Barzanî’nin ipiyle kuyuya inersen...

Mesud Barzanî kim?
Mustafa Barzanî’nin oğlu...
Mustafa Barzanî kim?
Barzan aşiretinin liderlerinden... Irak devletine isyan etti. Irak ordusunun saldırılarına dayanamayarak 1947’de, 500 adamıyla Türkiye ve İran üzerinden Sovyetler Birliğine gitti.
1958’de Irak’ta ihtilâl olunca topraklarına döndü.
Hulusi Turgut bu macerayı “Barzanî Dosyası” nda açıklıkla anlatır. (Hulusi Turgut Bey’den nazik bir teşekkür mektubu aldım bu ara... Geçen bir yazımda kendisinden bahsetmiştim.)
Dikkati çekmek istediğim Mustafa Barzanî’nin amcası Abdüsselâm ve ağabeyi Ahmed Barzanî’dir.
Barzan ailesi, Hakkâri’nin yakınında Barzan köyünde mukim idiler. Barzanlarda tarikat kültürü yaygındı... Giderek sapıttılar, hemen hepsinin son mertebesi “mehdîlik” idi!
“Dalâlet” onlarda eşyanın tabiatı âdeta... Son “dalâlet” örneği Ahmed Barzanî... Daha yakın zamanda olan hâdise... Ahmed Barzanî 1969’da öldü. (Mustafa Barzanî de, 1975’te İran’la Irak anlaşılınca yenilgiyi kabul edip ABD’ye gitti ve orada 1979’da hayatını yitirdi.)
Ahmed Barzanî kendisini “tanrı” ilân etmiş, hâkim olduğu bölgede namazı, orucu yasaklamıştı.
Hulusî Turgut’un “Barzanî Dosyası” bu açıdan da çok önemli... Müşahhas delillerle Ahmed Barzanî’nin herzelerini, insanların toplanıp nasıl onun için dövündüğünü, namaz kılamayanların nasıl ıztırap çektiklerini gözlemlerine dayanarak anlatır.
Mustafa Barzanî’nin amcası Abdüsselâm Osmanlı’ya isyan etmiştir. Bunda tabiatıyla İngiliz parmağı vardır.
Hulusi Turgut Bey’in kitabında Osmanlı belgeleri bir bir verilmiş ve Abdüsselâm’ın niyet ve tıyneti tevile meydan verilmeyecek şekilde ortaya konmuştur. (Abdüsselâm’ı Osmanlılar Ocak 1915’te idam ettiler.)

***


Mesud Barzanî ve Celal Talabanî’yi Turgut Özal başımıza sarmıştır. Onlardan ne umduysa kırmızı pasaport bile vermiştir. İkide bir Ankara’ya çağırır sözüm ona “terör zirvesi” yapardı. Talabanî’nin, Öcalan’la arabulucuğundan önce de bahsetmiştim. (Ayrıntısı için “İmralı’daki Konuk” a bakabilirsiniz.)
Hâlbuki Öcalan’ı besleyen bizzat Talabanî’dir. Suriye’deki evlerini ona açmış, cebine harçlığını koymuş, bir yol göstermiştir.
Mesud Barzanî, PKK’nın Irak’ın kuzeyine yerleşmesine öncülük etmiş, giderek kök salmasına ses çıkarmamıştır. Bir ara ciddî çatışmaları olmuşsa da, yine onlar kendi sahasında, PKK kendi sahasında faaliyet göstermiştir.
Turgut Özal, Barzanî ve Talabanî’ye çok güveniyordu. Verdiği kırmızı pasaportla her şeyi yoluna koyacağını düşündü ama en çok onun zamanında terör azdı, PKK mesafe aldı.
Bir de R. T. Erdoğan’ın zamanında terör tepemize çıkmıştır.
R. T. Erdoğan,Turgut Özal’dan ders çıkaracağına ona özendi. PKK’ya özel temsilciler gönderdi.
Gece yarıları telefonlar açıp gönüllerini okşadığı gazeteciler Turgut Özal’a “misyon adamı” , “vizyon adamı” diyordu ya, R. T. Erdoğan da böyle bir yol takip etmek istedi. Gördük sonucu...
Şimdi toparlamaya çalışıyor, cepheyi ve cephe gerisini bir nizama sokmak istiyor ama, tedbirleri sulandırmaktan da geri durmuyor.
Denenmişi denemek, bu halkı aptal yerine koymaktır.
Barzanîlerle defalarca konuşuldu... Sonuç yine aynı... Yine kan...
Barzanî daha Türkiye’ye gelmeden aşiret hükûmetinin bazı adamları Almanya’da konuşuyorlar ve “PKK terör örgütü değildir” diyorlar. Bu sözleri aşiret diktatörü Mesud Barzanî’nin tasvibi dışında söylemeleri mümkün mü?
Hükûmet acaba şunu mu yapmak istiyor?
ABD, terörle mücadeleye destek vereceğini söylüyor. (Duy da inanma!). Destek için Barzanî’yle mutabakatı şart mı koştu?
Belki hükûmet son hamleye geçmeden bütün yolları deniyor... İleride olabilecekler için suçlanmak istemiyor ve “Biz Mesud’la görüştük. Netice alamadık. Onun için bu hareketlere giriştik” diyeceklerdir.
Şimdiye kadar zikzaksız, sulandırmadan yürütülen bir faaliyetleri olmadığı için Barzanî’yi “son söz” ü söylemek için çağırdıklarına inanamıyoruz.
Şu sözleri diyebilecek misiniz Barzanî’ye:
“Mesud bak! Bir bölge yönetimi kurdun. Ama toprağında başka emeller güden silâhlı gruplar var. Böyle yönetim olmaz! Hükûmetsen hükûmetliğini bil. Bu son sözümüzdür. PKK’yı ya silip sürürürsün ya da biz siler süpürürüz... Biz siler süpürürken, senin ne kadar zarar göreceğini bilemeyiz!”
ABD tepeden bakarken bunları söylemeye ve uygulamaya yürek ister!

Yazarın Diğer Yazıları