Tuhaf bir ruh hali...
Bu ne tuhaf bir ruh halidir?
Bilim, sürekli olarak “ussal insan” vurgusu yapar ama insanlar ussal değildir!..
Daha anlaşılır biçimde söylersek, durum şudur:
Bilimsel veriler, insanların ussal yani “akılcı” davrandığını, ileri sürer; oysa insanlar -benim her zaman söylediğim gibi- “duygusal” karar verirler.
Günlük yaşamımızda bile bunun sayısız örnekleri var, ama işin özüne geçelim.
İşin özü, tabiî yine politika.
Aktif politikanın içine girmeyenler; politikacıların, milletvekillerinin, bakanların “niçin böyle değil de öyle” davrandığını bir türlü anlayamaz. O yüzden “sınırsız yorum” yapar, kendini yer bitirir..
Ben kısmen aktif politikaya giren birisi olarak olayın iki yanını da gördüm.
Bu deneyimim de yukarıdaki “duygusal insan” modelini destekliyor.
İki eleştiri yaparak somutlaştıralım.
CHP’nin hataları!..
Önce CHP’yi “dostça” eleştirelim.
“Milletvekili olmak isteyenler istifa etsin” diyerek 44 ilin il başkanlığını apar topar boşalttılar ve şimdi yerlerine “atama” yapıyorlar. Dikkat edin bu aşamada “seçim” söz konusu değil. Doğrudan, Genel Başkan Kılıçdaroğlu il başkanlarını atıyor.
CHP’nin İstanbul il başkanlığına Doğan Holding’in CEO’su, yani en tepe yöneticisi atandı!..
Muhtemelen iyi bir insandır. Fakat bunu seçimlerde nasıl anlatacaklar merak ediyorum.
Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin, arada bir “gecekondulara” giderek Tayyip Erdoğan’ın “fakir fukara, garip gureba” edebiyatını engellemek için “fakirlik pozları” veriyor; öte yandan, en zengin ve kimilerinin “komprador” diyebileceği bir insanı en büyük yere başkan atıyor!..
CHP’nin Ankara il başkanlığına gelelim. Önceki gün buraya da bir Doçent atandı!..
Kendisine başarılar dilemek isterim ama, kulislerde söylenen “Osman Baydemir’in danışmanlığını yaptı” iddialarına ne yanıt verecek onu da merak ediyorum.
“Halkçı” CHP, kendisiyle çalışmak isteyen Atatürkçüleri içeri almazken, “işadamı” ya da “Osman Baydemir’in danışmanı” kişileri baş köşelere oturtursa, seçimlerde, bugünkü anketlerde tepe taklak olan düşük oranları bile göremez.
Umarım geçen yazımda belirttiğim gibi yine ben yanılırım, doğru bir yanıt gelir de sizlerle paylaşırım.
DP’nin hataları!
Bir de, hafta sonu kongresini yapan ve yeni bir genel başkan (N.Kemal Zeybek) seçen DP’ye bakalım.
“Ussal-akılcı davranış” modelini orada da göremedik.
Önceki genel başkan (H.Cindoruk) ile yaptığım konuşmayı aktarmıştım. Özetle, “Godo’yu bekliyoruz ama Godo gelmeyecek” demişti.
Öyle de oldu.
Cindoruk’un niçin yeniden aday olmadığını anlayamadım. Seçilememe olasılığı bir gerekçe olamaz. Bu bir yarıştır.
Bilindiği kadarıyla, Cindoruk “Genç bir genel başkana devrederim” sözünden dönemedi, oysa yeni başkan da genç biri değil.
Yeni genel başkan Zeybek, eski dostumuz. Kendisini kutlarım ama, eleştirilerimi de esirgemem.
DP delegelerinin büyük çoğunluğu Tansu Çiller’i bekledi, o gelmedi. Artık partisiyle hiçbir ilişkisi kalmayan bir insanı beklemek kadar akılsızca bir şey olabilir mi?
Peki, iki adayın (biri seçildi) “Yarın gelirse yerimi ona veririm” tarzındaki sözlerinde mantık var mı?
Samuel Beckett’in 1949 yılında Fransızca olarak yazdığı ve 1953’te Paris’te sahnelediği “Godo’yu Beklerken” adlı tiyatro eserinde, “Eylemsizliklerine yenilmiş insanların, ne olduğunu bilmedikleri bir kişi ya da şey” anlatılıyordu.
DP’de tam da bunu gördük.
Eylemsiz bir yığın delege.
Kendilerini unutmuş, villa ve otel inşaatlarına dalmış bir insana umut bağlamışlar.
O gelmemiş.
O gelmese de, yarın gelirse ona makamımı veririm diyen gölgeleri seçmişler.
Bu kadar çaresizlik olur mu?
Bu çaresizlikle mi, DP meclisi girecek 4. parti olabilecek?
Geçiniz.
MHP ve CHP ders çıkarmalı
Bu durumda, akılcı davranan, toplumun her kesiminden önemli kişileri partisine katan, onlardan çekinmeyen, onların samimiyetine güvenen partinin önü açık görülüyor.
Umutları kırılanlar olacak ama, söylemezsem tarihe ihanet etmiş olurum.
DP’den zaten hiç umut yok.
CHP’de ise, gidişatı gören pek çok Atatürkçü (içlerinde “Baykal bir an önce gitsin” diyenler çoğunlukta), sandığa gitmeyeceğini söylüyor!..
Unutmayın ve artık parmakla sayın. Seçime yaklaşık 4 ay kaldı.
Alınacak dersler özellikle CHP ve MHP’ye yarayacak.
HAYAT DEĞİRMENİ
GS’ın yeni stadının adı tam da yaşananlara uygun: Arena!..
Arena’nın açılışında başbakanı protesto edenlere şimdi “gladyatör kılığındaki esirler” muamelesi yapılıyor..
Arena, aynı zamanda “siyasî çekişmelerin geçtiği yer” anlamında.
Her açıdan, bakalım kim kazanacak?