Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Türk Ortodoks Patrikhanesi

2008 Ocağında Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Avukat Kemal Kerinçsiz ile birlikte Sevgi Erenerol da göz altına alınıp tutuklandı. Sevgi Erenerol Türk Ortodoks Patrikhanesinin basın sözcüsü idi. Fener Rum Patrikhanesinin genişleme ve evrensel olma faaliyetlerine karşı mücadele vermekle kalmıyor, Türklük karşıtı faaliyetlerle de mücadele ediyordu. Van’a gidip konferans veriyor ve Anadolu’da misyonerlik çalışmalarının artmasından dolayı endişelerini dile getiriyordu. Boğaziçi Üniversitesinin 2005 yılında düzenlediği ve Türk tezini işleyen bilim adamlarını çağırmadığı tek taraflı Osmanlı Ermenileri Konferansını protesto edenler arasında yer alıyor, konferansın durdurulması için Kemal Kerinçsiz’in İstanbul 4. İdare Mahkemesine açtığı davada da Kerinçsiz’in yanında bulunuyordu. Alparslan Türkeş zamanında Sevgi Erenerol’un, İstanbul’dan MHP milletvekili adayı olduğunu da uzak ve hoş bir hatıra olarak kaydedeyim.
Türk Ortodoks Patrikhanesi, Atatürk’ün bize emanet ettiği kurumlardan biridir. Kurucusu Papa Eftim’i ve patrikhanenin kuruluşunu, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi profesörlerinden Dr. Mehmet Aydın’ın Haberk “Haber Kaynağımız” sitesinde yazdığı makaleden aktaralm:
 “Papa Eftim, 1884 yılında Yozgat’ın Akdağmadeni’nde doğmuştur. Asıl adı Pavli Karahisarlıoğludur. Kilise eğitimi alan Eftim, 1912 yılında Diyakos, 1915 yılında ise papaz ve 1918 yılında da Keskin Metropoliti olmuştur. Eftim bu dönemde Fener Rum Ortodoks Patrikhanesine bağlı olarak çalışıyordu. Fakat o, daima kendini şöyle tanıtıyordu: Ben Türk dostu Eftim değil; Türk oğlu Türk Eftim’im. Ben her zaman, her yerde Türk olduğumu beyan ettim. Bir yabancı Türk dostu olabilir. Fakat benim gibi, halis bir Türk vatandaşının, yabancı bir Türk dostu gibi gösterilmesi, O’nun milliyetinden şüphe edilmesine delâlet eder ki bundan incinmemek imkânsızdır. Bana Türk demeyip Türk dostu diyenleri hiçbir surette affedemem.”
Millî mücadeleyi destekleme kararı alan Papa Eftim, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesine karşı yayımladığı beyannamede şöyle diyordu: “Fener  Patrikhanesi, dinî ve ruhani vazifesini ihmal ederek, şanlı Türk milletinin, şanlı biz evlatlarını hilelerle Yunanlı yapmaya kalkışması ve Avrupa’ya böyle göstermesi, Türk milletinin aleyhine şikâyetlerde bulunması, Allah’ın emrine ve hakikatine muhaliftir.” Buna karşı Fener Rum Patrikhanesi “Papa Eftim’e bir tamim göndererek Türk hükümetinin verdiği görevlere kesinlikle uyulmamasını hatırlatmıştır.” Eftim bunu dikkate almayarak Sivas Kongresine katılmış ve Mustafa Kemal’le tanışmıştır.
Türk Ortodoks Patrikhanesi, 1921’de alınan bir Bakanlar Kurulu kararıyla ve Mustafa Kemal’in emriyle 1922’de Kayseri’de “Müstakil Rum Patrikhanesi” adıyla kuruldu. Mübadele sonunda cemaatinin çoğu dağılınca Papa Eftim ve ailesi İstanbul Karaköy’deki Panayia Kafatiani kilisesine yerleşerek çalışmalarını oradan yürüttü. Atatürk’e göre, Türk İstiklâl Savaşına bir ordu kadar hizmet eden Papa Eftim 1968 yılında vefat etmiştir. Türk Ortodoks Patrikhanesi 1968-1991 arasında oğlu Turgut Erenerol, 1991-2002 arasında ise diğer oğlu Selçuk Erenerol tarafından yönetilmiştir. 2002’den beri Selçuk Erenerol’un oğlu Paşa Erenerol tarafından yönetilmektedir.
Ümraniye soruşturması kapsamında; Atatürk’ün emaneti olan bu kuruma da girilmiş; şüphesiz aralarında tarihî değere sahip evrakın da bulunduğu arşivi alt üst edilmiştir. Bir yandan Fener Rum Patrikhanesine yeni imkânlar sağlayan yönetimin, bir yandan da Türk Ortdoks Patrikhanesine bu muameleyi reva görmesi dikkat çekicidir.
Bugün “ne mutlu Türküm diyene!” sözünden rahatsızlık duyup Türk olduğunu söylemekten kaçınan bazı yönetici ve aydınlardan, Papa Eftim gibi “Türk oğlu Türküm” demelerini beklemesek bile, en azından Papa Eftim’i inciten “Türk dostu” sıfatını kabul etmelerini ve ona göre davranmalarını beklemek hakkımızdır. “Türk dostu” olmayı da kabul etmek istemiyorlarsa bu elbette kendilerinin bileceği bir iştir. Fakat o takdirde Türkiye’yi yönetmeye talip olmaktan; Türkiye’nin kaderi hakkında çiziktirmekten vazgeçmeli ve mertçe “biz size düşmanız” deyip konumlarını açıkça belirlemelidirler.

Yazarın Diğer Yazıları