"Ahlaki Üstünlük" bu mudur?
AKP eski İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bir öz eleştiri yaparak Twitter hesabından; "Ahlâkî üstünlüğü kaybettiğimiz için İstanbul'u kaybettik" diyor.
Tartışmalı bir cümle.
Tartışmalı olduğu içinde iyi bir cümle. Cümleyi sorunlu yapan kavram "üstünlük" sözcüğü. Sahiden AKP camiasında diğerlerine göre fark yaratacak kadar ahlaki bir "üstünlük" var mıydı?
Bir önceki yazımda ahlak konusuna kısaca değinmiştim. Bugün Türk Diyanet Vakfı'nın hazırladığı İslam Ansiklopedisinden konuya bakalım diyorum. Bakalım ahlak kimde var ve nasıl var?
Ansiklopedi şöyle diyor: "Ahlâk, Arapça'da 'seciye, tabiat, huy' gibi mânalara gelen hulk veya huluk kelimesinin çoğuludur. Sözlüklerde çoğunlukla insanın fizik yapısı için halk, mânevî yapısı için hulk kelimelerinin kullanıldığı kaydedilir."
Buradan; ahlakın, İslam terminolojisindeki adının "amel" bilimsel terminolojideki adının "amel" kavramına karşılık gelen "davranış" olduğunu söyleyebiliriz.
Öyle ise AKP'lilerin siyasal, sosyal, kültürel tüm davranışlarının yani amellerinin, kendi dışındakilerden üstün olabilmesi için dini, milli, kültürel, sportif, eğitim gibi alanlarda geçerli olan değerlere dayanması gerekir. Çünkü ahlakın beslendiği kaynak değerlerdir. Adı üstünde değerli olana dayandığı için davranış (amel), iyidir. Değersiz olana dayanıyor, oradan besleniyorsa haliyle kötü olacaktır. Kötü olan her davranış ahlaki değildir.
Şimdi buyurun geçmişe bir bakalım. Neler söylemişler. Kendilerini nasıl tanımlamışlar. Bu üstünlük anlayışına Yeneroğlu'da inanıyor mu, görelim.
- AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: "Erdoğan'a dokunmak bile ibadettir."
Hani derler ya, "dakka bir, gol bir" diye tam da o hesap.
Ahlakı görüyor musunuz?
Devam edelim.
- AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan: "Erdoğan, Allah'ın tüm vasıflarını üstünde
toplayan bir lider."
Haşa!
Bu haddini aşan söze hangi AKP'li itiraz etti?
Hiç kimse.
- AKP Çorum Milletvekili Agâh Kafkas: "Başbakan sözü, peygamber sünneti."
Siyasi ahlaka bakar mısınız? Hz. Peygambere saygısı olan birinin söyleyeceği laf değil bu. Samimi müminin hiç değil. Bir siyasal parti lideriyle, Allah'ın vahyini emanet ettiği peygamberi eşdeğer hale getirme cüreti gösteriyor.
Cehennemin adresini bilen söylesin!
- Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış: "Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep
gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur."
- AKP Siirt Milletvekili Yasin Aktay: "Erdoğan'ı görünce salavat getiririz."
Niye salavat getiriyorsunuz? Peygamber mi siyasi lider? Yoksa kendisine vahiy geldi de bizim mi haberimiz yok?
Ne demiştik? Ahlak, ameldir, davranıştır. Alın size amel.
- AKP Bursa Milletvekili Efkan Ala: "Peygamber hata yaptı, biz yapmadık."
Lafa bakar mısınız? Sadece haddini aşmamış, bütün hadleri aşmış bir laf. Adam kendilerini peygamberden üstün görüyor. Hiç hata yapmamışlar. Onun için mi FETÖ darbe yaptı? Bunca ekonomik sıkıntı, bunca ağır iç ve dış politika sıfır hatadan mı kaynaklanıyor?
- AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk: "Peygamberlerin de diploması yoktu."
Siz kendinizi peygamberle eşdeğer mi görüyorsunuz ki, böyle bir cevap veriyorsunuz?
- Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın: "İslami olarak
Cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın'dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak
manasına gelir, haramdır."
Görüyor musunuz ahlakı?
Hepsi birbirinden cevval.
Hepsinin insanüstü olmaya ve Allah'ın gücüyle yarışmaya varan sivri dili var.
Cürete bakın: "Cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın'dır" diyor. Farz Allah'ın kelamı olana, ayetlerde var olana denir. Bu söz, Allahlık iddiasına varır. Siz kimsiniz, neyin nesisiniz ki Allah'ın demediği bir şeyi, Allah söylemiş gibi ve sanki siz de yanındaymışsınız gibi anlatıyorsunuz?
Ahlaki üstünlük, büyük konuşmak ve büyük günaha girmek midir?