Üç önemli kayıp ve Fransa'da durum...

Mesleğine âşık gazeteci Taner Atilla, Doğu Türkistan davasının yaşayan efsanesi Hızırbek Gayretullah ve genç yaşlarından beri İslam''a göre milliyetçiliği anlatan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz... Birkaç gün aralıklarla kaybettiğimiz üç değerli şahsiyet...

Taner Atilla, en son Yeniçağ''da yöneticilik yapmıştı... Bir gazetenin idari işlerini yönetmek çok stresli bir iştir. Hele hele yazıişleri, bazen gazetenin hazırlanmasını geciktirirse... Taner Atilla, aynı stresi sık sık yaşasa da her zaman gülümseyen çehresiyle etrafında sorun çıkmasına izin vermeyen bir karakter idi. İnsanların gözünün içine o düşündüren gülümsemesiyle bakması yeterliydi... Söze bile gerek yoktu...

***

Yine güleç yüzüyle bilinen Hızırbek Gayretullah''ı ise cenaze töreninde oğlu Ertolkun Gayretullah şöyle anlattı:

"Babam merhum Hızırbek Gayretullah, 82 yaşında ahirete intikal etti. Kendisi 1940, Doğu Türkistan Altay doğumluydu. Altaylardan, Himalayalara savaşarak, çölde, dağda, bayırda, zor ve çileli günler çekti. Türkiye''ye geldiğinden itibaren de Türkçülerle beraber, çalışmalarına devam etti. 1977''de belgesel olan, ''Altaylarda Kanlı Günler'' kitabını yazdı. Ve 82 yıllık hayatının 70 yılını Doğu Türkistan davasına adadı. Hiçbir zaman taviz vermedi. Ben 48 yaşındayım, kendisiyle 33 yıl dava arkadaşlığı yapma şerefine eriştim. Hakkınızı helal edin. Türk dünyası bir sancağını kaybetti. İnşallah o sancağı biz tutmaya çalışırız, gayret gösteririz. Mekanı cennet olsun."

***

Zekeriya Beyaz ile dostluğumuz ise kitapları ile başladı. Sonra tanıştık, kendisiyle de gazeteci oğlu Oğuzhan Beyaz ile de beraber çalıştık. Yine Türkiye''de, Almanya ve Avusturya''da panellere katıldık. Beyaz Hoca çok medyatik olduğu için herkes onunla fotoğraf çektirirdi. Yine de onu en çok seven, ortaokul çağlarındaki başı örtülü kız çocukları idi. Cağaloğlu''nda bir iftara katılmış, dönüyorduk... Mecburen tramvay yolundan geçecektik. Birden 13-14 yaşlarında kız çocuklarından oluşan bir grubun içine düştük... Hocayı tanıdılar... Neredeyse arabasını omuzlarına alacaklardı... "Beyaz Hoca, Beyaz Hoca" haykırışları hâlâ kulağımdadır...

Allah üçüne de rahmet eylesin.

///////////////////////////

SOLUN "MACRON MU LE PEN Mİ?" TERCİHİ!

Fransa''da cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda Le Pen''in Macron ile birlikte ikinci tura kalmasını protesto etmek için Rennes ve Lyon şehirlerinde birkaç yüz kişiden oluşan solcu gruplar, akşam saatlerinde sokağa çıktı.

Rennes''de çoğunlukla gençlerden oluşan 500''e yakın eylemci anti-kapitalist ve anti-faşist sloganlar attı.

Eylemciler duvarlara faşizm ve Marine Le Pen karşıtı sloganlar yazdı.

Gösteride, barikatlar kuruldu, iş yerleri ve otobüs duraklarının vitrinleri kırıldı, bankaların ön cepheleri tahrip edildi ve kent merkezinde şantiye malzemeleriyle ateş yakıldı.

Lyon kentinde de Emmanuel Macron ve Marine Le Pen karşıtı az sayıda eylemci aynı sebeple sokağa çıktı.

***

Burada aklıma takılan bir soru var... Fransa solcuları, Le Pen''i "faşist" diye istemezken kapitalizme karşı da sloganlar atıyor. Gerçi, kapitalizm karşıtlığı Macron karşıtlığı yerine yapılıyor ama, faşizm kapitalizmin ürünüdür... Le Pen''e doğrudan karşı çıkmak, Macron''a sıra gelince işi kapitalizm eleştirisine çevirmek, dürüst bir yaklaşım değil... Fransız solcularının korkularını anlıyorum ama faşizme yol açan veya faşizmi dayatan kapitalizmdir!

Kapitalizmin içinde boğulmaktayken, başka bir tehlikeden bahsetmek, kapitalizmi, kötünün iyisi olarak göstermektir... Bu da kapitalizme ve kapitalizmin temsilcisi Macron''a hizmet olur... Tabii Fransız gençlerinin çoğunluğu bu durumun farkında ki sokakta yürütmek için ancak "beş yüz" kişi bulabildiler...

Yazarın Diğer Yazıları