Vatana ihanet nedir?
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, işgal altındaki Batı Şeria’ya yaptığı ziyarette, 2024’ün "zorlu" geçeceğini ifade ederek "Gazze'de savaşta olacağız. Bütün yıl Gazze'de savaşacağız, orası kesin." dedi.
Yani katliama devam edecekler.
Buna karşılık, İsrail Parlamentosuna Ortak Liste Milletvekili olarak seçilen Ofer Cassif, Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhinde açılan davaya destek veren dilekçeyi imzaladığı için vatana ihanete varıncaya kadar ağır eleştirilere maruz kaldı.
Anadolu Ajansı haberlerine göre Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık'ta, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmişti.
Başvuruda "İsrail'in eylemleri ve ihmalleri soykırım niteliğindedir çünkü soykırım niyetiyle işlenmiştir." ifadelerine yer verilirken, eylemlerin "Gazze'deki Filistinlileri yok etmek" amacı taşıdığı vurgulanmıştı.
Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı "soykırım" davasının duruşmasının 11-12 Ocak'ta başlaması bekleniyor.
İsrail milletvekili Ofer Cassif, X platformundan yaptığı yazılı açıklamada, İsrail toplumuna yönelik anayasal görevinin bulunduğunu belirterek, "Görevim, koalisyon ve üyelerinin etnik temizlik, hatta soykırım çağrısında bulunduğu bir hükûmete hizmet etmek değil" ifadesini kullandı.
Ülkesine ve halkına zarar verenin, Güney Afrika'nın İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı'na başvurmasına sebep olanın kendisi ya da arkadaşları değil mevcut hükûmet olduğunu vurgulayan Cassif, “Hükûmet, toplum, devlet ve vatandaşları aleyhinde çalıştığı, varlığını sürdürmek için onları feda ettiği, onlar adına suç işlediği zaman buna karşı uyarıda bulunmak ve bunu durdurmak için hukuk çerçevesinde elimden gelen her şeyi yapmak hakkım hatta görevim." dedi.
Cassif, ahlaklı bir toplumun varoluş mücadelesinden vazgeçmeyeceğini, gerçek vatanseverliğin bu olduğunu; intikam savaşları ve soykırım çağrısına; gereksiz kan dökülmesine, esir alınan vatandaş ve askerlerin sahte savaşlarda kurban edilmesine karşı olduğunu vurguladı.
Benim bu haberde dikkatimi çeken daha doğrusu dikkatinizi çekmek istediğim konu “vatanseverlik nedir?” tartışmasıdır.
PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan, ABD tarafından Türkiye'ye teslim edildiğinde, halk arasında müthiş bir sevinç ve heyecan dalgası oluşmuştu. Ben, durumu şüpheli bulmuş ve bu kadar sevinmeye bir anlam verememiştim. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bile daha sonra “Amerika, Apo’yu neden verdi, anlamadım” diyecekti.
Nitekim Apo'yu Türkiye'ye veren ABD, yeni bir kurguyla bugün Suriye'nin kuzeyinde bir PKK devleti kuruyor, üstelik bunu sağlamak için de Türk ordusunu, PKK/PYD bölgesine sokmuyor. Irak'ta konuşlanmış Türk birliklerine saldırsınlar diye Suriye'nin Kamışlı bölgesinden özel ekipler gönderiyor. Bunu kamuoyuna duyuruyorum, Nejat Eslen dışında kimseden çıt çıkmıyor!
Oysa ülkenin geleceği ancak ve ancak halkın doğru bilgilendirilmesi ile kurtarılabilir, yoksa halk ebediyen uyutulmuş olur...
Haberleri halktan saklamak vatanseverlik değildir! Kimden neyi saklıyorsunuz?
Diğer taraftan 28 Şubat davasında uzun süre tutuklu kalıp sonuçta beraat eden emekli Albay Alican Türk, "TSK içine tarikat ve cemaatleri yerleştirmeye kalkmak vatana ihanettir. Yapan vatan hainidir. Hiç tereddütsüz öyledir ve bunun başka açıklaması da yoktur!" diyor.
Tabii konuya saf bir siyasal İslamcı gözüyle bakarsanız, ihaneti göremezsiniz. Burada söz konusu olan Türk istiklal ve cumhuriyetini korumaktır. Tarikat ve cemaatlerle, orduyu bozar, halkı da birbiri aleyhine kin ve düşmanlığa sürüklersiniz. Tıpkı FETÖ gibi.
Bu sebeple, vatana ihanet nedir, vatanseverlik nedir; bunları herkesin kendi vicdanında iyi tartması gerekir...