Yalan haberlerin kaynağı kim?
Türkiye''de bir süredir Amerikan ve Alman vakıfları tarafından fonlanan gazetecilerin iktidar bürokratları tarafından "Beşinci kol faaliyeti yapıyorlar" diye suçlanması üzerinde bir tartışma sürüyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun''un "Yeni kisveler altında beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz. Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır" sözünden bahsediyorum.
RTÜK de "Fon alan medya millî güvenlik sorunlarına yol açabilir, denetleme faaliyetlerini titizlikle ele alıyoruz" diye açıklama yaptı.
***
Başta benim de üyesi olduğum Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere bütün meslek kuruluşları, bu değerlendirmeye tepki gösterdi.
Oysa iktidar bürokratlarından uzun süreden beri duyduğum en doğru tespit bu! Tabii, iktidarın, etkili muhalefet yapan veya gerçekleri ortaya çıkaran herkesi Ergenekon torbasına doldurmaya çalışması gibi bir örnek ortada duruyor. Yine, Emin Çölaşan, Necati Doğru ve Metin Yılmaz gibi kişilerin FETÖ torbasına atılmış olması gibi skandal bir uygulama da daha yenidir.
Yani iktidarın, muhalif basını şimdi de "Beşinci kol torbası"na doldurmasından endişe edilmektedir ki bu endişe yersiz değildir. RTÜK''ün de muhalif televizyon kanallarına karşı haksız cezalar kestiğini herkes biliyor.
Fakat yabancı vakıflardan para alarak yapılan işin adı da gazetecilik değildir. Gerçekten de beşinci kol faaliyetidir. Bunun da meslek kuruluşları tarafından açıklanması gerekir.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ise "İktidar, şimdi şeffaf bir biçimde uluslararası fonlardan alınan desteklerle ayakta durmaya çalışan medya kuruluşlarının faaliyetlerini şaşırtıcı bir biçimde millî güvenlik sorunu olarak tanımlamakta ve yerli, millî medya oluşturarak bu alana da müdahale edeceğinin açıklamalarını yapmaktadır." demiştir. Cemiyetin, uluslararası fonlardan para alınmasını normal bulması ilginç! Yabancı fonlardan beslenenleri savunmak meslek kuruluşlarının işi değildir.
Fakat cemiyetin, "İktidar da kendi medyasına sağladığı fonlar konusunda şeffaf olmalıdır." sözleri doğrudur.
Tayyip Erdoğan''ın "yalan haberle mücadele" için yeni yasama döneminde yasa çıkarılacağını söylemesi de garip. Medyanın yüzde 90''ını oluşturan fonlanmış iktidar medyasının, muhalefetle ilgili haberlerinin neredeyse tamamı yalan! Ayrıca yabancılara satılan kanallar var! Satılmasına izin veren yasayı çıkaran kim? İktidar…
***
Yalan haberlere somut örnek vereyim...
Amerika''nın Sesi''nin Reuters kaynaklı haberine göre İsrail''deki Ben Gurion Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi Başkanı Nadav Davidovitch, ülkede hastanede tedavi altında olan vakaların yüzde 60''ını aşılı kişilerin oluşturduğunu söyledi.
Bu ne demektir? Kullanılan aşı hiçbir işe yaramıyor demektir!
Bunu bir kenara not ettikten sonra haberdeki "Delta varyantı, ABD''deki yeni enfeksiyon vakalarının yüzde 83''ünü oluşturuyor. Ağır vakaların yaklaşık yüzde 97''sinin aşısız kişiler olduğu bildiriliyor." cümlesine odaklanın!
***
İsrail haberinde kaynak belli, konuşan kişinin yetkin biri olduğu belli... ABD haberinde ise "bildiriliyor" denilmiş! Kim bildiriyor? Unvanı nedir? Bu veriyi nereden elde etmiş? Yok!
Amerika''nın Sesi ve Reuters, doğru haberleri, uydurma haberlerle karıştırarak veriyor. Türkiye''de ise ruhsatsız sıvılar konusunda doğru habere yer veren, neredeyse yok gibi! Sadece uydurmalar haber yapılıyor! Devamlı korku pompalanıyor ki ruhsatsız sıvıları herkes vurulsun. Türkiye''deki uydurmaların kaynağı da Dünya Sağlık Örgütü, iktidar ve yabancı medya… Beşinci kol da yalan haberlere sos yapıyor…