Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

2023'e kadar ev almak, iş bulmak hayal!

Kusura bakmayın dost acı söyler! Kısa vadede ev almayı ve iş bulmayı unutun. Neden mi? Adım adım gidelim. Önceki yazımda 2013 yılında ABD Merkez Bankası FED''in bastığı paraları geri çekmesi sonucu kurların arttığını ve bunun bir benzerinin, geçtiğimiz günlerde Jackson Hole''de toplanan FED tarafından yakında başlatılacağını yazmıştım. Bu yazımın yayınlandığı gün IMF''in Başekonomisti Gopinath çıktı dedi ki: ''Gelişenler 2013''ün tekrarını kaldıramaz''

Hanımefendinin dediği aslında benim detaylıca anlattığım; piyasaya verilen doların kısılması ve sonrasında faiz artırımları ile gelişmekte olan ülkelerde dolar kıtlığı başlaması ve kurların artmasına dair geçmiş deneyimler…

Neticede ben de, Gopinath da aynı ikazı yaptık… FED parayı kısıp, üstüne faiz artırdığında mıknatıs gibi dünya üzerindeki her ülkeden doları kendisine çekecek. Büyük bir dalgaya hazır olmak gerek…

Görünen köy kılavuz istemez.

FED''in tetiği çekmesi ile 2022-2023 yıllarında çok derinden hissedeceğimiz dolarda ve faizlerdeki sert yükselişlerin gerekçelerini gelen her makro ekonomik veride görebiliyoruz.

Aslında gelen her veri ile FED etkisine ne kadar hazırlıksız olduğumuzun işaretleri verilmiş oluyor.

Bakınız dün dış ticaret rakamları geldi. ''Dış ticaret açığı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,3 artarak 2 milyar 827 milyon dolardan 4 milyar 278 milyon dolara çıkarak son 4 ayın en yüksek seviyesini gördü.''

''Enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %8,9, ithalat %24,0 arttı.''

Bu rapor neyi gösteriyor? Bir kere ithalat yapısına baktığımızda yurda getirilen malların %89''u yarı mamuller. Yani üretim yapmak için kullanılan malzemeler. O zaman sizin rezervde para tutmanız çok zor, çünkü çalıştığınız ölçüde ithalat yapmak zorundasınız.

İşte bu, AKP''nin ekonomiyi nasıl berbat bir duruma soktuğunun en büyük ispatı.

İkinci konu da şu; ihracat için ithalat gerekiyor diyoruz, üstüne yapılan o ihracatın da ne yazık ki para getirmediğini görüyoruz. Yani rezervleri dolduracak pahalı malları üretip satamıyoruz.

Bu gerçeği de rapordan anlıyoruz. Zira ihracat içindeki yüksek teknoloji içeren malların oranı Temmuz ayında %2.9 olmuş.

İşin özü: Rezerv ithalata dayalı yapı ile boşalıyor, düşük teknolojili mal üretimi ile dolmuyor. ''Nasıl olsa beton üretip, konut satarak, oluk oluk para kazanırız, millî geliri artırırız'' düşüncesinin iflas ettiğini görüyoruz.

Önceki yazılarımda AKP ekonomi modelinin özünü oluşturan müteahhitler ve çimento üreticileri arasındaki kavgayı yazmıştım. Beton üretimi bile dışa dayalı üretimden yara aldı. Çimento fiyatları uçuşa geçince sektörde kavga çıktı. Hatta İMKON Başkanı Tellioğlu dün, "Greve çıkacağımız tarihi, gerekçeleriyle 2 Eylül''de duyuracağız" dedi.

Ne kadar acı değil mi? Bir model iflas ediyor. Bunu görmekle mükellef yöneticiler rant kavgasına düşmüş durumdalar. Normalde işçilerin aldığı grev kararını şimdi müteahhitler alıyor. Nasıl bir tükenmişliktir bu?

Buradan çıkan sonuç ise vatandaşı vuracak çünkü artan girdi maliyetleri nedeni ile konut almak artık bir hayal. Zaten salgın ve deprem nedeni ile oluşan talep de konut fiyatlarını yukarı çekmişti. Neticede orta ve alt gelirli aileler kiraya devam edecekler.

Ne yazık ki Türkiye''de yatırımlar artmıyor. AKP''nin hırçın politikalarından korkan, güven duymayan yatırımcılar Türkiye''ye gelip işyeri açmıyor. Var olan işyerleri de umutsuzca salgın öncesi duruma ulaşmaya çalışıyorlar.

Bir yandan artan kurla girdi maliyetleri, diğer yandan alım gücü düşmüş halkın zayıf talebi, firmaların satışlarını vuruyor. Bu da yeni işçi alımlarını engelliyor.

Nereden baksanız çıkmaza girmiş, tıkanmış, gelecek için de umut vermeyen bir tablo ile karşı karşıyayız. Tek çıkışımız ise bu tablonun mimarlarını seçimde sandıkla değiştirmek…

Yazarın Diğer Yazıları