Üç kurultay tek gerçek
Kuzey Kore'de 36 yıl sonra kurultay yapılması, Swaziland'a örnek olur inşallah... Yarım yüzyılda bir de olsa kurultay yapmak iyidir...
Bu kurultayda İşçi Partisi'nin genç ve istikbal vaat eden 88 yaşındaki üyesi Kim Yong Nam'ın emekliye ayrılacak olması elbette hüzün verici ama liderin kız kardeşi Kim Yo-yong'un terfi edecek olması kayda değer bir gelişme...
Kuzey Kore'de müthiş bir demokrasi var... Her ne kadar yönetim dede, oğul ve torun şeklinde aynı ailenin elinde kalmışsa da bunun sebebi totaliter rejim değil, dünyaya örnek olması gereken çaptaki başarılı seçim kampanyaları...
Hepsinin her seçimde sandıktan yüzde 100 oy çıkarıyor olmalarının sırrı elbette o kampanyalarda... Zaten halk liderine çok sadık... Onun gibi giyiniyorlar, onun gibi tıraş oluyorlar, onun tek komutuyla gülüp, tek komutuyla ağlıyorlar...
Kim Yong-un prensipli bir adam... İki yıl önce deniz üssünü ziyaret etmiş... Oradaki komutanları performanslarını ölçmek için 10 kilometre yüzdürmüştü... Hava kuvvetleri komutanları şimdi endişe içinde bekliyorlar "Ya bize uçun derse" diye...
***
Bizde 22 Mayıs'ta AKP'nin kurultayı var... Yine demokrasi şöleni şeklinde geçmesi bekleniyor... Genel Başkan kavun seçilir gibi seçilmeyecek tabii...
Adayların profillerine göre ölçme ve değerlendirme yapılacak, eşitlik durumunda 'ikili averaj'a bakılacak... 'İkili averaj'da birinci kriteri 'sadakat' oluşturacak... Taraflar arasında yine eşitlik varsa 'badem bıyık' farkı skora damgasını vuracak...
AKP kurultaylarında delegeye hiç zahmet verilmiyor... Kimi seçeceklerine dair beyin hücreleri israf ettirilmiyor... Her şey paket servis şeklinde önlerine geliyor... Kalori harcadıkları tek eylem, önlerinde isim yazılı kağıdı katlayıp zarfa koymak ve yaklaşık 10-15 adım attıktan sonra hükümet komiserinin önündeki sandığa o zarfı itivermek...
Oyu hazırlama işlemi niye kapalı kabinlerde yapılıyor, işte orası tam bilinmemekle birlikte, demokrasinin bu rutinine de saygı duymak gerekiyor... Kendileri adına düşünen, kendileri adına karar veren ve kendileri adına uygulayan bir 'üst akıl'a sahipler... Dolayısıyla bu sistemde fazlaca 'akıl israfı'na da gerek kalmıyor...
Ayrıca onların hiç birine "Hadi iradenizi kullanın" diyen olmadığı gibi Allah'tan "Hadi yüzün" diyen de yok... "Hadi uçun" diye talimat alırlarsa içlerinden kanat çırpmaya çalışanlar çıkar mı bilmiyoruz ama sergiledikleri demokrasi gerçekten göz yaşartıcı... Becermeleri gereken tek bir şey var, o da oy sandığının deliğini tutturmak...
'Profil ölçümü' tamamlandığında kendilerine gereken bildirim yapılacak... Sonuçta seçilecek kişi Genel Başkan ve Başbakan bu, boru değil yani...
***
Bir de MHP kurultayı söz konusu... Diğerlerinde imza toplayan yok ama kurultay var... MHP'de ise imzalar toplandı, 'küçük saadet zinciri' direniyor...
Ötekilerde 'delege iradesi' diye bir şey asla yok... Delegelerin 'seçilecek olan' üzerinden en küçük bir etkisi bulunmuyor... MHP'de ise delege iradesini kuşanmış, söz istiyor, seçilecek olanı belirlemek için önündeki kapalı kapılara açılsın diye omuzunu koyuyor...
Sahi hangisi demokratik? Hangisi daha adil? Hangisi daha aklî ve iradî?
Burada "Yüzün" denilince yüzenler, "Uçun" denilince uçmaya çalışanlar yok... Soğuk Savaş bakiyesi "Fikirde hür, emirde robot" safsatası çoktan geride kaldı ve insanların her daim arkasında duracakları fikirleri, ideolojik gelecek kaygıları ve şahsiyetleri var...
Bu bir devrim... Geciktirilebilir ama engellenemez..