Aşıklık geleneği sınır tanımıyor
Gürcistan siyasi sınırları içinde bulunan Borçalı, eski çağlardan beri Türk yurdu olarak bilinen ve âşıklık geleneğini özenle sürdüren önemli yörelerden biridir.
Ruslar, Kars ve yöresini işgal edince Rusya''dan hiçbir matbu yayının Kars yöresine sokulmasına izin vermemişler, halk da hem haberleşme hem de eğlence gereksinimlerini karşılamak için âşıkların sazından ve sözünden yararlanmışlardır.
Âşık Şenlik Kars yöresinde halkın duygu ve düşüncelerine tercüman olurken, Borçalı âşıklar da Anadolu''ya göçen akrabalarıyla haberleşmek için sazlarını konuşturmuşlardır.
Anadolu''da âşıklar yurdu Sivas Emlek Yöresi ne ise Gürcistan''da da Borçalı Yöresi odur. Borçalı''da âşık özel bir zümre gibi seçilmiş ve köylere halk âşıklarının adı verilmiştir. "Borçalı''nın Ağcagala nahiyesinde Âşıklı cemaati, Ahstav nahiyesinde de Âşık köyü kayıtlıdır" "Borçalı''ya sembolik anlamda sazın sözün beşiği, âşıklar yurdu gibi isimler de yakıştırılır."
Anadolu ve Azerbaycan âşık mekteplerini birleştiren Ahıska-Çıldır âşık muhiti, adında da görüldüğü gibi, Türkiye''nin Çıldır kazası ile şu anda Türkiye sınırları dışında kalan Ahıska yöresini kapsar. Ahıska''nın uzantısı olan Akbaba da aynı âşık muhiti içindedir. Akbaba''da doğan Âşık Nesip ise Bu yörede Türkçe şiir söyleyenlerin ileri gelenlerindendir.
Borçalı âşıklık gelenekleri, Muharrem Kasımlı''nın "Teşekkül tarzına göre Azerbaycan âşıklığının tekke kökenli tipinden daha çok âşıklaşmış ozanlar kanadına dahildir… Aslında Borçalı âşıklarının tek sazla sanatlarını icra etmeleri de onların ozan ananesine dayandığını gösterir" biçimindeki sözü Anadolu âşıklık geleneğine yakınlığının ifadesidir. Bu yakınlık, Ahıska''nın Agara köyünde yaşamış, Âşık Pektayî''nin:
Hiç baş indirmedin Hakkın yoluna, / Gör ki ne tez uydun şeytan fi''line
Bir gün olur sen kalırsın zulüme, / Her gün çekeceğin âh u zar olsun.
biçimindeki "Olsun" redifli koşmasında, dinden imandan yüz çeviren, şeytan işlerine uyup ayrı yola gidenleri lanetleyen Gürcü âşığın şiiri her hengi bir Anadolu âşığının şiiri ile karıştırılabilecek derecededir.
Borçalı âşıkların en çok icra ettikleri yöresel türküler bütün anlaşmazlıkları halleden, yol gösteren, ozanlar ozanı Korkut Ata ve Dede Korkut anlatılarıdır. Köroğlu''nun Doğu Anadolu''daki ve Asya''daki şöhreti Homeros''un Yunanistan''daki şöhreti kadar yüksektir.
Borçalı aşıklar saz havasına gayda demektedir. Gayda sözü Anadolu''nun bazı yerlerinde de kullanılır olmuştur. Anadolu âşığı geraylı aşık şiirine semai demektedir. Konya, Erzurum, Amasya, Tokat yöresi âşıklarına dikkat edilirse onların da bu tür deyişleri semai tarzında okudukları görülmektedir.
Azerbaycan''daki âşık mekteplerinin benzerlerinin Anadolu''da âşık kolları olarak varlığını sürdürdüğünü söylemek doğrudur. Çünkü, Borçalı Âşık Mektebi''nin çok benzeri Anadolu''da Şenlik Kolu''dur. Âşık Şenlik''in okuduğu Âşık Garip, Şahsenem, Arzu ile Kamber, Karacaoğlan, Latif Şah, Salman Bey ile Turnatel Hanım hikâyelerinin Borçalı âşıklarınca da sevilerek okunduğu bilinmektedir.
Eski zamanlardan beri Türk boyları arasında ozan, şaman, sayacı, vb. adlarla tanınan, söz yaratıcıları yani âşıklar arasında önemli bir yakınlık ve benzerlik söz konusudur.
Âşıklık gelenekleri içinde Borçalı Âşıklarla Şenlik Kolu''ndaki âşıkları karşılaştırırsak sanki aynı edebi ekolün ustalarıyla karşı karşıya olduğumuzu sanırız.
Onlardan bize kalan ortak ve benzer koşmalar, türküler yanında bunların icra aletleridir. Bunlardan da en bilinenleri kopuzdur. Korkut Ata''nın kopuzu, Türkmenlerde, Özbeklerde ve Uygurlarda dutarla, Azerbaycan''da ve Anadolu''da sazla yer değiştirmiştir. Arkaik çalgı aletlerinin, şiir ve melodilerin adı, birçok Türk boyunun folklorunda benzer biçimde yaşamaktadır. Bu nedenle Türk yurtlarındaki ozan-aşık sanatının, ortak özellikleri mukayeseli olarak incelenmelidir.
Yazıma yarın da devam ederek Anadolu âşıklarının bölgeyi nasıl etkilediğinin ayrıntılarına yer vereceğim.