Batı, Cumhuriyet’le gelmedi

“Çocuktan al haberi!” sözünü değiştirip “Elden al haberi!” diyeceğim... Veliahtlığı zamanında Abdülhamid’in kardeşi Mehmed Reşad’ı, bizzat padişahın talebiyle borç kıskacından kurtaran ve gelirini, Abdülhamid için daha önce yaptıkları gibi, düzene sokan Zarifîlerdir. Yorgo. L. Zarifi’nin dediğine göre, sonra Abdülhamid, tahtına göz diktiğinden kuşkulandığı Reşad’a mahpus hayatı yaşatmış ve 28 sene insan içine çıkartmamıştır.
Yorgo Zarifi hatıralarında şunları yazar:
“1909 İlkbahar’ında bir akşamüstü, üç Türk devrimci tutuklu Veliaht’ı kurtarmaya gelir, içlerinden biri de Musevi’dir ve ona sultan ilan edildiğini bildirir. Jön Türkler Hamit’i, Thessaloniki’ye (Selanik) sürgüne gönderirler.
Reşad tutsak iken birdenbire kendisini Osmanlı tahtında bulur.”
Zarifi “Üç Türk devrimci” için şu notu düşmüştür:
“Jön Türklerin troykası Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa’ydı. 1908’de Abdülhamid’in Anayasa’yı yürürlüğe koymasını sağladılar ve akabinde onu tahttan indirdiler.”
“İçlerinden biri de Musevi’dir” sözüne de yıldız koyar ve sayfanın altına şu açıklamada bulunur:
“Cemal Paşa’nın, Musevilik geleneklerini koruyarak Müslüman olan bir Musevi, yani ‘dönme’ olduğu tahmin ediliyor Talat Paşa’nın ise Çingene olduğu söylenir.”
“Elden al haberi!” dediğim bu.
Talat Paşa’nın Çingeneliğinin tartışıldığını biliyorum da, Cemal Paşa’nın Musevîliğinin tartışıldığından haberdar değilim.

***

Y. Zarifi’nin annesinin babası, ailesini alıp İskenderiye’ye göçmüş ve orada iş kurmuştur. İskenderiye âdeta bir Rum şehridir. Bu sıra babasının babası Yorgo, Hidiv İsmail Paşa’nın davetlisi olarak İskenderiye’ye gider ve sonra dünür olacak aileyi de ziyaret eder. Hidiv İsmail Paşa tam bir debdebe içindedir. Batıda ne varsa onun sarayında da vardır: Batılı bir yaşayış, operalar... Saray davetlerinde opera eksik olmazdı. Müsriflik, Mısır’ın iflasını getirir sonunda. İsmail Paşa, zenginliğinden bir şey kaybetmeden İstanbul’da Boğaz’a yerleşir.
(Ara not: “İslâmcı” geçinenler, Mustafa Kemal’e -Mustafa Kemal üzerinden “Türk” e- yüklenirken bir kere daha düşünsünler. Mustafa Kemal hiçbir şeyi havadan indirmedi, Osmanlı’da Saray’ın getirdiklerini tatbik etti. Eğer “hilâfet” sembolik de olsa kalsaydı, yazı değişmeseydi, Mustafa Kemal ve erkânı arada bir alâyişle Meclis’in hemen yukarısında Hacı Bayram’a cuma namazına gitseydi, mesele kalmayacaktı. Sonra istediğini yapardı! Maksat Mustafa Kemal Türk milliyetçiliğine dayandığı meselesi ise, Osmanlı’da da Türk milliyetçiliği ister istemez revaç bulmuş ve Türkiye’yi kurtarmıştır. Eğer Türkiye keşke kurtulmasaydı diyorsanız -ki bütün ifadelerinizin altında bu “keşke” yatıyor- söyleyecek sözüm yoktur; sadece sizinle aynı ülkede yaşadığımdan utanç duyuyorum, derim.)

***

Hidiv İsmail Paşa’nın Yassıada’nın sahibi olduğunu biliyor musunuz? Hidiv’den önce sahibi bir İngiliz büyükelçisiydi. Haftaya salıdan itibaren Yorgo L. Zarifi’nin hatıralarına dayanarak size Yassıada’dan ve Ermeni grupların İstanbul’daki isyanından bahsedeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları