AKP ve PKK, kilidi böyle mi çözecek?

Aydınlık gazetesinde Hasan Böğün, “PKK’ya yakın bir kaynak” tan diyerek “Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan baş başa görüştü” diye yazdı. Ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir süreç yaşanıyor, sürecin ne olduğunu kimse bilmiyor. İki kişi biliyor; masanın bir ucunda Recep Tayyip Erdoğan oturmuş öbür ucunda Abdullah Öcalan oturmuş, ikisi beraber oturup konuşuyorlar. Ne konuştuklarını bilmiyoruz, ne ödün verildiğini de kimse bilmiyor. İki tarafta da güvensizlik var. Güvensizlik üzerine süreç inşa edilmiş. Bu süreç öyle anlaşılıyor ki Türkiye’yi çıkmaz bir noktaya götürecek bir süreçtir. Süreci bu şekilde götürmelerinin nedeni, kişisel kariyer hesabı üzerinden yapılıyor bütün bu hesaplamalar. ’Ben nasıl Cumhurbaşkanı olurum, karşıdaki kişiyi nasıl aldatırım, onun oyunu alırım’, bunun üzerine inşa ediliyor. Türkiye bu gerçeği görmek zorundadır” diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da Tayyip Erdoğan’ı kastederek, “Bazen ’devlet’ diyor bazen ’hükümet’ diyor bazen ’parti olarak görüşüyoruz’diyor, kimin görüştüğü de belli değil ama biz biliyoruz kimle kimin görüştüğünü, bu görüşmeler İmralı’da Abdullah Öcalan ile yani PKK ile Adalet ve Kalkınma Partisi arasında yani onun Genel Başkanı, Başbakan Erdoğan arasında sürdürülüyor ama neyin üzerinde anlaşıyorlar, hangi takvimde ne öngörülüyor, bunları hâlâ bilmiyoruz. Sanıyorum Öcalan’ın birtakım kendi şahsına yönelik beklentileri var, verilen birtakım sözler olmuş olabilir. Bir noktada çözüm süreci değil, İmralı’nın geleceği noktasına düğümlenmiş bir pazarlık sürecinden de bahsediyor olabiliriz” dedi.
Bu iddiaların bir an önce açıklığa kavuşturulması gerekir.

***

Bu arada Lice’deki terörist saldırılar sırasında iki kişinin ölmesi üzerine, olay yerinde görevli askeri personelin kimlikleri tespit edilip silahlarına el konuldu! Şimdi kendimizi o askerlerin yerine koyalım! Vatani görevinizi yapıyorsunuz. Size bir olaya müdahale emri verilmiş. Teröristler, her türlü silahı kullanıyor. Silah kullanmazsanız siz öleceksiniz! Kullandığınız zaman da hakkınızda adi bir suçlu gibi soruşturma yapılacak! Böyle askerlik olur mu?
Genelkurmay Başkanlığı ise Türk bayrağının indirilmesi olayı ile ilgili olarak “Çocuklar ve kadınlar kullanılarak provokatif maksatlı yapıldığı, sivil ölümlerin amaçlandığı ve böylelikle kitlesel eylemlere zemin hazırlanması istendiği değerlendirilen ve tahammül sınırlarını zorlayan bu tür eylemlere karşı serinkanlı davranılmaya gayret sarf edilmektedir” diyor.
Resmi açıklama böyle ama özel kanallardan, bölgede görev yapan, daha doğrusu görev yaptırılmayan askerlerin, içine düştükleri durumdan çok rahatsız olduğu yolunda bilgiler geliyor. Askerler, gruplar halinde bölgede bulunan PKK’lıların yerlerini tespit ettiği halde, vali emir vermediği için operasyon yapamıyor. Bölgedeki kara yollarında trafik kontrollerini PKK yapıyor, tabelalarını, bayraklarını kontrol noktalarına asmış durumdalar...

***

Belli ki PKK, 2014 yılı içinde “özerkliği inşa etmek” için, saldırıları yoğunlaştırmak kararı almış. TSK’yı cevap vermeye zorluyorlar ki çatışma süreci yeniden başlasın ve süreç hızlansın. AKP iktidarı da Diyarbakır’da PKK ile birlikte Türkiye’nin kilidini nasıl açacaklarını tartışıyor.
PKK’nın başlattığı yeni isyan dalgasının hedefi de Türkiye’nin kilidini açmak olduğuna göre AKP ve PKK aynı hedefe kilitlenmiş demektir.
Dolayısıyla, siz ne kadar tahammül ederseniz edin, her iki kanat da Türkiye’yi çözmek yolunda adım adım ilerliyor.
Bakalım Türk Milleti bu sürece daha ne kadar tahammül edecek?

Yazarın Diğer Yazıları