Artırılmış gerçeklik azaltılmış hukuk!

Hani dün, "Ufuk Avrupa" programıyla ilgili olarak "Ufkunuz Avrupa ise gelecek kimin olacak?" diye sormuştum ya, sorunun cevabını, bu konudan bağımsız olarak AKP''nin düzenlediği Forum Metaverse etkinliğinde, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, "Gelecek, onu tasarlayana aittir." diyerek vermiş oldu.

İleri, "Türkiye''de ve dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyan bu forumda, bir siyasi parti, bir devlet liderinin himayesinde ilk defa ''metaverse'' kavramı ele alınmıştır" dedi.

Oysa asıl artırılmış gerçeklik toplantısı, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan''ın davetiyle, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan''ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi diye kullanmakta olduğu yerde yapıldı!

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu''nda, "Kuruluşundan Günümüze AK Partili Milletvekilleri ve İl Başkanları Toplantısı" düzenledi. Katılımcılara verilen yemeğin parasını kimin ödediği konuşuluyor ama esas olarak bu toplantı ile Türkiye''nin bir parti devletine dönüştüğü tescil edilmiş oldu. Asıl artırılmış gerçeklik bu!

***

Peki artırılmış gerçeklik ne demektir? Vikipedi''ye göre "Artırılmış gerçeklik, gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin, bilgisayar tarafından üretilen; ses, görüntü, grafik ve GPS verileriyle zenginleştirilerek meydana getirilen canlı veya dolaylı fiziksel görünümüdür. Bu kavram kısaca gerçekliğin bilgisayar tarafından değiştirilmesi ve artırılmasıdır. Gelişen zenginleştirilmiş gerçeklik teknolojisinin de yardımıyla kullanıcı etrafındaki bilgi ile etkileşime girebilir. Artırılmış gerçeklik, uygulamaları etkili, etkileşimi yüksek, öğrenme sürecine katkı sağlayan, kullanması kolay ve kullanıcı doyumunu sağlayan öğrenme malzemeleridir."

İnsanın aklına "Biz, gerçek hayatta, gerçekleri ortaya çıkarabildik mi ki sanal ortamda gerçekliği artırabilelim?" sorusu geliyor...

Gerçek hayatta insanlar bir kandırılıyorsa, artırılmış gerçeklik ortamında devamlı kandırılabilir... Tabii kendi rızasıyla... Galiba insanlar, bile bile kandırılmayı seviyor... Yoksa kimse dünya medyasının pandemi konusundaki artırılmış yalanlarına inanarak, gerçekleri tespit eden bilim adamlarına ve gazetecilere saygısızlık etmezdi... Gerçekler, incitiyor, acıtıyor... Yalanlar öyle mi? Hasan Sabbah''ın cenneti gibi... Afyonla değil ama medyayla insanları uyuşturuyorlar.

***

Tayyip Erdoğan ise "Forum Metaverse"de "İşte biz ''Teknofest gençliği'' dedik, şimdi ise Metaverse ile birkaç adım öne çıkan bir gençlik diyoruz. Bunun için burada sizlerin huzurunda önümüzdeki dönemi bir dijital seferberlik dönemi olarak ilan ediyorum. Toplantımızın sloganı, gerçekten beni çok çok mutlu etti, ''Gelecek Onu Tasarlayana Aittir'', bu ifadeyi çok isabetli buluyorum." dedi.

Erdoğan, ayrıca "Küresel tröstlere bakılarak öne sürülen Türkiye''nin teknolojide öne çıkma şansının kalmadığı iddiası en başta bu ülkenin gençlerine hakarettir. Bizim bazıları gibi vicdan ve ahlak sınırı tanımadan kurulan sömürü düzenlerine dayalı kaynaklarımız olmayabilir ama bizim elimizde çok daha kıymetli imkânlar var. Her şeyden önce zengin bir medeniyet birikimine, iftihar verici bir tarih ve kültür zenginliğe, aynı şekilde her türlü krizin her türlü zorluğun üstesinden gelebilme kabiliyetini defalarca ispatlamış bir insan gücüne sahibiz." dedi ama o yetişmiş insan gücü yani üniversite gençliği büyük oranda kapağı yurt dışına atmaya çalışıyor... Azaltılmış hukuk, yok edilmiş adaletle birlikte, ehliyet ve liyakati ortadan kaldıran parti devleti uygulamaları, gençleri umutsuzluğa itiyor...

Sadece bir örnek vereyim... Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi artırılmış yalanlar veya "TSK''ya kumpas" ortadayken, kendileri Montrö''yü tartışmaya açtığı sırada bir bildiriyle Montrö''yü savundular diye emekli amiralleri "darbeci" suçlamasıyla yargılatan bir yönetime ve onun gelecek tasarımlarına güvenmek mümkün müdür?

Yazarın Diğer Yazıları