Ankara dedikoduları
Bugün magazinel yazacağım... Dedikodu edeceğim! “Dedikodu” dediğime bakmayın, bütün yazdıklarımın dayanağı vardır.
Ankara’da kulisler çok hareketli... Herkes bir şey söylüyor. Gerçekten MHP’nin mevcut genel başkanı adaylığını koyacak mı? Çünkü ciddî bir açıklama yapılmadı. Yoksa “Genel Başkan” kendisine çok mu güveniyor? Diğer taraftan tedbir de alıyor. “Şefkat” kardeşimiz, 10 yıl sonra niçin apar topar çağrıldı? Birinin bacısının diğerinin hanımının yakın dostluğu, bu kritik dönemde “barış” sağlayacak güç değil aslında!
Dokuzuncu katta dört oda “Şefkat” kardeşimizin “adamları” tarafından tutulmuş.
Önceki gün kulise bomba gibi bir haber düştü:
“Yeni Başdanışman” ile Teşkilâttan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı mekteptaşım arasında ağız kavgası olmuş.
Doğru mu? Muhtemelen doğru. “Mekteptaşım” dedim de, yeni “Başdanışman” da hemşehrim, 12 Eylül öncesi beraberliğimiz de var. 2002’de çıkardığım haftalık gazeteye de büyük destek vermişti. İkisinin arasında kalmak istemem; birini diğerine tercih edemem!
En doğru kulis: “Şefkat” kardeşimiz, gelir gelmez biraz heyecandan olsa gerek, konuşmasına “ayar” verememiş... Gerçi kendisi dobra dobradır; aklında olan dilindedir aynı anda! Yine mekteptaşım bir milletvekili “danışman” hanıma ve gençlerden sorumlu, eski başkanlardan bir “efendi” gence bayağı çıkışmış... İkisi “Şefkat” kardeşimize hayırlı olsuna gitmişler ama alı al moru mor dönmüşler. “Başdanışman” “Süreci idare edemediniz!” demiş. Bayılıyorum bu “süreç” kelimesine... “Bu bir süreçtir!” derler, “süreç” dedikleri şeyin ucu hep açıktır; netice hiç alınmaz.
Divan üyeleri üstü “Her şeyden Sorumlu Başdanışman”ın bu çıkışı
milletvekili hanımı çok üzmüş, ağlamaklı olmuş. Odadan çıkar çıkmaz odasını toplamış. Efendi eski gençlik liderine, “Neden gençleri harekete geçirmiyorsun!” diye çok tehlikeli bir yola sapması için çıkışınca, o da ne diyeceğini bilememiş.
***
Koray Aydın’ın gittiği yerlere telefonlar edilip “Genel Merkez”e bağlılık açıklaması yaptırılmak isteniyordu. Bunu tenkit etmiştim. “Genel Merkez” in icbârı hiç hoş değil; şahsiyetli insanları zor durumda bırakıyor. “Milliyetçi Hareket” adına da utanç duyulacak bir davranıştır.
Şimdi ne yapmışlar? Şaşırırsınız! Milletvekillerine “Genel Başkan”a bağlılık yemini ettiriliyor!
Şöyle; milletvekillerinden “Genel Başkan” a bağlılık dilekçesi alınıyor. İnsanın iradesi ipotek edilmek isteniyor. Böyle bir anlayış olabilir mi! Milliyetçi Hareketçilere bu yakışır mı? Gerçekten mevcut genel başkanı tercih edecekse, şimdi tereddüde düşer ve reddeder!
Ankara’dayım. Türkiye’nin fotoğrafı net görünüyor: Değişim!
“Genel Merkez” de, “Her şeyden Sorumlu Başdanışman” da “değişim”e yardımcı olmalı, kimse rencide edilmemeli, insanlar ayak oyunlarıyla küçük düşürülmemelidir.
Milliyetçi Hareket bunu kaldıramaz!
Sağlıklı seçim, köklü değişim!