ABD’de ve bizde kültür
Eğitimci, yazar Nurettin Sezen Bey, ABD’den bir e-posta gönderdi. Yer darlığından mektubu çok az kısalttım:
“‘Sözlük yazmakla bölünülmez! ‘başlıklı yazınızı okudum ve beni hayli etkiledi. Dikkatimi çeken; ‘Türk Dil Kurumu (TDK) ... Darbeden sonra hükûmete bağlandı. Önceki durum fecaatti tabiî... Aşırı solun elinde oyuncak olmuştu. Yeni dönemde, Hükûmetlerin zırt-pırt müdahalesini de önleyecek tedbirler alınmalıydı. Şimdi bu yüksek kurumlar, gelen hükûmetlerin insafına bırakıldı. Allah’tan başa getirilen insanlar işi bilenler. ...’ diye devam eden sözlerinizden sonra, bana göre ‘Neler yapılmalı?’ sorusunun cevabının aranmasındaki gayretiniz ve TDK Başkanıyla olan diyaloglarınız beni ümitlendirdi. (...) ‘Prof. Kaçalin, Çin Halk Cumhuriyetinde Türkoloji çalışmalarını yakından takip ediyor.’ gerçeğiyle, “hükûmetlerin insafına bırakıldı...” tespitinizin sizleri ve yetkilileri ümitsizliğe düşürmeyeceğine inanıyorum. (...)
Dün akşam üniversite hocalarının da bulunduğu özel bir toplantıda, 68 kuşağından bir arkadaş, ‘Kahroluyorum; çocuklarımızı sokmuşuz bir sınav kulvarına, dil eğitimimiz, kültürümüz yok, tarihimizi bilmiyoruz. Kitap okuyan gençlerimizi göremiyoruz, 6.000 kitabım var okuyan yok.’ diyor ve genel kültürle ilgili 2 cilt kitabı okuması için bir gence veriyor ve devam ediyordu: ‘ABD’nin ekonomisine sahip ve 25-50 yıllık planları olan şirketler, geleceklerinin eğitimde olduğunu biliyor ve eğitime de yatırım yapıyor. Basın-yayın da onların elindedir.’
ABD’de okullarda dil eğitimi, iyi yetişmiş elemanlarca veriliyor. Çocuklara yönelik yayın çok fazla. Hele televizyon kanalları, bir örgün eğitim kuruluşu gibi çalışıyor. 10-15 TV. kanalı var ki, ana okulu dahil lise seviyesinde dil ve kültür eğitimini tekrar tekrar yayınlıyor.
Türkiye’de, buradaki kalitede ve ısrarla yayın yapan, eğitime yönelik kanallar yok denecek kadar az. Kitap okuma alışkanlığının varlığını edebiyatçılarımız yana yakıla dile getirdiklerini her zaman görüyoruz. Kitap değil, ilköğretim diploması olanlar günlük gazeteleri okuyacak kültüre muhtaç. (...)
Bir arkadaşımız, ‘Çocuklarımın eğitimi annelerinin elinde. Bir nesil sonrakilerin Türklüklerini kaybedeceklerini görür gibiyim.’ dedi. Bu gerçek ABD’de yaşayan gençlerimizi bekleyen tehlikeler olduğu gibi Türkiye’de de kültür varlığımızı tehdit ettiğinden şüphe etmiyorum.
Florida/Orlanda’da, T. Fikret’in oğlu Halûk’u düşünmem uykularımı kaçırmıştı. Ben Halûk’a ‘Kültürler Savaşı’nda, cephede kaybedilen ilk neferlerden biri olarak bakıyorum. Kürtçe sözlük vs. değil, Türkiye’de baskın yabancı kültürlerin dejenerasyonunun engellenmesi ve Türkiye dışındaki varlığımızın korunarak güçlendirilmesi için çaba göstereceğinizi ümit ederek sizlere başarılar temenni ediyorum.”
Nurettin Sezen, OHIO