Yangının ferahlatıcı etkisi
-Orman yangınları bu coğrafyanın rutini önlem al...
-Almam...
-Orman yanmaya başladı mı kara araçları ile müdahale zordur, uçak filosu kur..
-Kurmam...
-Mevzu vatan olunca elin kiralık ya da emanet uçağına terk edilemez, eldeki öz kaynakları, uçakları koru..
-Korumam...
-Uçuşa hazır halde tut...
-Tutmam...
-Sen yapmıyorsan belediye başkanları, "bize devredin uçuralım" diyor...
-Devretmem...
-Şehirlerin ve insanların korunmasını belediyelere yıkma, devleti yöneten olarak sorumluluğu al...
-Almam...
-Ulusal felaketi siyaset polemiğine çevirme, muhalefetin yerel yöneticilerini de mücadeleye dahil et...
-Etmem...
-Öyleyse buyur yangını söndür....
-Söndür(e)mem...
-Söndüremiyorsan dünya ülkelerinden yardım iste..
-İstemem...
-El insaf kardeşim; akla, mantığa, sadede, vicdana, imana, çözüme gel...
-Gelmem..
-O zaman bırak git...
-Gitmem...
Maalesef tablo biraz da böyle...
Mızıkçı, vizyonsuz, öngörüsüz, beceriksiz vıcık vıcık bir iktidarın öncülüğünde orman yangıları ile mücadele etmeye çalışıyoruz...
Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkmış; yangınlara su atacak uçağımızın olmadığını söylüyor...
Bunu da, bu hayati ihmalin sorumlusu olarak utanarak, sıkılarak, özür dileyerek değil de.. aksine; tüm bunlar muhalefetin suçuymuş gibi söylüyor...
Cuma namazı konvoyuna bu kez miting otobüsünü de ekleyip, çakarları çakarak felaket bölgesine gidiyor...
Çıkıyor miting otobüsüne, izleyenlerin başına konfeti atar gibi, çiçek atar gibi, şeker atar gibi kutlama havasında çay paketleri atıyor...
İnsanlar can ve mal derdinde... Bugünü ile birlikte geçmişini ve geleceğini aynı anda kaybetmenin korkusuyla mücadele ederken, o gidiyor TOKİ üzerinden konut projesi açıklıyor...
Haydi ormanları söndürdük diyelim; bitiyor mu?
Yangın sadece ormanlarımızda değil ki...
Ekonomimiz de son 5-6 yıldır cayır cayır yanıyor...
Bırakın söndürmeyi ya da kontrol altına almayı; ekonomideki yangın da her geçen gün büyüyor...
Söneceğine dair tek bir umut yok... Aksine; daha da büyüyeceğini, bugünlerimizi dahi arayacağımızı sağır sultan biliyor...
Ülkenin sınırları hakeza...; her yerde ayrı bir sorun, ayrı bir gerilim, ayrı bir çatışma....
Sınırlar da bildiğin yangın yeri...
Ülkenin sistemi, düzeni yandı mesela...
Yerine neredeyse gittikçe büyüyen bütün sorunlarımızın anası tek adama bağlı çağ dışı ucube bir sistem getirdiler...
Adalet mesela; özellikle son 7-8 yıldır gözlerimizin önünde çığlık-çığlığa yanıyor...
Gelir dağılımında ve fırsatta eşitlik cayır-cayır yanıyor...
Vicdan yanıyor, merhamet yanıyor...
Korku dağları sardı; demokrasi, insan hakları yanıyor...
Ki..; bütün bunları da bizzat kendileri kundakladılar...
Yangın sadece ormanlarımızda değil ki...
Ya; kutuplaştırıcı siyaset dilleriyle, insanların arasına sürekli ektikleri kin, nefret, öfke...
Ya; akla, mantığa, ''devletin bekası'' söylemlerine uymayan ve ülkedeki kırılganlıklara benzin döker gibi ilerleyen göçmen ve mülteci politikaları...
Ya; tüm bu yangınlara ek olarak ellerinde benzin bidonuyla dolaşıyormuş gibi, alev aldı alacak düşmanlaştırıcı potansiyel tehlike icraatları...
Yangın bir değil ki... tehlike, sorun, dert bir değil ki kardeşim...
Bunlar bu ülkeyi normalleştiremez...
İsteseler de yapamazlar.. zaten geldikleri noktada istemezler de...
Bu ülkede basınıyla, demokrasisiyle normalleşme.... Yani; ak kim, kara kim, hırsız kim, despot kim... gerçek hain kim konuşulabilmesi demek iktidarın da sonu demek...
Velhasılıkelam; mevcut iktidar için ülke baskı olmadan yönetilebilecek durumda değil...
Ta başından beri söylüyordum zaten; yeni sistemin doğası hep daha kötüye evrilmek zorunda...
5 yılda nereden nereye geldik..; artık zamanı geldiğinde seçimin olmayabileceğini... Onun yerine kendimizi 15 Temmuz''dan da beter başka bir fırtınanın içinde bulabileceğimiz ihtimallerini konuşuyoruz...
Ülke zaten büyük ölçüde yangın yeri...
Hâlâ umut olarak kalan yerleri de potansiyel yangın tehdidi altında...
Şu yanan ormanlar vatanseverlere dert... belki de aynı yangınlar birilerinde can simidi etkisi yapıyor kim bilir..?
Değil mi; yangınlardan önce devletin en üst kesimlerinden başlayarak; bakanlardan, milletvekillerine, bürokratlara kadar...
İktidar menşeli mafyadan, iş insanlarına uyuşturucu kaçakçılığından, tecavüzlere, suikastlara, mala çökmelere, cinayetlere kimlerin nelere bulaştığına dair ne iddialar, ne skandallar konuşuluyordu... ne belgeler bilgiler saçılmıştı etrafa...
Öyle ya; yangın seni beni yakıyor ama, birilerinde belki de gündemden düşürücü, unutturucu ferahlatıcı bir etkisi var kim bilir..?