Yıkım masası için ikna faaliyetleri!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup konuşmasında "Yeni anayasa yapım veya anayasanın yenilenme süreci"nden bahsettikten sonra TBMM Başkanı'nın kurulacak komisyona isim istediğini de hatırlatarak "Biz bu davete elbette olumlu yaklaştık" dedi ve "CHP'nin komisyonda farklı isteklerde bulunarak sudan bahanelerle uzlaşma sürecini sabote ettiğini" öne çıkardı.
Bahçeli, CHP'nin ilk dört maddenin müzakere dahi edilemeyeceği ve parlamenter sistem haricinde başkaca bir sistem önerisinin getirilemeyeceği düşüncelerine de atıfta bulunarak "Geçtiğimiz yılın Ekim ayında, katıldığı bir televizyon programında Anayasa'nın ilk üç maddesinin değişebileceğini söyleyen CHP lideridir. Kısa bir süre sonra u dönüşü yapan da yine aynı kişidir" diyerek CHP'nin uzlaşma sürecini tıkamasının isabetli olmadığını söyledi.
Bahçeli, bu konudaki sözlerini "Biz Recep Tayyip Erdoğan'ı mutlu etmek, başkanlık hayaline ulaşmasını temin etmek için anayasa yapamayız, yapmayacağız. Biz Türkiye'nin bölünmesini maskelemek, kuruluş ilkelerini yıkmak için yeni anayasayı fırsat görenlere katkı vermeyiz, vermeyeceğiz" gibi ifadelerle tamamladı ve CHP'nin ikna edilerek yeniden komisyona katılması önerisinde bulundu!
***
İşte bütün mesele de burada zaten! MHP'nin, Türkiye'nin kuruluş ilkelerini yıkmak istediğini açıkça ifade eden AKP'nin bu amaçla kurduğu masaya katılması, o sürece "katkı" olmuyor mu? Bahçeli, "Eğer mümkün olursa, yeni anayasayı Türk milleti adına hazırlayacağız" diyor ama bu nasıl olacak? Kurultay isteyen parti teşkilatlarını kapatarak mı? "MHP ne kadar küçülürse küçülsün ama benim kontrolümden çıkmasın" anlamına gelmiyor mu bu uygulama? Dolayısıyla bu sözlere güvenilebilir mi?
***
Kurultay çağrısı için imza toplayan adaylardan eski TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Yeniçağ'daydı. Çalışmalarını anlatırken, görüştüğü delegelerin kendisinden hangi taleplerde bulunduğunu da açıkladı. Delegeler, "Ön seçim genel kural haline getirilsin. Bizi azarlamayın! MYK'yı da delege belirlesin" talebinde bulunmuş. Akşener de kadın adaylara belirli bir ayrıcalık tanınması, ayrıca genel başkanın da ekibini oluşturabilmek için yüzde beşlik bir kontenjan kullanması gerektiğini söylemiş. Delegeler de bunu kabul etmiş.
Burada, delegelerin "Bizi azarlamayın" sözü çok acı değil mi? Bugüne kadar genel merkezden bir talepte bulundukları zaman azar işitmişlerse, MHP'nin neden iktidar olamadığına başka sebep aramaya gerek var mı?
Gerçi, bana göre AKP, CHP veya MHP hep aynı irade tarafından çekip çevriliyor. AKP, devletin temel ilkelerini, yani devleti yıkarak yeni bir devlet kurmak için, "iflas masası" gibi bir "yıkım masası" kurdu. CHP ve MHP, HDP ile birlikte yıkım masasına oturdu! Sonra CHP, "Ben kuruluş ilkelerini tartışmam" gerekçesiyle masadan çekildi. MHP ise CHP'nin sadece bu tavrını "takdir ve teşvik" edeceğine, yıkım masasının yeniden kurulmasını istiyor! Bu tür "ikna faaliyetleri"ni partililer yutuyor mu acaba?
Masa da ne masaymış ama değil mi?
***
MHP'de delegelerin yarısı kurultay toplansın diye imza verdi. MHP Kurucular Kurulu'nun 12 üyesi de illerdeki parti teşkilatlarının kapatılmasını eleştirerek genel merkezin, mahkeme bir karar vermeden "seçimli olağanüstü kurultay" toplamasını önerdi.
Bildiride "Yönetimde bulunanlar ile adayların, MHP'yi nasıl iktidar edeceklerine yoğunlaşmaları gerekir" denildi.
Delegeler, zaten MHP'yi kontrol edenlerin "iktidar" diye bir hedefi olmadığı için kurultay istiyor! MHP Genel Başkanı ise "Yıkım masasını niye dağıttınız?" diye CHP'den hesap soruyor!