Tarihi sözlükler ve TEBDİZ
Tanzimat döneminde Ahmed Vefik Paşa'nın Lehçe-i Osmânî'si ile başlayan, 20. yüzyılın hemen başında Şemseddin Sâmî'nin Kamûs-ı Türkî'si ile devam eden Türkiye Türkçesi sözlükçülüğü 20. yüzyılda çeşitli çalışmalarla devam etti.
Türk Dil Kurumunca sürekli geliştirilen Türkçe Sözlük, modern Türkiye Türkçesi'nin sözlüğüdür. Osmanlı döneminde kullanılan Arapça ve Farsça kelimeler için Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat'ini yıllarca kullandık. Hâlâ kullanmaya devam ediyoruz. Son yıllarda Devellioğlu sözlüğünün yanına İsmail Parlatır'ın Osmanlı Türkçesi Sözlüğü katıldı. Parlatır, Devellioğlu'nun sözlüğünde yer almayan Türkçe kökenli sözleri de eserine aldı.
Türkiye Türkçesinin tarihî dönemleri için en başarılı sözlüklerden biri Tarama Sözlüğü'dür. Türk Dil Kurumu tarafından 1963-1972 yılları arasında altı büyük cilt hâlinde yayımlanan bu sözlükte birçok bilim adamı ve uzmanın emeği vardır. 13-19. yüzyıllar arasındaki 200'den fazla yazma eser taranarak meydana getirilmiş bu büyük eserde kelimeler, mümkün olan en eski örnekleriyle verilmeye çalışılmıştır. Ancak bu sözlük sadece Türkçe olduğu var sayılan kelimeleri içine alır. Türk Dil Kurumu, 13. yüzyıldan bugüne dek uzanan Türkiye Türkçesinin bütün sözlerini içine alan Tarihsel Türkiye Türkçesi Sözlüğü çalışmalarına devam etmektedir.
Bu arada Avusturyalı bilim adamı Andreas Tietze'nin Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati'ni de anmalıyız. 2003'te vefat eden Tietze'nin tamamlayamadığı eser, 2002'den bu yana birçok bilim adamının katkılarıyla ciltler hâlinde yayımlanmaktadır. Eserin son ciltleri Nurettin Demir-Emine Yılmaz öncülüğündeki bir ekip tarafından büyük emek sarfıyla hazırlanıp yayımlanmıştır. Baskıya verilmiş olan 9. ve 10. (dizin) ciltlerle Tietze'nin sözlüğü tamamlanmış olacaktır. Bu eser sadece tarihî dönem kelimelerini değil, ağız kelimelerini de içine almaktadır.
Tarihî sözlük ve genel olarak Türkçe sözlük çalışmaları bugün de bütün hızıyla devam ediyor. Yeni çalışmalarda bilgisayardan ve genel ağdan da yararlanılmakta ve kapsamlı projeler geliştirilmektedir. Bu projelerden biri de Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesine aittir. Eski Türk Edebiyatı profesörlerinden İsmail Hakkı Aksoyak tarafından yürütülen proje "Tarih ve Edebiyat Metinlerinin Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlüğü" adını taşımaktadır; kısa adı TEBDİZ'dir.
TEBDİZ projesinde, 13-19. yüzyıllar arasında yazılmış olan 928 eser taranmış ve bir milyon kelimelik bir sözlük oluşturulmuştur. Kelimeler örnekleriyle birlikte genel ağda (internette) yer almaktadır. 943 araştırmacının veri girdiği bu sözlüğe www.tebdiz.com
İsmail Hakkı Aksoyak çağdaş Türk lehçelerinin metinlerini de sisteme girmeye başlamıştır. Projenin bu bölümünün adı LEHDİZ olacaktır.
Üniversitelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi, Türkçe Öğretmenliği gibi bölüm ve ana bilim dallarında görev yapan öğretim elemanlarının sayısı birkaç bine ulaşmıştır. Birçoğu ağır ders yükü altında bunalan Türk bilimci (Türkolog) ve Türk bilim adayları, öğretim görevleri yanında araştırma işlerini de yürütmeye çalışmakta ve pek çok eser vermektedirler. Eserlerin tamamı aynı nitelikte olmasa dahi hemen hepsi de alana az veya çok katkı sağlamaktadır. Sözlükler, gramerler, metin yayınları bugün binleri bulmuş, Türkiye'de zengin bir Türk bilimi (Türkoloji) külliyatı oluşmuştur.
Çevremde Türk bilimine meraklı pek çok insan görüyorum. Meraklıların çoğu da "şu yapılmamış, bu yapılmamış" diye şikâyetleniyor. Aslında yapılanları görmüyor ve izlemiyorlar. Eleştirmeyi, izlemeye ve okumaya tercih ediyoruz. Şikâyetlerin başında "Türkçenin etimolojik sözlüğü bile yok." cümlesi geliyor. Yabancı etimoloji sözlüklerini burada saymama gerek yok. Merak edenler bence onları arayıp bulmalıdırlar. Ancak Tuncer Gülensoy'un Türkiye Türkçesindeki Türkçe Kökenli Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü'nü hemen tavsiye edebilirim. İlk iki baskısı Türk Dil Kurumunca yapılan eserin üçüncü baskısı, Bilge Kültür Sanat Yayınevi tarafından yapıldı. Meraklı isek şikâyet ve eleştiriden vazgeçip bu yayınları elde edelim ve okuyalım. Okuyup inceledikten sonra eleştiriyorsak yine eleştirelim. Eleştir, fakat eleştirmeden önce oku ve incele.