraatı başka türlü düşünmemizin önüne set çekmiştir.
Ancak herkes görüyor ki, HDP/PKK’nın şımarıklığından millet yaka silkti. Halkın hissiyatını kavrayamayan, insanları yönlendireceğini, kandıracağını sanan birtakım basın yayın organları Selahattin dediler, saz dediler, türkü dediler; perdenin hep önünü gösterdiler. Perdenin ardında elleri tetikte bekleyen bölücüleri bile bile gizlediler. Türk’ün engin müsamahasının bir gün bitebileceğini hiç akıllarına getirmediler.
R. T. Erdoğan, gönlü nereye yatarsa yatsın, yılların tecrübesiyle, mensup olduğu “Siyasî İslâmcı” kesimin bile şaşkın bakışları arasında (AKP fetvacısı Hayrettin Karaman’ın, Selahattin için, bayrama teşbihte bulunarak “Bayram şekeri gibi sözler etti.” demesini hatırlayın!) kesin kararını verdi: PKK’nın üzerine gidilecek. HDP bitirilecek.
Seçim hesabı birinci planda olsa dahi, R. T. Erdoğan inşallah Türk milletinin birliğinin, dirliğinin, ülke bütünlüğünün seçim hesaplarının önünde geldiğini de idrak etmiştir. (“Yürü Reis! Bu yollarda beraber ıslanalım’85 Destek bizden!” desem de, geçmişte zıt sözleri, zıt kararları, bir ara HDP/PKK ile kankalığı yüzünden bir türlü içimdeki şüpheyi atamadığımı ve ihtiyatlı konuştuğumu belirtmeliyim.)
Bazılarına bakıyorum, AKP ve R. T. Erdoğan düşmanlığı yüzünden PKK’ya yanaşır oldular. “Ne olmuş yani, iki polis öldürüldü (Dikkat! Şehit demiyor!), üç beş araba yakıldı, Kandil’i bombalamaya değer mi?” gibi sözler ediyorlar, bütün yaptıklarının erken seçim hesabı olduğunu söylüyorlar.
Bu tiplerin PKK’ya yontma çabaları kabul edilemez!
Açık söylüyorum: Yeni bir andıca ihtiyaç var! “İliştirilmiş” yanlış andıca değil; PKK propagandistlerini dosdoğru deşifre edecek andıca!
Bundan böyle, içimizde barınıp PKK yandaşlığı edenler, bölücüleri “hak savunucuları”, “özgürlük savaşçıları” gibi gösterenlere kanunî müeyyide uygulanması için harekete geçilmelidir.
Cephede savaşırken cephe gerisi “düşman” destekçilerine teslim edilemez!