“Türkiye Cumhuriyeti İktidarı” ne demek?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da Zübeyde Hanım Sosyal Tesisi’nde düzenlenen “Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri Çalıştayı”nda konuştu. Özel, sağlık sistemini kastederek “Öyle bir yere geldik ki deyim yerindeyse gemi tam olarak karaya oturdu.” dedi.

Özel, “gemi karaya oturdu” tespitine dayanak olarak şu örnekleri verdi:

“Bir buçuk yıl sonrasına verilen bir göz ameliyatı için hastanın ölümünden 6 ay sonra evine telefon açılarak ameliyata davet edildiği o trajik, o ailesi kadar hepimizi kahreden sembol olay ortadadır. Bugün hastanelerde endoskopi için 1 yıl sonrasına gün verilmesi normalleşmiş, günü veren utanmaktadır, alan şaşırmaktadır ama bu sistemi kuranlar bu meseleye müdahale edememektedir. Çünkü oluşturdukları sorun, tamamen yapısaldır. Önümüzdeki Türkiye Cumhuriyeti'nin iktidarında gerçek anlamda halkın iktidarı konulduğunda bu sorunlar kökünden çözülecektir. Hastaneler milletin, hizmet etme görevi devletin, onuruyla yaşama hakkı da bu milletindir.”

***

AKP iktidarının en iddialı olduğu sağlık alanında durum bu kadar kötüyse, diğer alanlar ne durumdadır?

Tarım konusuna eski CHP milletvekili Kemal Anadol’un tespitleri var. veryansıntv.com’da yazan Anadol, “Türkiye dünyanın sayılı çay ülkesi olduğu halde ne üretici verilen taban fiyatından ne de tüketici içtiği çayın parasından memnun değilse… Üstelik dünyada en fazla çay tüketen bir nüfus olduğumuz halde, Varlık Fonu’na alınan ÇAYKUR Genel Müdürlüğü zarar ediyor ise…

Dünyada fındık üreten birinci ülke olduğumuz halde hem fındık üreticisi hem de tüketicisi isyanları oynuyor ise… En önemli dışsatım kalemlerinden olan fındıkta yabancı şirketler kol geziyorsa…

Yüzde doksan beşi, yüz yirmi dış ülkeye satılan çekirdeksiz Sultaniye üzüm üreticisi ağlıyor, tüketicisi bağırıyorsa…

Buğday ambarı olan İç Anadolu köylüsünün gözleri, tam da hasat zamanı Ukrayna’dan, Rusya’dan getirilen buğday karşısında fal taşı gibi açılıyorsa…

Marmara’nın domatesi, Çukurova’nın karpuzu yerlerde sürünüyorsa…

Güneşle dans eden ay çiçek tarlalarının uzandığı Trakya’da şikâyet bitmiyorsa…

Yanlış pamuk politikası yüzünden dokuma sanayicileri Mısır’a kaçıyor, fabrikalarını oraya taşıyorsa…

Zeytini hem üreten hem yağını çıkaran, hem dışarıya satan, hem de tüketenlerin sorunları bir türlü çözülemiyorsa…

Her yıl cayır cayır yanan ormanlarımıza karşın hâlâ düzenli bir uçak filomuz yoksa…

Asgari ücretlinin, emeklinin, öğrencinin, emekçinin durumu ücret, maaş ve paradan çıkıp insan hakları sorununa dönüşmüşse…

Ev sahipleri ile kiracılar savaş haline getirilmişse… Derin bir yoksulluk tüm ülkeyi kaplamışsa…” diye devam eden yazısını, iç ve dış politika çıkmazlarından da örnekler vererek, “2002’den bu yana halktan her istediğini alan, istediği gibi at oynatan bir iktidara söylenecek sadece iki sözcük vardır: Buraya kadar! Bundan sonrası muhalefetin sorunudur.” diye bitirdi.

***

CHP eski Genel Sekreteri Gürsel Tekin de, AKP hükümeti, ‘geçici koruma’ statüsündeki Suriyeli sığınmacılara kalıcı haklar tanıyarak, Türkiye'yi yabancı iş gücü deposu haline getirmeye hazırlanıyor. Geçici koruma altında bulunan bu kişilerin, asıl amacı ülkelerine geri dönmek olması gerekirken, hükümet onları Türkiye’ye kalıcı olarak yerleştirmeyi planlıyor. Bu hamle, ülkemizi yeni bir göç dalgasına açık hale getirmekten başka bir şey değildir. Bu proje, vatana ihanet boyutunda bir sorumsuzluktur” dedi.

Tekin, “Yabancıların Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra 90 gün içinde başvuru yapma zorunluluğu kaldırılıyor. Çalışma izni muafiyeti süresi bazı sektörlerde 6 aydan 3 yıla çıkarılıyor. Bu ne anlama geliyor? Türk vatandaşları işsizlikle boğuşurken, yabancılara geniş çapta istihdam olanakları sunuluyor.

AKP hükümeti, bu politikayı ‘nitelikli yabancı işgücü’ yalanıyla süslüyor. Gerçek şu ki, nitelikli gençlerimiz yurt dışına göç ederken, ülkemiz vasıfsız yabancı işgücüyle dolduruluyor.

Bu planın uygulanması durumunda, Türkiye’nin demografik yapısı geri dönülemez şekilde değişecektir. Buradan AKP hükümetine sesleniyorum: Türkiye’nin sosyal yapısına, demografik dengelerine ve milli kimliğine zarar verecek bu tür girişimlerden derhal vazgeçin." dedi.

***

Görüldüğü gibi Özgür Özel, “CHP’nin iktidarında” demiyor, “Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidarında” diyor. Mevcut iktidarı, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti” olarak görmedikleri anlaşılıyor. Anadol ve Tekin’in tespitleri de aynı yönde. Bu söylemler, Türkiye’de bir dönemin sonuna gelindiğini gösteriyor...

Yazarın Diğer Yazıları