Parçalanan Yugoslavya''nın lideri Tito''nun öncülüğünde 1961''de oluşturulan Bağlantısızlar Hareketi, kuruluşunun 60''ıncı yılında Sırbistan''ın başkenti Belgrad''da 105 ülkenin katılımıyla toplandı.
Dünya üzerinde BM üyesi 193 ülke var zaten... Tito''nun 1980''de ölümüyle birlikte etkisini kaybeden Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi''nin genel sekreterliği ve dönem başkanlığı görevini yürüten Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, zirveye nedense video konferans yöntemiyle katıldı ve "Covid-19 salgınıyla mücadelede aşılanmada çifte standart uygulanıyor. Bağlantısızlar Hareketi olarak küresel aşılama için mücadele edeceğiz" dedi!
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de "Hareketin savunduğu, küresel aşılamayı biz de destekliyoruz. Tüm dünya vatandaşlarının aşılanmasını istiyoruz" diye konuştu!
Guterres, iklim değişikliğiyle mücadele ve nükleer silahların yok edilmesinde de ülkelerarası iş birliğinin daha aktif ve güçlü olması temennisinde bulundu.
Guterres, birkaç gün önce de yıl sonuna kadar dünya nüfusunun yüzde 40''ına Covid-19 aşısı uygulanması için 8 milyar dolarlık küresel yardım çağrısı yapmıştı.
Dünya Sağlığını Bozma Örgütü''nün yeni aşı stratejisine göre, bu yılın sonuna kadar dünya nüfusunun yüzde 40''ı, gelecek yılın ortasına kadar da yüzde 70''inin aşılanması hedefleniyor. Ayrıca ülkelere 11 milyar doz aşı dağıtılması planlanıyor.
Örgütün başkanı Ghebreyesus, "Afrika''da insanların yüzde 5''inden azı tam olarak aşılanmış durumda. Eğer doğru kullanırsak ve adil bir şekilde paylaşırsak, salgını kontrol altına alacak araçlara sahibiz" dedi.
***
Görüldüğü gibi Bağlantısızlar Hareketi, "küresel aşılama programı"na sıkı sıkıya bağlanmış durumda. Adı Bağlantısızlar Hareketi, 105 ülkeyi bünyesinde toplamış ama küresel projeye boyun eğmiş, hiçbir etkinliği bulunmayan zavallı bir organizasyon!
Öyle ki dünyada Covid-19''un en az görüldüğü kıta olan Afrika''da 1 milyar insanı aşılamak için kullanılan araçlardan biri de Bağlantısızlar Hareketi oldu!
Afrika''da Covid-19 oranının düşük olması, küresel aşı politikalarını sarsıyor! Öyle ki BBC, Afrika muhabiri Anne Soy''a, geçen yıl bu zamanlar, "Afrika''da Covid-19 kaynaklı ölüm oranlarının düşük olmasının dört nedeni" başlıklı bir haber yaptırmıştı.
Haberde "Johns Hopkins Üniversitesi''nin derlediği verilere göre bir milyardan fazla nüfusu olan kıtada, 2020''de 1,5 milyon dolayında vaka tespit edildi.
Aynı dönemde Afrika''da 37 bin Covid-19 ölümü bildirilirken, Amerika''da 580 bin, Avrupa''da 230 bin ve Asya''da 205 bin kişi hayatını kaybetti." bilgileri veriliyordu.
Anne Soy, Afrika''da ölüm sayılarının az olmasının nedenlerini şöyle göstermişti:
"Çabuk müdahale, halk desteği, nüfusun genç olması ve çok az huzurevi bulunması ve iklim koşulları. ABD''deki Maryland Üniversitesi''nde yapılan bir araştırmada, sıcaklık ve nem düştükçe vakaların arttığı, yükseldikçe azaldığı tespit edildi."
Öyleyse yüzde beşi aşılanmış ama en az vaka oranına sahip Afrika''nın tamamını aşılamanın bilimsel bir dayanağı var mı?
***
Afrika örneğiyle nereye mi varmak istiyorum? Küresel aşılamanın, dünya topraklarının tapusunun değiştirilmesine dönük, hastalıktan, virüsten bağımsız bir proje olduğunu hâlâ anlamamakta ısrar edenler biraz düşünsün biraz akıl etsin diye uğraşıyorum!
Yoksa mRNA yönteminin mucidi Dr. Robert Malone, Trump''ın ekibinden Peter Navarro ile birlikte yazdığı makalede "Küresel aşılama stratejisi ile herkes aynı temel bağışıklık tepkisine sahip olursa, o zaman yeni mutant virüs, aşılı olsun ya da olmasın tüm nüfusa hızla yayılacaktır. Küresel aşılama aptalcadır. Çünkü nüfusun önemli bir kısmına gereksiz riskler yüklemektedir. Bu durumda yapılması gereken şey ayakta tedaviyi sağlayan ilaçlar, D vitamini ve çinkodur." demişti zaten.
