Üst aklımı kaybettim, hükümsüzdür!
Galiba çoktan kaybetmiştim de farkında değildim... Demek bundanmış, İsrail'le üç ay önce yapılan anlaşmanın hikmetini çözememişliğim... Denmişti ki, "İsrail özür dileyecek, Mavi Marmara mağdurlarına tazminat ödeyecek... Gazze işi tamam, abluka mabluka bitti..."
İstanbul'dan hemen hazır çorba, un, pirinç, bulgur, makarna, top vs. yüklendi bir gemiye ve televizyonların eşlik ettiği bir sefer düzenlendi Gazze'ye... Algımıza büyük bir hücum gerçekleşmeliydi ve topluca ikna edilmeydik bunun büyük bir zafer olduğuna!..
Ardından geceler geldi... Bir gece yarısı parlamentomuz onayladı bu anlaşmayı... Bir başka gece yarısı Gazze'ye füzeler fırlatıldı İsrail tarafından... Halep'teki Ümran'lara Gazze'deki Ümran'lar eklendi... Üst aklın varsa, şimdi bütün bu olan biteni çöz çözebilirsen...
***
Dışişleri Bakanımız "ABD bize verdiği sözü tutsun" diyor... Tabii o söz "Teşekkür getir, sana iki tekerlekli bisiklet alacağım" şeklinde kandırmaca değil... Zaten bizimkiler kandırılmaya karşı çifte şerbetli!..
ABD bunlara "Menbic'i Kürt, Arap, Türkmen hep birlikte 'demokratik güçler' olarak IŞİD'den kurtaralım, sonra YPG'lileri geri göndereceğiz" demiş... Ortak 'stratejik' olunca ne yapsın bizimkiler, inanmışlar... Bu iş PKK'nın silah bırakma meselesi gibi oldu, kaç vakte kadar Menbic'i terk ederler göreceğiz... Bakan Bey, sözün tutulmasını, PKK/YPG'nin Fırat'ın batısına çekilmesini bekliyor... 'Aldatılma tesbihi'ne bir tane daha eklenmiş değil yani!..
Bu arada biz ise şaşırmayı unuttuk... Muhtemelen üst akıl eksikliğinden!..
***
Kobani'yi de üst aklımızı kaybettiğimizden anlayamamıştık... 6-8 Ekim olaylarında Kobani bahanesiyle PKK her tarafı yaktı, yıktı... 50'ye yakın insan öldü... Hükûmet yetkilimiz "Misliyle karşılık vereceğiz" diyordu...
Sonra gördük misliyle karşılığı... Türkiye için bir bataklıktan bir başka bataklığa 'insanî yardım koridoru' açılmıştı... IŞİD'in elinde Kürtlerin yaşadığı başka şehirler varken Kobani sembol hâline getirilmişti... Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giren 'çekirge ordusu'nun yedikleri içtikleri bile bizim kaymakamlıklarca karşılandı, kebaplara kadar paraları devletçe ödendi...
Hayatlarında 'Kahrolsun Amerikan emperyalizmi'yle bitmemiş neredeyse cümlesi olmayanlar, Amerikan uçaklarının bombardımanı eşliğinde anti-emperyalist destan yazıyorlardı!.. Dönemin Başbakanına da 'Kobani'ye selâm yollama'nın şerefi düşüyordu... Şimdi daha iyi anlaşılıyor bu garabet... Bizimkiler selâm yollarken, onların karşılığı alıştığımız kahpece türdendi, ateş, kan ve ölüm olarak!..
Sakın yanlış anlaşılmasın, ortada aldatılma filan yoktu!.. Sadece bizler olanı biteni çözemeyenlerdendik!.. Çünkü üst aklımız sırra kadem basmıştı!..
***
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Meclis'te Araştırma Komisyonu kuruldu... Komisyonda AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek var... O Petek, Gülen ve cemaatle ilgili her türlü ithamı Ergenekon'a bağlayan ateşli hatip Petek... Ya İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık'a ne demeli? Gülen'i 'Son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisi' ilân eden Kocabıyık!.. Keşke mevzuat uygun olsaydı da parsel parselci Büyükşehir Belediye Başkanları da yer alsalardı diye düşünmeden edemiyor insan!..
Şaka gibi değil mi her şey? Yok yok, muhtemelen çok ciddi de bizim kafamız basmıyor!.. Mutlu mesut birliktelik günlerinde "Fethullah Gülen okulları diye lâf söz edenler... Bu takıntıları kafamıza sokanlar, bize büyük düşünmeyi unutturdular" demiş ya İzmir Milletvekili ve şimdi darbe araştırmacısı...
Galiba adam haklı, biz büyük düşünemiyoruz... Daha doğrusu, arabacı deyimiyle, motor kaportaya küçük geliyor!.. Taşımıyor arabayı!.. İşte bunlar hep üst akıl eksikliğinden!..