Üzülerek belirtmeliyim ki bu sorunun yanıtı evet.

Ankara’daki Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ana Bilim Dalı’nda hacamat ve sülükle tedavinin öğretildiği lisans eğitiminin yanı sıra tezli yüksek lisans eğitim programı var.

Yine Ankara’da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Konya’daki Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde benzer nitelikte eğitimler veriliyor.

Hacamat yani kupa çekme yöntemi, vücudun hastalık olduğu düşünülen bölgesine küçük çizikler atılarak kan çıkmasının sağlanması ve bu kanın kupa olarak adlandırılan vakum aletiyle çekilmesine dayanıyor.

Sülükle tedavi ise sülük adlı küçük hayvancıkların vücudun hastalıklı bölgesine konarak oradaki kanı emmesi ve kendi salgısını emdiği bölgeye boşaltmasıyla yapılıyor.

İki tedavi yönteminin de günümüz bilimsel tıbbında yeri olmadığı gibi ciddi sakıncaları var.

Hacamat yoluyla başta AIDS ve hepatit olmak üzere kanla bulaşan birçok hastalık hastadan hastaya ve hastadan hacamatı uygulayan kişiye geçebiliyor.

Sülükle tedavi yönteminde de tıpkı hacamatta olduğu gibi kanla geçen hastalıkların başkalarına bulaşma riski söz konusu.

...

Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, hacamatın özellikle çocuklara uygulanmasının tehlikelerinden söz ediyor, ”Vücuttan bir anda kan çekilmesi şoka neden olabilir. Ayrıca bu yöntem çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir. Modern tıbbın dediğinden ayrılmamalıyız” uyarısında bulunuyor.

Türk Tabipleri Birliği de bilimsel ve çağdaş tıp uygulamaları dururken hastaların hacamat, sülük gibi alternatif yollarla tedaviye çalışılmasının telafisi mümkün olmayan toplum sağlığı sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekiyor.

...

Yıllar önce Edirne’deki Sultan İkinci Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’ni gezip çok etkilenmiştim.

Müzede Osmanlı’dan Selçuklulara hatta daha gerilere gidilerek hastaların geçmişte hangi yöntemlerle tedavi edildikleri balmumu heykeller ve çeşitli görsellerle anlatılıyordu.

Bir bölümde ise günümüz saz sanatçıları geçmiş yüzyıllarda tedavi amaçlı kullanılan müzik eserlerini seslendiriyordu. Atalarımızın havale ve felç rahatsızlıklarında Rast, baş ağrısı için Rehavi, kalp hastalıkları için Zengule, zihni açmak için İsfahan makamlarının iyi geldiğine inandıklarını söylemişti müze yetkilileri.

Keşke hacamat ve sülük tedavileri de bugün üniversitelerde okutulup yaygın şekilde uygulanacağına o müzenin bir bölümünde gösterilmekle yetinilseydi.

...

Yazımı Sağlık Bakanlığı’na yaklaşık bir ay önce atanan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na iki soru yönelterek bitireyim:

-Hacamat ve sülük tedavileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

-Şayet olumlu düşünüyorsanız devlet hastanelerinde hacamat ve sülük poliklinikleri açmayı planlıyor musunuz?