Alev Alatlı’nın adı İmralı duruşmalarında neden geçti?
2 Şubat 2024’te dâr-ı bekaya yürüyen Alev Alatlı’nın adı 1999’da İmralı’da Abdullah Öcalan yargılanırken birkaç defa geçti.
Alev Alatlı üzerine tezler yapılıyor, yazılar yazılıyor, kitapları ele alınıyor.
Alev Alatlı, Kapadokya Üniversitesi’nin kurucu vakfı, İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı'nın Mütevelli Heyet üyesi ve yönetim kurulu başkanıydı. Üniversite Alev Alatlı’nın her şeyi demekti. Sanırım Kapadokya Üniversitesi Alev Alatlı’ya dair hatıra kitabı çıkaracak, başka faaliyetler tertip edecek, sık sık anacaktır.
Burada, biz bir başka noktaya temas edeceğiz.
Alatlı’nın adı İmralı duruşmalarında geçmiştir. Neden ve nasıl geçtiğine bakacağız. Tarihî notları İmralı duruşmalarında bizzat aldım. Ayrıntı “İmralı’daki Konuk” kitabımızda. Olduğu gibi vereceğim:
“İkinci Duruşma (1 Haziran 1999 Salı)
Sanık avukatı [A. Öcalan’ın] Mükrime Tepe sordu: “Barış sürecinin uzaması ve barış ortamının sağlanması için bazı devlet başkanlarıyla görüştüğünü açıklayabilir mi?”
Öcalan: “Bunu daha önce söyledim. Celal Talabanî aracılığı ile Turgut Özal’la görüşüyorduk. Onun istemi üzerine ateşkes ilân ettim. Ateşkes haberini aldığı zaman ‘10 yıldan beri ilk defa rahat uyudum.’ dediğini Talabanî bana iletti. [Bu meseleyi Talabanî, El-Vasat’ta kendisiyle yapılan röportajda açıkladı. Bu önemli açıklamanın tercümesini kitabımıza aldık. A. T.]. Bir de 1996 Nisan süreci çok önemli. Mesut Yılmaz iktidarında HADEP’ten Recep Doğaner aracılığı ile ilişki kurmak istedi. Filistin-İsrail arasındaki gibi... Faik Bulut [Kars doğumlu. Filistin kamplarında gerilla eğitimi görürken İsrail askerlerinin baskınına uğradı. Yedi yıl İsrail’de hapis yattı. Perinçek grubunun çıkardığı eski 2000’e Doğru dergisinin ve PKK’nın yayın organı olarak gösterilen eski Özgür Gündem gazetesinin yazarı. A. T.] aracılığı ile Alev Alatlı, Yılmaz’ın[Mesut Yılmaz] bilgisi dahilinde benimle görüşmeye gelecekti. Bir barış sürecinin başlatılması isteğini içeriyordu. Sonra Yılmaz’ın bilgisi dahilinde Alev Alatlı’nın bizimle görüşeceği bize iletildi. Bununla ilgili yazdıklarımı da ayrıca mahkemeye sunacağım. Şam’da bomba patladı, ilişki koptu. [Bu meseleyle ilgili Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün yazısı kitabımızdadır. A. T.] Ama Alatlı Avrupa temsilcimiz Şahin’le görüştü. Sonra Erbakan-Çiller yönetiminde İlnur Çevik’in [Türkiye’de İngilizce yayınlanan Turkish Daily News gazetesinin sahibi. A. T.] bana gönderilmesi istendi. Erbakan-Çiller hükûmetinden Suriye temsilciliğimize iki mektup geldi. Erbakan imzasıyla geldi. Bu mektuplar Suriye’de arşivimizdedir. İlnur Çevik gelmedi, mektup geldi.”
[Yazar Alev Alatlı, böyle bir teşebbüste bulunmadığını ve meselenin “absürd” olduğunu açıkladı. İlnur Çevik de böyle bir olayın yaşanmadığını söyledi. A. T.]”
Aynı duruşmada şehit yakınının avukatı Mehdi Keskin: “Alev Alatlı ne konuştu? Mektupta ne yazıyordu?” diye sordu. A. Öcalan, Necmettin Erbakan’dan geldiğini söylediği mektuptan bahsetmeye başlayınca konu değişti, Alev Alatlı’nın ismi bu duruşmada bir daha geçmedi.
“Beşinci Duruşma (4 Haziran 1999-Cuma)
A. Öcalan’ın avukatlarından Kemal Bilgiç’in savunmasında da Alev Alatlı’nın ismi yer aldı:
“1993 barış görüşmeleri, ordu ve askerlerin girişimleri dosyaya konsun. Sanık ifadesinde aracılık eden isimlerden bahsetti. Celâl Talabanî, Cengiz Çandar, Necmettin Erbakan, İlnur Çevik, Tansu Çiller, Alev Alatlı, Yalçın Küçük, Selim Okçuoğlu, Recep Doğaner, Sabri Ok ve İsmet Sezgin’in dinlenmesini istiyoruz...” Özgür Bakış gazetesinde İsmet Sezgin’in: ‘Asker, sivil pek çok kişinin PeKeKe ile temas kurduğu’ sözleri yayımlandı. Gazeteci Mehmet Ali Birand, Güneri Civaoğlu, Fatih Altaylı, Ertuğrul Kürkçü, Ragıp Duran, Behçet Avşar, Doğu Perinçek, Rafet Ballı, Ahmet Türk, Siyami Erdem, Akın Birdal ve Sedat Yurttaş’ın tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Şimdi salonda bulunan Fatih Altaylı 1997’de Öcalan’la görüştü. Zaptı vardır. Sanık: ‘1993’ten beri PKK’yı siyasî zemine çekmek istiyorduk.’ dedi. (Ali Fırat) adıyla (yazıların başlıklarını okudu) yazdı. Gerilla demokrasinin çağrı gücüdür. Öcalan, ‘Üç ayda PeKeKe’yi dağdan indiririm.’ demişti. Şüphe edilmişti. ‘PeKeKe’nin Başkanlık Konseyi’nin aldığı kararda Öcalan’ın barış ve kardeşlik çağrısına paralel ifadeler bulunuyor. 2 Haziran 1999’da yaptığı açıklamada ‘Büyük savaş yapanlar, büyük barış yapmasını da bilirler.’ denilmiştir.”
(Bu duruşmada şimdi MHP Genel Başkan Yardımcısı olan Feti Yıldız da şehit yakınlarının avukatı olarak salondaydı.)
***
Alev Alatlı’nın kendi sitesinde 2013’te “‘Türkiye’ Türk Milletinin Müktesep Hakkıdır” başlığı altında yer alan Fatih Vural’ın röportajında Öcalan’ın adı geçer.
Fatih Vural: Alev Alatlı, Abdullah Öcalan figürünün dönüşümüne nasıl bakıyor?
Alatlı: Hangi değişim, efendim?!
F. Vural: Kürt sorununun çözümü sürecinde, dün Ekrem Dumanlı bir yazı yazdı. ‘Türklük’ kavramını dile getirmenin neredeyse bir suç haline geleceğini öne sürdü. Bu fikre yakın mısınız?
Alatlı: Lâfı bile provakatif. Duymamış olayım.
O dönem Anayasa’dan “Türk”ün çıkarılması tartışılıyordu. “Türk”e tavır alanlara karşı imza toplanmıştı. Biz de vermiştik. O bildiride Alev Alatlı’nın da imzası vardı.
F. Vural: Anayasada, Türklükle ilgili ifadenin çıkarılmasına karşı çıkan bildiride imzanızın olmasına gösterilen tepkileri, o mesafeyi de göz önünde bulundurduğunuzda nasıl yorumluyorsunuz?
Alatlı: İfade “Türklük” ile ilgili değildir! İfade, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve sahibi olan Türk milletinin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa’dan çıkarılamaz” şeklindedir. Türkiye’nin Türk milletinin müktesep hakkı olduğunu ifade eder. Doğrusu, ben sizin ima ettiğiniz gibi tepki görmüş de değilim. Kapalı kapılar ardında homurdanmalar varsa, bunların da en basitinden hazımsızlık olduğunu düşünürüm. Hem, her konuda aynı düşünmek durumunda değiliz, hem de, benim ve İnalcık’ın ve Ortaylı’nın böyle bir zamanda uyarıda bulundukları yerde, bir durup düşünmek gerekir derim. Öte yandan, bir taraftan demokrasiyi şiar edinip, diğer taraftan sizden/çoğunluktan farklı düşünene öfkelenirseniz, bir şeyler çok bozuk gidiyor demektir. Size içimden geçeni itiraf edeyim mi? “Türk” olmaktan bu kadar rencide olan bir kesimle de benim işim olmaz tıpkı Yeni Dünya Düzeni liberalleriyle işim olmadığı gibi olmaz.”
Alev Alatlı adını tarihe yazdırarak Hakk’a yürüdü.