Üzülürler mi? Sanmıyorum!..
Geçtiğimiz salı günkü bültenlerde bir haykırış haberi vardı ki nasıl da içimi parçaladı.
*
Haber:
“Pegasus’un kabin memuru, Amsterdam seferinden sonra Hollanda’ya iltica etti.” şeklindeydi.
*
Düşünüyorum da böyle bir karar bir günde verilemez…
Bir haftada…
Bir ayda…
Hatta bir yılda dahi verilemez, diyorum.
*
Böyle bir karar verirken sen, sen değilsindir.
Düşünen sen olabilirsin...
Kopup gidecek olan da sen olabilirsin, ama kim bilir o kararı verebilmek için ne kadar acılar içinde kıvrandın be delikanlım.
*
Kim bilir hangi gecenin bir yarısı kâbus uyandırdı seni de kan-ter içinde yatağından fırlayıp, gecenin o karanlığı yüzüne çarptığında, bir an için nerede olduğunu da unuttun belki de!..
Kısa bir süre sonra kendine geldiğinde:
“Şükürler olsun yatağımda… evimdeyim!..” deyip, derin bir ‘Oh!..’ çekerek, yeniden bırakıverdin kendini gecenin bir yarısında yatağının içine.
*
Sen iç dünyada içinden sıyrılamadığın gel-gitlerini yaşarken, nasıl da yiyip bitirmişsindir kendini?
Çünkü ülkeni seviyorsun.
Aileni seviyorsun.
Arkadaşlarını seviyorsun.
Biriktirdiğin anılarını terk edip gitmek istemiyorsun ya, -kahretsin ki- gitmek zorunda hissediyorsun kendini.
*
Belki de ailenle dahi paylaşamadın yaşadıklarını!..
Kendine…
Hayallerine…
Bir de yarınlarına bakıyordun ya, senin o genç beynini, o genç yüreğini bir türlü kalman için ikna edemiyordun, yanılıyor muyum?
*
Geride bıraktığın mesajından öyle anlaşılıyor ki iç dünyanda, çok acılar yaşamış olmalısın delikanlım.
Hatta o mesajı gönderirken, seni bu hallere düşürenlerin de ‘Yürekleri parçalansın’ istemişsindir sanırım!..
*
Neler yaşamışsın be delikanlım, belki de bir tek sen değilsindir böylesi acılar içinde kıvranan, ama sen cesaret ettin her nasılsa?
Sahiden bu bir cesaret işi aynı zamanda!..
Kim ne derse desin, zordur gemileri yakmak!..
*
"Hepinize merhaba,” diyorsun, bizlere gönderdiğin veda videonda.
“An itibarıyla Türkiye’deki 27 yıllık hayatımı sonlandırıyorum. Ve iltica etmek için Hollanda topraklarına girmiş bulunmaktayım.” diyorsun ya, arkasından da:
“Hayatım boyunca yaşamak istediğim bizi büyüten hep yanımızda olan devlete sığınmak adına buradayım.” diyorsun ki bu ifadenle neyi anlatmak istediğini anlayamadım be delikanlım.
*
Devamında da:
Gerek Türkiye’deki şartlar gerekse mevcut düzen…
Mülteciler…
Mafyalar…
Fırsatçılar…
Ve artık orada insanların sokakta yürürken bile öldürüldüğü ülkede yaşamayı kabul etmiyor ve istemiyorum” deyip gittin.
*
Belki de sen kurtulduğunu sansan da bu sonla, mutlu değilsindir ya, “Hadi mutlusun!” diyeyim sana!
Ya geride bıraktıkların?
*
Ne diyeyim, zor oyunu bozuyormuş demek ki!..
Senin adına sevinip, ailen adına üzüleyim mi bilemiyorum ki!..
*
O kararı almak zorunda kaldığın şartları sana yaşatanlar, bu habere ne kadar üzülürler merak etmiyor değilim!..
Üzülürler mi?
Sanmıyorum!..