Alevîlikte ibadet (6)
Alevî ilâhiyatçı M. Cemil Kılıç, Alevîlerin Kur’ân ve Sünnet’ten ne anladıklarını cevaplandırdı. Soru: İslâmın temeli Kur’ân ve Sünnet’tir. Namaz kılmak Kur’an’da emredilmiştir. Şekli tayin eden de Hz. Peygamber’dir. Sünnîlerin Kur’ân’dan ve Sünnet’tan anladıkları farklı olduğu belli. Nasıl izah edebiliriz?
M. Cemil Kılıç: Bu sorunun namazla ilgili kısmı sanırım mükerrer olmuş. Zira evvelki maddelerde ona yanıt vermiştik. Ancak “ibadetin şeklini peygamber tayin etmiştir yani sünnettir,” ifadesi Alevîlikte de aynen geçerlidir. Buna göre Alevîler, aynen Peygamber’in sünnetine uygun şekilde cem ibadeti yürütürler. İlk cem, bizzat Peygamber Efendimiz ve kırklar tarafından icra edilmiştir. Kırkların Cemi inancı Alevîlikte haktır. Bunu inkâr etmek küfürdür. Yani münkirlik ve kâfirliktir. Sorunun devamı bağlamında ise şöyle diyebiliriz; Alevîlikte İslâmın temeli; Kur’ân ve Ehl-i Beyt’tir. Deyiş ve nefesler de Kur’ân’ın yorumu ve Ehl-i Beyt inancının ifade edildiği kutsal sözler ve metinlerdir. Deyiş ve nefesler Alevîlikte kutsal metindir.
Soru: Alevîlerde yöreye göre cemlerde farklılıklar olduğu görülmektedir. Kimi cemlerde yudumluk da olsa içkiden söz edildiği bir gerçektir. Bu ritüel ibadet içine sokulabilir mi?
M. Cemil Kılıç: İçki Alevî ibadetlerinde vardır. Ancak bu içki bildiğimiz içki değildir. Doğrusu ona içki değil içecek demek icap eder. Alevî terminolojisinde bu içecek dolu veya dem olarak adlandırılır. Kırkların Ceminde Hz. Ali’nin Hz. Muhammed’e sunduğu engürü simgeler. Engür içen Kırklar, cezbeye gelerek Allah Allah deyip semah dönmüşlerdir. Dolu veya dem ibadetin bir parçasıdır. Dolusuz cem olmaz. Bunda İslâma aykırı bir durum yoktur demek bile zaittir. Zira Alevîliğe göre bu, Kırkların icra ettiği mukaddes bir ritüeldir.
Soru: Alevîlerde, saz çalınması, dışarıdan bakıldığı zaman “dans” denebilecek semah neyi ifade eder? İbadetin içinde mi? İslâmî anlayışta bunu izahı nasıl yapılabilir?
M. Cemil Kılıç: Alevîlikte müzik ibadetin bir parçasıdır. Bunun İslâma aykırı bir tarafı da yoktur. Zira Hz. Davud da mezmurları enstrüman çalarak okumuştur. Alevî inancına göre Kırkların Ceminde de cezbeye gelerek semah dönülmüş ve musıki ile ibadet edilmiştir. Sünni İslâm inancında da insan sesi bir enstrüman olarak kullanılmaktadır. Ayet ve duaları sesi güzel ve güzel okuyuşlu kimselerin tilâvet etmesine önem verilmektedir. Hatta beş vakit ezanın her biri için ayrı ayrı besteler yapılmıştır ve her ezan bir besteye göre okunmaktadır.
Alevîlikte semah en önemli ibadetlerdendir. Semah Hakk’ı tavaf etmektir. İlk semah Kırkların Ceminde dönülmüştür. Hz. Ali ve Kırklar, peygamberin nurunu tavaf etmişler yani onun etrafında semah dönmüşlerdir. Alevî inancına göre Kâbe’yi tavaf etmek de bir nevi semahtır. Dolayısıyla semah tavafın Alevîcesidir. Bu konuda Hünkâr Hacı Bektaş Velî şöyle demiştir:
“Haşa ki semahımız oyuncak değildir. / İlahi bir aşktır; salıncak değildir. / Her kim semahı oyuncak sanır, / Onun cenaze namazı kılıncak değildir.”
Semahı ibadet olarak görmemek kişiyi dinin dışına çıkarır. Bu nedenle de zaten onun cenaze namazı kılınmaz.
Alevî dedeleri, dönülen her semahın ardından şöyle dua ederler:
“Semahı bize bağışlayan Hz. Muhammed’in şefaati üzerimize olsun!” (Devam edeceğiz.)