Türkiye'nin soyulması bile Amerikan modeli!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, doların 18 lirayı gördüğü 20 Aralık 2021 akşamından 22 Aralık 2021''e kadar, adını verdiği bankaların toplam 19.1 milyar dolar satış yaptığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Bakan Nebati ''Büyük finansörler bu işin nasıl döneceğini bilirler'' dedi. Ama çarpılan kim oluyor? Küçük yatırımcılar. Şimdi kara kara düşünüyorlar. Bir iki gün içinde büyük bir soygun yapıldı" dedi.

***

Yapılan işin tarihin en büyük soygunlarından biri olduğunu belirtmiştim.

Aslında 2000''li yılların başından itibaren zaman zaman Federal Reserve''in ABD''yi nasıl soyduğunu defalarca gündeme getirdim. En son 9 Şubat 2009''da yazdıktan sonra, kimsenin bu konuyla ilgilenmediğini fark ettim. Oysa konu Türkiye''de uygulanmakta olan ekonomi politikalarıyla doğrudan ilgiliydi...

Bakın ne diyordum:

"Türkiye''de ''Amerikan Merkez Bankası'' diye tanıtılan Federal Reserve, 1910 yılında Ceykıl Adaları''nda bir araya gelen dönemin büyük zenginlerinin 1913''te kurduğu özel bir bankadır. 1907, 1920 ve 1929 buhranlarını da bu zenginler meydana getirdi. Borsa oyunları ile birinci krizde 5400 bankayı iflas ettirdiler. 1929 buhranında ise Federal Reserve yöneticilerinin sahip olduğu bankalar dışında, Amerikan işadamlarının oluşturduğu bütün bankalar ve bütün Amerikan ekonomisi çökertildi. Tarım arazileri de dahil ABD''deki bütün servet, Federal Reserve sahiplerinin eline geçti. Ondan sonra da Amerikan devletini, bu bankaya borçlandırmaya başladılar. 11 Eylül komplosuna, Afganistan ve Irak işgallerine karar veren güç, bu yapılanmadır.

Türkiye''de IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği işbirliğiyle ve içeriden işbirlikçilerin de desteklemesiyle uygulanan krizler, model olarak, 1929 buhranı gibidir. ''Küçük Amerika modeli'' işte budur. Türkiye''de de milli sermaye ve bütün halk soyulmuştur."

ABD''nin bugünkü borcu, 31 trilyon dolar olarak ifade edilmektedir. En büyük alacaklı Federal Reserve''dir!

***

Son faiz-kur operasyonu da aynı modelin bir uygulamasıdır fakat yine de halkın elindeki serveti almaya yetmemiştir! Halkın yastık altındaki dövizinin bir kısmını çektiler ama altınlar hala duruyor. Peki neden duruyor? Çünkü altınlar daha ziyade kadınların kontrolündedir. Erkekler her fırsatta altınları bozdurup borçlarını kapatmak, yeni bir iş kurmak veya ev-araba almak ister ama kadınlar mümkün olduğu kadar direnir.

Nitekim Bakan Nebati de "Basında bir yerde gördüm. ''Şimdi de yastık altındaki altına göz diktiler'' diye. Yastık altındaki altının piyasaya kazandırılması herkese kazandırır. Alyansını, bileziğini, kalan son 5 kuruşunu bu davaya teslim eden insanların yaşadığı dönemden geliyorum." deyiverdi.

Konuyu, Mahfi Eğilmez''in "Türkiye''nin batmasına engel olan tek şey yastık altı varlıkları. Türkiye''de toplam kayıtsız 500 milyar dolar altın ve döviz olduğu tahmin ediliyor" sözleriyle birlikte incelemiş ve "Döviz fiyatlarının bilinçli olarak yukarı çekilerek Türk parasının değerinin düşürülmesinin asıl hedefi, yastık altı varlıklarını sisteme sokmaktır" diye yapılan yorumları hatırlatmıştım.

Bu sebeplerle, suni olarak çıkarılan faiz-kur krizini siyasi bir yıkım projesi olarak gördüğümü de belirtmiştim.

***

Kılıçdaroğlu, "13 Aralık''ta Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ''Dışarıdan bir saldırı yok'' dedi. Orada şöyle dikkat çeken bir ifade var: ''Millet dış güçlere odaklanmışken iç güçler tarafından soyulduk.'' Aynen öyle. Bu millet açıkça soyuldu." diye bir durum tespiti de yaptı.

Tabii asıl yapılması gereken, bu soygunun siyasi amacının sorgulanmasıdır!

Yazarın Diğer Yazıları