Belâ kelimeler belâ ekler!

Aşağıdaki satırları bir kitap tanıtımı notundan aldım: “... yazınsal ve ekinsel birikimini, roman yazarak değerlendirmek istemiş. 1960 Anayasası ile başlayan toplumsalcı (sosyalist) örgütlenmenin içinde yer almıştır.”
Mezkûr şahsın “yazınsal ve ekinsel birikimi” varmış.
“-sal, -sel” eki bir belâ... Şimdilik ayrı tutalım.
Bir belâ da “-el” eki... Geçen gün çocuk test çözerken bir soruyu anlamamış bana sordu. Soruda “denizel” diye bir kelime geçiyor. Elindeki kitaba baktım MEB yayını mı diye... Bir özel yayınevine ait.
Çocukların kafası allak bullak...
“Denizel” gibi bir ucûbe kelimeyi kullanan “yazınsal”, “ekinsel” gibi uyduruk kelimeleri de kullanıyordur. (“Yazın” ve “ekin”in ne olduğunu sormayın. Öğrenmeseniz de olur! Hadi söyleyeyim: Birincisi “edebiyat”, ikincisi “kültür” karşılığı imiş. Hâlbuki “yazın” da, “ekin” de, Türkçenin, olmazsa olmazı, çok farklı manada iki kelimesidir. Bunların “teknik” izahını yine gazetemizde yazan eski TDK Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Hocamız varken ben anlatmayayım!)
Yukarıdaki ifadede bir kelime daha yer alıyor: “Toplumsalcı”. Ona parantez açmışlar “sosyalist” demişler. Böylece “toplumsalcı”lığın sosyalizm olduğunu öğreniyoruz!
Uydur uydur söyle; aklını tutan mı var!
Geç birinin karşısına, “Sen toplumsalcı mısın” diye sor. Hiçbir şey anlamamıştır.
“Sosyalist” desen ne anlar?
Kelime yerleşmiştir... Ya Türkiye’de komünistler kendilerini “sosyalist” diye adlandırdığını belirtir, ya da Marx’tan girip Lenin’den çıkar, bir şeyler söyler. Ama karşılığını “devrimci” diye verirsen, işte burada ya çuvallarsın veya bir kastın vardır.


Prof. Kaçalin TDK Başkanı

Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin’in kararnamesi epeydir bekliyordu. Sonunda imzalandı ve bir dürüstlük, bir namus âbidesi arkadaşımız Türk Dil Kurumu Başkanı oldu. Prof. Dr. Kaçalin, son derece titiz bir ilim adamıdır. Dönem arkadaşı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’dan bayrağı devralmıştır.
Kaçalin’in Dede Korkut, Divanu Lügati’t-Türk (DLT), Hüseyin Namık Orkun’un eserleri üzerine çalışmaları vardır. Bu köşede bahsetmiştim; DLT çalışması çok ayrıntılıdır. İnşallah kısa zamanda yayınlar. Özellikle Arapçaya ve eski Türkçeye vâkıf bir dilcinin DLT’yi tekrar ele alması gerekirdi.
Kaçalin, yakında çıkacak çok önemsediğimiz hacimli bir çalışmamıza destek vermiş, elindeki yayınlanmamış metinleri hiç tereddütsüz bize gönderdiği gibi sahasına giren metinleri de hiç yüksünmeden kontrol etme hassasiyetini göstermiştir.
Sevgili Mustafa Kaçalin! Aldığın yük ağır; altından yüzünün akıyla çıkacağından eminim. Hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları