Bağışlanabilir mi?
Türk milliyetçilerinin ve ülkücülerin hareket noktası Türklüktür. Türk’ü sevmek, Türk’ü korumak, Türk’ü yükseltmek. Türk’ü, Türklüğü, Türk kavramını yok etmeye çalışanlara karşı en sert mücadele de Türkçülerden ve ülkücülerden gelir.
Aşağıda 2002 sonrasının yani AKP iktidarının genel bir görünüşünü vermeye çalışacağım.
Ergenekon, Balyoz vb. harekâtlar AKP iktidarı zamanında oldu. Hem Ergenekon kavramı kirletildi, hem Türk ordusunun düzeni bozuldu, hem de Türk ordusunun çok değerli komutanları suçsuz yere yıllarca hapislerde tutuldu. Bazı vatan evlatları canından oldu. En önemlisi, tasfiye edilen vatansever Türk subaylarının yerine FETÖ’cüler yükseltildi ve 15 Temmuz darbe girişimine yol açıldı.
FETÖ’cülerle en sıkı iş birliği AKP iktidarı zamanında yapıldı. Onlarla “aynı menzil”e yüründüğü bizzat AKP iktidarının başı tarafından söylendi. Ne istedilerse verdiklerini söyleyen de aynı kişidir. Bu iş birliği sonunda nice vatan çocukları hapislerde çürütüldü; başta silahlı kuvvetler olmak üzere FETÖ’nün, devletin kılcal damarlarına girmesine yol açıldı.
“Açılım, çözüm” gibi adlar altında PKK’nın önderleriyle görüşmeler de AKP iktidarı zamanında yapıldı. Âkil adam heyetleri de aynı iktidar zamanında oluşturuldu. PKK’lılar küstürülmesin diye Türk kavramı karıştırıldı. Anayasa’nın 66. maddesindeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” tanımına rağmen Türk milleti “Türk, Kürt, Laz, Çerkez…” denilerek etnik gruplara ayrıldı, Türk milleti de bu etnik gruplardan biri kabul edildi. Bunu en çok da AKP iktidarının başı dile getirdi.
Açılım politikası uğruna PKK’lı teröristlerin affı için sınır kapısında mahkemeler de AKP iktidarı zamanında kuruldu. PKK’lılar zafer işaretleri ve zılgıtlarla Türkiye topraklarında tur attı.
Irak’ın kuzeyinde kurulan bölgesel devletin peşmerge denilen askerleri bu iktidar zamanında Türkiye’den geçirilerek, devlet parasıyla ağırlanarak Suriye’ye sokuldu. Hem de Suriye’nin kuzeyindeki YPG yapılanmasına yardım etsinler diye.
Yine AKP iktidarı zamanında valilere ve komutanlara PKK’lılara dokunmama talimatları verildi. Bundan yararlanan PKK’lılar Hakkâri ve civarında ağır silahlarla mevzilendiler. Bunların tasfiyesi için hendek savaşları yapıldı, bine yakın şehit verildi.
“Türk’üm, doğruyum…” diye başlayan andımızın okunması yine AKP tarafından kaldırıldı. Bazı resmî kurumlardaki T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ibaresi de bu iktidar zamanında kaldırıldı. “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü bu iktidar zamanında uygunsuz bulundu.
Yukarıda belirtilenlerin ve daha belirtilmeyen birçok olumsuzluğun hepsinden daha önemli olarak, başta Suriyeli ve Afganlar olmak üzere milyonlarca yabancı yine bu iktidar, AKP iktidarı zamanında Türkiye’ye doldu. Bu durum, ülkenin Türk olan nüfus yapısının değişmesine yol açabilecek en büyük tehlikedir.
Bütün bunların 2002’den sonra yani AKP iktidarı döneminde olduğunu kim inkâr edebilir?
Şu anda FETÖ ile, PKK ile mücadele ediliyor diye bütün bunlar bağışlanabilir mi? Şu anda FETÖ ile, PKK ile mücadele ediliyor diye bütün bunlar bağışlanabilir mi? Böyle bir iktidara yardım edenler, yardım edecek olanlar, bu iktidarın devamına yarayacak tutum içinde olanlar bağışlanabilir mi?