Artizler ne diyecekler!
Ortalık toz duman... Tek yol kalıyor: Erken seçim! Başından belli... Gezi Parkı’na kışla yapılması, ağaç kesilmesi bir bahane... Halk, Ak Parti’nin Türkiye’yi neye dönüştürmek istediğini fark etti.
Recep T. Erdoğan, düzmece âkiller seçtiği gibi şimdi de, protestocuları dinlemek için düzmece protestocu temsilcileri seçmiş... Münferit olarak “artizler”le de görüşecek...
Allah aşkına insanlarımızın “artiz” dediği adamlarla R. T. Erdoğan ne konuşacak! Çıkın protestocuların önüne: “Sakin olun sevgili seyircilerimiz! Hükûmet sizin için iyi şeyler düşünüyor. Hem zaten sizinle ayrı-gayrileri olmadı; yeşil desen bizde, ağaç desen bizde, fikir desen bizde, deyin...” mi diyecek?
Bu mesele temsilciler üstü...
Önceki gün çekilen bir fotoğrafı gördünüz mü? Bir grafikerin eseri olabilir mi, bilmiyorum ama, biri elinde, biri şapkasının üstünde iki Türk bayraklı kız, kızın elinden tutmuş bir erkek ve erkeğin diğer elinde BDP bezi, meydandan çıkmaya çalışıyorlar. Onların yan tarafında iki eliyle polise karşı bozkurt işareti yapan bir adam...
İsterse düzenleme olsun... Gezi Parkı’nda hepsini yan yana gördüm... Fazlası da var.
Bu iş bir iki temsilciyi, artiz takımını aşmıştır. Hükûmet, yeni Hey’et-i Nasiha Âkillerde nasıl çakıldıysa bunda da çakılacak...
Belki ilk bu köşede, “erken seçim” telaffuz edildi. Çünkü, meşru zemin erken seçimdir.
Ak Parti hükûmetine oy veren kitlenin yüzde 73’ü ilkokul mezunu... Yüksek okullu sadece yüzde 3... Bunu tersine çevirebilen en azından yarı oranı tutturabilen hükûmetler kalıcıdır. Bir an gelir, yüzde 50 ve üstü oylar da kâr etmez...
Şu durumda R. T. Erdoğan ve ekibi ya gidecek ya erken seçimi ilân edecek. Şunu açık söylüyorum: Kitlelerin hedefi Recep T. Erdoğan’dır ve R. T. Erdoğan gitmeden, art arda seçim de yapılsa ortalığın durulması imkânsızdır.
Ortalığı yeni gaileler durultabilir! Hükûmet, meselâ ülkeyi Suriye’yle savaşa sokabilir! Halk mecburen dikkatini oraya teksif eder. Veya Kandil... Fırsat bu fırsattır der yeniden silâh patlatır. Gerçi Güneydoğu artık PKK’dan sorulur hâle geldi; yönetim el altından onlarda. Son darbe için silâh kullanmak isteyebilir! PKK kullanmasa bile hükûmet halkın yek-vücut olması için bir kıvılcım çakabilir!
Burası Türkiye ve her şey mümkün...
Önceki gün, neredeyse 24 saat bir iç savaşı an be an seyrettik. Bir tarafta Taksim Meydan Muharebesi, diğer tarafta İstanbul Adliyesinde 49 avukatın yaka-paça derdest edilmesi...
Keşke, kitleler marjinal gruplarla aralarına kesin set çekebilseler... Mümkün görünmüyor. Eğer marjinaller tecrit edilse, bütün Türkiye hak arayışına katılacak.
Avukatları kanunun hiçbir yerinde yazmadığı hâlde gözaltına alanlar, sadece cephe genişletiyorlar.
Bu iş nereye varır? Doğrusu kestiremiyorum.