Timur'dan bir fil daha isteyenler olunca...
İktidarın, Merkez Bankası''ndaki 128 milyar doları kaybettikten sonra, acil döviz ihtiyacı doğunca, bankadaki döviz hesabını Türk Lirası''na çevirenlere, "bir defalığına" kur farkı garantisi vermesi, karanlık merdivenlerde düşürdüğü anahtarını aydınlık olan bahçede arayan Nasreddin Hoca''nın durumuna benziyor...
İktidar, 128 milyar doları kime verdiyse, onların cebinde araması gerekirken, 84 milyon insanın cebinde arıyor.
Bankalarda yüklüce dövizi olanlar, kur düşükken alım yapanlar olsa gerek... Kurun çok yükseleceğini bildiği için dolar istifleyen bu "gerçek kişi"lere şimdi bir de ödül veriliyor; "Yeter ki siz Dolar hesabınızı Türk Lirası''na çevirin, kur farkından dolayı zarar ederseniz, o zararı Merkez Bankası karşılayacak" deniliyor.
Doları olmayanlar ise "kişi"den bile sayılmıyor...
***
Tabii kaybolan para sadece 128 milyar Dolar değil... 120 yılın ilk 15 yılında kamu ihalelerinden alınan komisyonların toplamı olan 200 milyar Dolar, Katar, Malezya ve Singapur bankalarına yatırıldı. Bunların bir kısmı, Katar''dan yatırım adı altında getirildi ama Malezya ve Singapur''daki paraların geri getirilmesinde sorun çıktı. ABD ordusunun, sivil gemiyle Türkiye''ye götürülmek istenen paralara el koyduğuna dair haberler çıktı ama kimse en küçük bir açıklama yapamadı!
İran''dan gelen 60-70 milyar Dolarlık bir sermaye, Türkiye''de dolaşımdaydı. Öyle ki Rıza Sarraf üzerinden İran ile altın ticareti de yapılıyordu. ABD baskısıyla bu kaynaklar da yok edildi...
İktidarın gidişatını iyi görmeyenlerin bir kısmı da İngiltere''de, ABD''de ve Balkan ülkelerinde yatırım yaptı. Sadece sermayelerine el konulmakta olan FETÖ''cüler değil, AKP iktidarında zengin olanların bazıları, ülkedeki bütün kümeslerden topladıkları yumurtaların bir kısmını, başka sepette taşıma adına yurt dışına kaçırdı. Bütün bunlar eş zamanlı yaşanınca, Erdoğan''ın bir ara dediği gibi "tulumbada su bitti!"
***
Ülkenin ekonomik vücudunda, kan damarlarında yani piyasada dolaşan ve Dolarla ifade edilen kan çekilmiş oldu. Şimdi kaybedilen kanın tamamını değilse bile vücudu kısa bir süre için ayakta tutabilecek kadarı, devletin kontrolünde tutulmak isteniyor.
Yine Nasreddin Hoca fıkrası ile bitireyim...
Timur, Anadolu seferi sırasında ordusundaki fillerden birini Akşehir''de köylülere emanet etmiş, "iyi bakın" demiş. Fil, ekili araziye girip zarar vermeye başlayınca, köylüler Nasreddin Hoca''dan Timur ile görüşerek fili geri alması için ricada bulunmasını istemişler. Timur ile arası iyi olan Nasreddin Hoca, yine de durumu tehlikeli görerek "Benimle birlikte Timur''un otağına gelir ve arkamda durursanız, sizin adınıza talepte bulunurum" demiş. Hep beraber, Timur''un otağına varmışlar. Hoca, Timur''un karşısında, "Köylülerimiz, gönderdiğiniz fil konusunda..." diye söze başlayıp arkasındaki insanları göstermek için geriye baktığında kimse olmadığını görünce, "o kadar memnun kalmışlar ki bir fil daha istiyorlar" demiş...
***
Şimdi, halkımızın bir kısmı, döviz fiyatları zirvedeyken yapılan zamlardan o kadar memnun kaldı ki döviz düştüğü halde zamların geri alınmamasını önemsemedi ve davul zurna çalıp halay çekerek kutlamalara başladı.
Kurbanın, kasabın bıçağını yalaması gibi ama gerçek...
Bu durumu gören iktidar, petrol ürünlerinde fiyatlarda dövize bağlı düşme olursa aradaki fark kadar özel tüketim vergisi konulmasına da karar verdi! Taze kana o kadar ihtiyaç var ki kur düşürüldüğü halde, petrol ürünlerine yapılan zamlar geri alınmayacak, ÖTV olarak gelir kaydedilecek...
Yani, vatandaşın derisi de soyulacak! Fili geri almak yok, aksine sırada bekleyen daha büyük filler var!