Ne tuhaf değil mi? Türk siyasî tarihinde görülmemiş sahneler yaşanıyor... Bir iktidar partisi, bakanlarıyla, milletvekilleriyle, sözcüleriyle, yandaş gazetecileriyle, trolleriyle hep birlikte bir başka partinin mevcut genel başkanı ve yönetimini görevde tutmak için seferberlik ilân etmiş durumda... Bunun çok partili hayatımızda bir başka örneği olmadı ve olmayacak...
***
Daha dün adına 'çözüm süreci' denen ve aslı 'Türk devletine pusu süreci' olan dönemde kalleşlik kazanırken bunlar 'kardeşlik kazandı' yalanlarını manşetlere taşıyorlardı... Şimdi aynı manşetlerde MHP'nin geleceğine pusu kuruyorlar... Dün yüzlerine bakmadıkları parti yöneticileriyle bugün menfaatleri kesiştiği için aynı dille MHP'de değişim isteyenlere iftira ediyorlar...
***
Bunlara göre dün MHP'yi 'kandan beslenenler' yönetiyordu... Ne kadar da sık tekrarlamışlardı "Terör olmasa MHP biter, söyleyecek başka sözleri yok, o yüzden terörün bitmesini istemiyorlar" klişelerini... Ne değişti de şimdi Bahçeli'nin büyüklüğünü keşfettiler? Onun makamını MHP delegesinden ve tabandan korumak için zırh üstüne zırh oluyorlar...
***
Sivas'ta söylenmiş o sözleri unutmayalım... Ne diyordu Erdoğan: "Eyyy benim MHP'li kardeşlerim. Bu zat size lâyık değil, siz de ona lâyık değilsiniz. Bunun devlet millet derdi yok. Aile, çoluk çocuk nedir bilmez, böyle bir derdi yok..." Bu ağır saldırı karşısında genel başkanlarına sahip çıkan vefalı ülkücüler şimdi 'paralel', saldıranlar ise 'Bahçelisever'!.. Vay be...
***
Daha dün Saray'a en yakın milletvekili tweet atıyordu Bahçeli'ye "Ağzından köpükler saçan, zavallı, o köpükleri itinayla yalayacak, seçim kararına tıpış tıpış destek verecek, yoksa HDP'li bakanlara MHP'li bakanlar denir" diye... Şimdi aynı milletvekili göz yaşartıcı bir şekilde Bahçeli'yi savunuyor... MHP'de değişim olması durumunda yeni yönetimin PKK'yla bile iş birliği yapabileceğini iftira ediyor...
***
Bahçeli için çok çirkin bir üslup tutturarak "Beyniyle dili arasındaki kayış koptu, motor su kaynattı, 2002'de korktu kaçtı" diyenler bugün 'endişe nöbeti'ne tutulmuş gibiler... Onun yeni yakaladıkları 'devlet adamı' kimliğini ekranlarda ve gazete köşelerinde parlatmakla meşguller...
***
MHP'yi aşağılamak için yıllarca 'CHP'yle ruh ikizi' diyenler, sonra hızlarını alamayıp bunlara HDP'yi de ekleyerek 'ruh üçüzlüğü'ne taşıyanlar nasıl da telaş içindeler? Yine daha dün "MHP'ye ne gerek var, kapatın AK Parti'ye katılın" diye mesajlar atan 'parselci' Büyükşehir Belediye Başkanı bile mevcut parti yönetimini savunmaktan yoruldu... Öyle ya herkes aptal, ülkücülerin kafa basmıyor, bir tek bunlar akıllı!.. "Cehape, Mehape, HDP, DHKP-C, paralel, bunların hepsi aynı yerden besleniyor" iftiraları balıkların mı yoksa alıkların mı hafızasına işlenmişti?
***
Yıllarca 'yandan beslenenler' MHP'ye 'kandan beslenenler' iftirası atmıştı... Şimdi o partinin yönetimine 'candan' muamelesi yapıyorlar... Tabii ülkücüler yerse...
Absürt bir film setindeyiz sanki... İnanılır gibi değil... Türk siyasî hayatında ilk defa bir parti, bir başka partinin yönetimiyle bu kadar ilgili... İlk defa bir parti bir başka partiye yönetici beğeniyor, muhalefetine kızıyor, iftira atıyor... Daha önce başkalarıyla 'ruh ikizi' yaptığını neredeyse kendisine 'ruh ikizi' tayin edecek!..
Bir sonraki seçimde yarışacağı rakibi kendisi tayin etmeye kalkan bir iktidar partisi!.. Bunun ne bizim tarihimizde, ne de dünyada örneği var... Haksız da sayılmazlar hani... Siz olsaydınız '12 seçimde 12 yapan' bu 'garantili' rakibin değişmesini ister miydiniz?
MHP'de değişim isteyenlerin daha fazla kendilerini anlatmaya ve bu değişimin neden gerekli olduğunu ispatlamaya çalışmaları gerekmiyor... İktidar partisinin içine düştüğü bu çırpınış her şeyi belgeliyor... Ülkücü feraset bunu çok iyi seziyor...
