Tanınma, tanınma, tanınma!
Temmuz ayı KKTC için oldukça hareketli geçecek. KKTC’nin tanınmasını engellemek üzere BM Güvenlik Konseyi’nin dayatması ile 6 aylık bir süre için Kıbrıs’ta ortak zemin olup olmadığını tespit etmek için atanan BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın görev süresi Temmuz ayı başında sona eriyor. Holguin’in görev süresini uzatma girişimlerine şiddetle karşı çıkılmalıdır. KKTC ve Kıbrıs Türk halkını BM süreçlerine zincirleyen, mahkum eden bir şer girişim daha böylelikle sona ermiş olacaktır. Defalarca yazdığım üzere BM süreçleri var olduğu sürece KKTC’nin tanınması söz konusu değildir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in daveti üzerine KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Temmuz ayında Şuşa'da yapılacak TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne katılacak. KKTC, Kıbrıs Türk Halkı ve Anadolu’daki kardeşlerimiz 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın 50.yıl dönümünü günün önemine yaraşır şekilde unutulmayacak etkinliklerle kutlamak üzere hazırlıklarını sürdürmektedir. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Anavatan Türkiye’den birçok yetkilinin, parti liderinin, sivil toplum örgütünün, gazilerimizin, 1974 Şehit ailelerinin KKTC’ye gelmeleri ve bu mutlu günün onurunu bizlerle birlikte paylaşmaları bekleniyor. Bu onurlu günde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in KKTC’ye gelerek, Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıdığını açıklaması ve diğer ülkelere çağrıda bulunması tarihimizdeki en önemli güne olağanüstü anlam katacaktır. Tanınma konusu Kıbrıs Türk halkı için önemlidir. 1974 sonrasında, 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni kuran ebedi liderimiz Denktaş ve arkadaşları,1983 yılında da, Rumlar’ın uzlaşmaz ve maksimalist tutumları nedeniyle KKTC’yi kurdu. Kapıyı federasyona kapamayan Kıbrıs Türk halkı, 2004’te Ada’nın yeniden birleşmesini sağlamaya yönelik Annan Planı referandumuna olur verirken Rumlar Plan’ı reddetti. 2004 sonrasında Cumhurbaşkanlığı görevine gelen federasyoncu / Birleşik Kıbrısçı Mehmet Ali Talat ve tavizci / teslimiyetçi Mustafa Akıncı yeniden birleşmede başarılı olamadılar. Gambari süreci, Mont Pelerin ve Crans Montana’daki zirvelerden hiçbir sonuç alınamazken, Kıbrıs Türk halkı, Rum-Yunan ikilisinin adanın tamamına hakim olma hedefini çok net bir şekilde anlamış oldu. 2020’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde egemen eşitlik temelinde iki devletin işbirliğine dayalı çözümden yana olan Ersin Tatar göreve geldi. Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleşen 5+BM gayriresmî Kıbrıs Konferansı’nda Cumhurbaşkanı Tatar yeni siyasetini taraflara resmen bildirdi ve 6 maddelik çözüm reçetesini sundu. Tatar, egemen eşitliğimiz ve uluslararası eşit statümüz tanınmadan müzakere masasına dönülmeyeceğini dünyaya duyurdu. Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022/2023 yıllarında,77. ve 78. BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda resmen KKTC’nin tanınması çağrısı yaparken, KKTC, 2022 yılının Kasım ayında Özbekistan’ın Semerkant kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı(TDT) Devlet Başkanları Konseyi 9. Zirvesi’nde gözlemci üye kabul edildi. KKTC ilk kez, 16 Mart 2023 tarihinde Ankara’da gerçekleşen TDT Olağanüstü Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Tatar tarafından temsil edildi. TDT Devlet Başkanları 10. Zirvesi, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kasım-Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde, başkent Astana’da 3 Kasım tarihinde gerçekleşti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev “Türk Devri” teması altında düzenlenen TDT 10. Zirvesi’ne gözlemci üye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) katılmasına, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) baskı ve telkinleri doğrultusunda karşı çıktı; KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ı ülkesine davet etmedi. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, geçtiğimiz Mayıs ayı başında, Gambiya’nın başkenti Banjul’da düzenlenen 15. İslam İşbirliği Teşkilatı (İTT) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde, ‘Kıbrıs Türk Devleti’ olarak değil resmî anayasal adımızla ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ olarak ülkemizi temsil etti. Bunları niye yazdım; niye hatırlattım? KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının bekası muhakkak tanınmadan geçer; yaşamakta olduğumuz birçok iç ekonomik/siyasi/sosyal sorundan, dışta haksız ambargo ve izolasyonlardan kurtulmanın yegane yolu tanınmadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan tanınma çağrılarının arkasını getirmeli; KKTC Cumhuriyet Meclisi vakit kaybetmeden iki devletli çözüm ve tanınma kararını almalı, Cumhurbaşkanı Tatar ve hükümet de her şeyi Anavatan Türkiye’den beklemeden tanınma için kendi diplomatik girişimlerini artırmalıdır. Gelecek Kıbrıs Türk halkınındır; KKTC’dir… Anavatan ile birlikte güzel günler bizimdir. Şu andaki tek hedefimiz tanınma, tanınma, tanınma olmalıdır.