‘Başbuğu özlemek’ suçu (!)
Genç, hatta çocuk denilecek bir yaşta adımımı atmıştım Ülkü Ocaklarına... İslam inanç ve ahlâkının pınarından beslenip, Türklük sevgimizi yeşerttiğimiz kutsal mekteplerdi ocaklarımız...
Delicesine sevdalandığımız ülkümüzün ateşinde harlanan binlerin, milyonların volkana döndüğü, din ve vatan yolunda gözünü budaktan esirmeyen bir neslin kaleleriydi ocaklarımız...
Tılsımlı bir havası vardı sanki...
Ocak iklimini soluyan genç bedenlerin gözlerinde, tek başına kalsa dahi dünyayı değiştirecek irade ve kararlılığın izleri okunurdu...
Oradaki dostluklarımız gönülden ve samimi idi... Bilirdik ki başımıza bir iş gelse, aman bile dememize kalmadan gelip bize omuz verecek, varlığını varlığımıza feda edecek kardeşlerimiz vardı...
Hayır, kardeş değil, daha fazlasıydık... Binlerce ülküdaşımızın tek yürek olup çarptığı bir bedendik... Hilkatleri saf ve temiz Anadolu çocuklarının, ocakların ateşinde pişe pişe yoğrulan inanmış, adanmış bir nesildik...
Kısacası ülkücülük diye isimlendirdiğimiz ve uğruna hayatımızı adadığımız dâvâmızın kutsal mekânı, okullarıydı ocaklarımız.
Onun için ocaklarımız her zaman için gözbebeğimiz ve dolayısıyla varlığına büyük kıymetler atfettiğimiz yer oldu...
Uzun zamandır Ülkü Ocakları eski hareketliliğinden çok uzakta... Türkiye’nin gündemini belirleyecek ölçüde güce ve etkiye sahip ocakların yerinde maalesef bugün yeller esiyor...
Devlet Bahçeli’nin Genel Başkan olmasından bir süre sonra ocakların içine düştüğü bu durumu birçoğu, ülkücülerin sokakta olmaması olarak hayırlı bir gelişme diye yorumladı. Sokakta olmak artık bu çevreler için ne anlam ifade ediyor bilmiyoruz ama aslında olan şey ocaklarımızın işlevsiz hale getirilmesi idi.
Geçenlerde aldığım bir habere ilk başta inanmadım, hata ‘yok artık, bu kadar da değil’ diye tepki gösterdim.
Aldığım habere göre; Ülkü Ocaklarının genel manzarasına büsbütün aykırı düşecek durumda faaliyetler gösteren ve herkesçe örnek olarak gösterilen Kayseri Ülkü Ocaklarının başarılı başkanı Erhan Özhan görevden alınmıştı.
Şaşkınlığımı daha da artıran şeyse, Erhan Özhan’ın görevden alınma nedeni...
Çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde ‘Başbuğum seni çok özlüyoruz’ başlıklı bir takım yazılar ve sözler paylaşan Erhan Özhan, bizzat Devlet Bahçeli’nin özel emri ile ve Başbuğ’a duyduğu hasreti umumla paylaşması gerekçe gösterilerek görevine son veriliyor.
Muhakkak bu satırları okuyan birçok kişi bunu ilk okuduğu zaman ‘Böyle bir şey olmaz, olamaz’ diye tepki gösterecektir.
Maalesef haber kesinlikle doğru... Bizzat araştırıp teyit ettirdim.
MHP’de yaşanan durum, basit bir parti içi mücadelenin çok ötesine geçmiş, bir kişinin psikolojik takıntılarının tatminine göre pozisyon alan bir yapıya dönüşmüştür.
Yaşanan bu olay aslında MHP’de olan bitenle ilgili birçok şeyi anlatıyor. Tabii anlayana...
***
Dün Ankara Kızılay’da, Hocalı katliamı için stant açan genç kardeşlerimize yüz kişilik cibilliyeti bozuk, soysuzlar alçakça saldırarak yedi kardeşimizi yaraladılar.
‘Hepimiz Ermeni, hepimiz Kürt’üz’ diye slogan atıp, vandallık yapan çapulcular, bu cesaretlerini hükümetin Türklüğü tahkir edici söz ve beyanlarından oluşan psikolojik iklimden alıyorlar.
Allah encamımızı hayırlara tebdil etsin... Gidişatımız pek hayırlı değil...
Bu vesile ile 1992 yılının 26 Şubat günü çocuk, kadın, yaşlı demeden Hocalı’da katledilen 613 Azerbaycan Türk’ünü rahmetle anıyorum...