Millet iradesi mi Trump iradesi mi?

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cihan Paçacı, Buğra Kavuncu, Ersin Beyaz, Mehmet Aslan ve Yücel Coşkun ile birlikte Yeniçağ gazetesini ziyaretinde, 23 yıllık AKP iktidarının Türkiye’de hukuk devletini, dolayısıyla adaleti ortadan kaldırdığını, aydınların bunun sebebi üzerine durmaları gerektiğini söyledi. Dervişoğlu, bugün uygulanan CMK’nın, idam talebiyle yargılandıkları 12 Eylül mahkemelerindeki CMUK’u arattığını, her türlü sözlü veya yazılı ifadenin, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu kapsamına alınabildiğini hatırlatarak “Türkiye’de bugünkü sorunların ve antidemokratik uygulamaların ana kaynağı Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi olarak adlandırılan bu ucube sistemdir. Bu sistem Erdoğan’ı da Erdoğan olmaktan çıkardı. Belli bir kitlenin gözünde ‘milletin adamı’ görünen Erdoğan şimdi onların gözünde de milletin adamı olmaktan çıkıyor. Erdoğan ve AKP iktidarı 23 yıldır yönettikleri devletle barışık değil. En büyük sorun budur.” dedi.

***

“Millet iradesi” kavramı üzerinde bir kişi daha durdu...

Tayyip Erdoğan'ın eski metin yazarı, Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, 4 Nisan 2025 tarihli yazısında "Hani 'boykot' diyorlar ya; sermaye dönüştü, para el değiştirdi. Bir gün değil bin gün, on bin gün tüketmeseniz, artık çarşı-pazar, dükkânlar, mağazalar, kafeler yokluğunuzu hissetmez. Artık ne TÜSİAD'ın darbe kotaracak gücü var, ne İngiltere'nin, Fransa'nın, ABD'nin, İsrail'in 'imdada' koşacak mecali var. Eski hal muhaldir. Mirasyedilik dönemi sona ermiştir. Tüm imtiyazlar geride kalmıştır. Yeni duruma alışacaksınız, Anadolu ihtilalini kabulleneceksiniz, milletin ve milli iradenin önünde diz çökeceksiniz" ifadelerini kullandı.

Aydın Ünal, “millet” ve “milli irade” diyor ama diz çökülmesini istedikleri irade, 4 Mayıs’ta Malazgirt’te PKK kongresi toplamak istiyor!

Müsavat Dervişoğlu ise 4 Mayıs’ın Dersim isyanı için Bakanlar Kurulu tarafından alınan tenkil kararının yıldönümü olduğunu, ayrıca PKK Kongresi için Malazgirt’in seçilmesinin, “Malazgirt ve Çanakkale zaferlerini birlikte yaptık” algısıyla, Anadolu’nun Türk vatanı olmaktan çıkarılıp PKK’nın talep ettiği “ortak vatan” haline getirilmesi amacına dönük olduğunu anlattı.

Dervişoğlu ayrıca otokratik yönetimin simgesi haline getirilen Silivri Cezaevi’nde, Ekrem İmamoğlu ve Ümit Özdağ’ı ziyaret ettiğini her ikisinin de haklarındaki kararın hukuki değil siyasi olduğunu bildiğini söyledi.

Bu durumda soru şudur: Erdoğan gerçekten millet iradesini temsil ediyorsa, milli iradenin diğer temsilcileri olan siyasi rakipleri ve milletin çocukları, neden hukuka aykırı olarak tutuklanıyor?

Bu konuda 25 Mart 2025 tarihli yazımda “Siyasi olaylarda kronolojiye de bakmak gerekir! Olayların hangi sıralama ile meydana getirildiği önemlidir.” diyerek, 16 Mart’ta Erdoğan’ın Trump ile telefonla görüştüğünü, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığını hatırlatmış ve “Kronoloji böyle... Bu sıralamanın tesadüf olma ihtimali sıfırdır.” değerlendirmesi yapmıştım.

Son olarak ABD Senatosu Connecticut temsilcisi Chris Murphy, Gönül Tol’a "Muhalefet liderinin hapse atılması kararının, Donald Trump ile yapılan bir telefon görüşmesinden hemen sonra alınması tesadüf değil; muhtemelen Trump tarafından onaylandı ve yeşil ışık yakıldı" dedi...

Murphy, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu tür otoriter rejimlere dolaylı destek vermesinin, sadece ABD’nin küresel demokratik liderliğini zedelemekle kalmadığını, aynı zamanda baskıcı yönetimlerin elini güçlendirdiğini ifade etti.

Durum böyleyse, Aydın Ünal’ın millet iradesi dediği irade, Trump’ın veya Amerikan devletinin iradesi olmuyor mu?

***

Dervişoğlu, genel başkan seçildiği günden beri, doğru ve cesur bir dil kullanıyor, her sözünde adaleti esas alıyor. Bu tutumu ile her kesim tarafından devlet adamı olarak görülmeye başlandı. Böyle devam etmesi, Türkiye için hayırlıdır. Yapılan hataların da farkında ve bu sebeple “Milliyetçi camia bir daha kaybettiren olarak anılmamalı. Mesele milliyetçilerin bir çatı altında birleşmesi değil. Biz dilde, fikirde işte birlik diyoruz. Zaten devleti yöneten zihniyet milliyetçilik olmalı. Devleti yönetenlerin milliyetçiliği tartışılmamalı.” diyor.

Türkiye ise milliyetçiliği ayakları altına aldığını söyleyen bir kişi tarafından yönetiliyor. Milliyetçilik, milletin iradesini savunmak demektir; tarihi zaferlere ortak çıkararak, vatana ve milli egemenliğe ortak çıkarmaya çalışmak millet iradesi olabilir mi?

“Ortak vatan”, PKK söylemi değil mi?

Bu slogan, Büyük Orta Doğu Projesi’nin Türkiye ayağını ifade ediyor...

Yazarın Diğer Yazıları