Bülent Arınç'ın, IŞİD'e katılan Türk kızları ile ilgili itirafları üzerine yazan S. Yalvaç "Sayın Bulut, Hollanda gazetelerine göre, IŞİD'e Hollanda'dan katılan 300 Müslüman var ve bunlardan 14'ü Suriye'de öldü. Basın, bu militanların, Türkiye sınırlarından içeri girdiğini yazıyor. Hollanda basını, sınır tanımayan doktorların da Gaziantep'te üslerinin bulunduğunu ve bu merkezden Irak ve Suriye'deki örgütlere ulaşıp, Norveçlilerle birlikte yardımları koordine ettiklerini, Türkiye'nin buna izin verdiğini, operasyonu sürdürenlerin isimleriyle bildirmekte sakınca görmüyor" dedikten sonra, "Yani bu iktidar, bizim sonumuzu hazırlıyor. Hiçbir şey kontrol dışı değil. Arınç'ın söylemleri bile içe dönük, hatta bilinçli tehdit anlamına geliyor" diye görüş bildirdi.
***
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker de IŞİD militanları arasında yaklaşık bin ile bin beş yüz arasında Türkiye'den gidenlerin bulunduğunu bildirdi ve "Bu rakamlara göre Türkiye'den gidenler içinden en az yüz-yüz elli kişi hayatını kaybetti" dedi.
IŞİD ise Musul ve Telafer gibi şehirlerden Şiileri, Alevileri tasfiye ediyor. Katliam yaparak bu şehirleri Sünnileştiriyor! Times gazetesi, muhabirinin Kilis'te Ebu Nur kod adlı Suriye kökenli bir IŞİD militanıyla yaptığı görüşmeyi aktardı. Alman Focus Dergisi, "Türk yetkililer, Selefi terörist savaşçıları bilinenden çok daha fazla destekliyor" diye yazdı ve Türkiye'nin cihatçılara askeri malzeme desteğinin ötesinde, yaralananları da Türkiye'de tedavi ettiğini bildirdi.
Dergi, Kilis Devlet Hastanesi'nde Suriye'de yaralanan militanların tedavi edilmesi için 30-40 kişilik özel bir birim oluşturulduğunu iddia etti.
Dergiye açıklamalarda bulunan Londra King's College terör uzmanı Peter Neumann'a göre Türkiye, Radikal dincilere destek vererek, kontrol edilmesi imkansız bir canavar yetiştiriyor.
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan ise IŞİD'in Türkiye'de "terörist pazarı" kurduğunu belirterek, "IŞİD, 2 bin, 2 bin 500 dolara Türk gençlerini amele toplar gibi topluyor. Bunları hiç mi bilmiyorlar? Akılları nerede?" diye sordu.
***
Bütün bunlar, Tayyip Erdoğan'ın Türkiye için nasıl bir gelecek hazırladığının göstergeleridir. Fakat diğer taraftan, "Ulus devlet anlayışıyla Kürtleri falakadan geçirdik de ondan isyan ettiler" mantığıyla yola çıkanların da Türkiye'ye vereceği hiçbir hizmet yoktur. Bu mantık, teslimiyeti öngörür... AKP iktidarı, açıkça teslimiyeti savunuyor, bazıları ise "Bunu gizli gizli yapalım" diyor... Aradaki fark bu!
***
Bu iddialarda bulunanlara Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nün verileriyle cevap verelim:
"Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Kürt topluluğunun ana yurdu değildir.
10. yüzyıl ve sonrasındaki Müslüman Arap kaynakları Kürtlerin ana yurdu olarak Fars eyaletini, yani İran'ı gösterirler. Kürtler Anadolu'ya Türk yönetimleri döneminde gelmişlerdir.
1965'teki nüfus sayımında ana dili Kürtçe olanların oranı yüzde 7.07'dir. Daha sonraki nüfus sayımlarında ana dil sorulmamıştır. Buna karşılık yapılan birçok araştırma ve anket vardır. Bunların da sonuçları çoğunlukla birbirleriyle çelişmektedir. Devletçe ciddi bir sayım yapılarak gerçek sayı ve oranlar ortaya çıkarılmalıdır.
Türkiye için örnek gösterilmek istenen ABD, Almanya, İngiltere gibi devletlerde federalizm, bütünden parçaya gitmenin değil, parçadan bütüne gitmenin sonucudur.
Yani bu ülkelerde ayrı ve bağımsız devletler birleşerek federatif devlet h‰line gelmişlerdir. Bunlara karşılık Türkiye'nin federatif yapıya geçmesi, bütünden parçaya doğru bir gidiş olur."
Yani intihar olur ki Tayyip Erdoğan da zaten Türk Milleti'ni intihara sürüklüyor.
