Azerbaycan Kültür Derneği 70 yaşında
Geçen yıl Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılını kutladık. Cumhuriyet, Mehmet Emin Resulzade'nin cumhurbaşkanlığında 28 Mayıs 1918'de kurulmuştu.
1920'den sonra Azerbaycan dışında, özellikle Türkiye ve Polonya'da faaliyetlerini sürdüren Resulzade, Türkiye'deki iki kuruluşun da kurucusudur. 1924'te Azerbaycan Millî Merkezi, 01 Şubat 1949'da Azerbaycan Kültür Derneği.
Azerbaycan Millî Merkezi, Azerbaycan'ın bağımsızlığı için çalışan siyasi teşkilattı; resmî bir kuruluş değildi. Azerbaycan Kültür Derneği ise resmî bir kuruluştu ve kültürel faaliyetlere ağırlık vermek, Azerbaycan davasını canlı tutmak için kurulmuştu. Dernek 2019 Şubat'ında 70 yılını idrak etmiş bulunuyor.
Azerbaycan Kültür Derneği'nin ilk başkanı Dr. Hamit Ataman'dır. Kerim Oder, Ahmet Yaşat, Mehmet Kengerli, İskender Aküzüm, Feyzi Aküzüm dernekte uzun yıllar başkanlık yapmışlar ve Azerbaycan davasını diri tutmayı başarmışlardır. 1990'dan beri derneğin başkanlığını Cemil Ünal yürütmektedir.
Azerbaycan davası Türkiye'de iki önemli insan kaynağına dayandı. Birinci kaynak, 1920'li yıllarda vatanlarını terk etmek zorunda kalan veya İkinci Dünya Harbi'nde Almanlara esir düşüp 1940'ların sonunda Türkiye'ye gelen Azerbaycan Türkleridir. Mehmet Emin Resulzade, Mirza Bala, Ahmet Caferoğlu, Abdülvahap Yurtsever, Mehmet Sadık Aran (San'an), Aziz Alpaut, Nurettin Hazar, Mehmet Kengerli bunlardandır.
İkinci kaynak, Iğdır, Kars ve Ardahan'dan yetişmiş olan aydınlardır. Abdülkerim ve Ayhan Doğru, Aküzüm'ler, Cemil Ünal, Aybike Karaca, Ahmet Karaca ve bugün derneği yürüten gençler... Bu aydınların bir kısım Kars Alparslan Lisesi'nde Fahrettin Kırzıoğlu, Ekrem Üçyiğit, Selahattin Ertürk gibi hocalardan ders almışlardır.
Bu iki insan kaynağına daha sonraki yıllarda Güney Azerbaycan'dan gelen aydınlar da eklenmiştir.
28 Mayıs, 15 Eylül, 27 Nisan... Azerbaycan Cumhuriyeti için üç önemli tarih. 28 Mayıs 1918'de Azerbaycan Cumhuriyeti kuruldu. 15 Eylül 1918'de Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu Bakü'ye girdi. 27 Nisan 1920'de kızıl ordu Azerbaycan'ı işgal etti. İşte bu üç önemli gün Azerbaycan Kültür Derneği tarafından her yıl hatırlanmış, panellerle veya konferanslarla mutlaka anılmıştır.
Azerbaycan Kültür Derneği'nin konferans, seminer ve yayın dışında bence en önemli faaliyetleri, halk oyunları kursları ve balolardır.
Halk oyunları kursları, derneğin sürekli faaliyetleri içindedir. Bu sayede Azerbaycan oyunları ve mahnıları unutulmadığı, nesilden nesile aktarıldığı gibi Türkiye çapında bir ilgiye de mazhar olmuşlardır. Vatan Azerbaycan'da unutulmaya yüz tutmuş bazı oyunlar dernek tarafından yaşatılmış, 1991'de yeniden bağımsız olan Azerbaycan'a taşınmıştır.
Balolar, önce kurslarda yetişmiş ekiplerin gösterileriyle şenlenir, sonra derneğin üyeleri ve konuklar pisti doldurarak Azerbaycan'ın estetik ve ritmik oyunlarına kendilerini bırakırlardı. Burada ortak oyun ve müzik kültürünü yaşayarak bir millet olmanın heyecanını duyarlardı. Millet olmak buydu işte. Ortak yüksek kültür. Hep bir ağızdan söylenen mahnılar, türküler; birlikte oynanan rakslar. Üzeyr Hacıbeyli'nin Arşın Mal Alan piyesinin sahne oyunlarını dahi ortaklaşa oynayan insanlar.
Azerbaycan Türkleri muhacerette de bütün canlılıklarıyla var oldular. 1991'deki bağımsızlıkla Türkiye'deki Azerbaycan gönüllüleri ile Kuzey Azerbaycan kaynaştı. Üç renkli şanlı bayrak tekrar göndere çekildi.
Şimdi bir başka kaynaşma beklenmektedir. Güney Azerbaycan uyanmıştır; Resulzade'nin, Pîşevari'nin Elçibey'in yaktığı ateş her tarafa yayılmıştır. Gönüller alev alev tutuşmuş, Azerbaycan yeniden odlar yurdu olmuştur. Üstelik onların Şehriyar gibi, Bulut Karaçorlu Sehend gibi şairleri vardır. Azerbaycan Kültür Derneği'nin meşalesi yanmaya devam edecektir; çünkü daha çok işimiz vardır.